HUDEYBİYE ANLAŞMASININ ETKİLERİ-2-
Muzaffer CAN
Rasülüllah (sav) in bu kadar önem verdiği ömre yolculuğu hedefine yirmi kilometre kala Mekke müşrikleri tarafından tamda harem hududuna gelmişken kesilince hz. Rasülüllah (sav) nasıl karşılık vermişti, diyorsunuz sevgili dostlar, Bizim gibi çok acele mi etmişti, bağırıp çağırmış mi idi.
Bunların hiç birisi değil tabi. bir kere O Allahın Rasülü, emini. tebliğcisi. yol göstericisi, bütün işi bu Allahın dini tamamlana kadar Allahın bildirileri devam edecekti. Çünkü Onun Rabbi; ما ودعك ربك وما ق “Rabbin seni bırakmadı, terk de etmedi.” burmuştu. Allahın izni ile yola çıkardığı Rasülü’nü terk edecek değildi. Onu Rabbi türlü imtihanlardan geçirmişti. Darlık, yokluk, öksüzlük, yetimlik, liderlik. Hatta Nur dağında cebrail ona peygamberlik müjdesiyle geldikten sonra üç yıl vahyin arkasını keserek onu öyle bir imtihan etti ki eşi görülmemiş bir çile çektirdi. Efendimiz ilk vahi geldikten bir müddet sonra ييا أيها المدثر قم فأنئر “Ey bürülü (peygamber)! Kalk ayağa da uyar insanları” (1, 2,) ayeti gelince derhal peygamberliğini ilan etmişti. Arkası kesilince Mekke sokaklarında çocuklar bile arkasına düşüp “Allah seni unuttu mu” diye taş atıyorlardı. Bu çileler o dereceye geldi ki, Efendimiz “Ya Rabbî eğer gördüğüm hayalde ben insanları aldatıyorsam ölüp gitmem daha iyi”diyordu.
Kalbinden kin tam anlamıyla söküldü. Tam bir rahmet peygamberi olana kadar bu imtihanlar devam etmişti. Rabbinin emri olan her şeyi anında yerine getirirken mükemmel teslimiyetin de örneği oluyordu. Hudeybiye’de de aynısı oldu. herkes sonucun ne olacağı konusunda endişe ederken Rahmet peygamberi en ufak tereddüt etmeden görüşmeğe devam ediyordu. Öyle ya inanmayan insanlarla barış anlaşması yapıyorsun bir kere. Karlı çıkacağım diye anlaşmayı baskıya çeviren Kureyş liler yanlış yaptıklarını kısa zamanda anlamış bulunuyorlardı. oysa yanıldıkları şey kendileri için de hayırlıydı.
Peygamber (sav) hiç bir zaman harp yapmayı istemedi. Çünkü görevi insanlar uyarmak idi kavga yapmak değil. O kesin biliyordu ki harpler konuşup anlaşma kapısını kapatır, Bunun için Allah “sulh daha yırlıdır” buyurmuştu. Hele harp yapacağı kendi kavmi ise.
Bunun için önce Allahın rüzgarını arkaya almak gerektiğini insanlara öğreten Odur. Harp kanı kan da kini. kin de konuşmayı ortadan kaldırır. Bu ise ilahi tebliği ortadan kaldırır.
İşte Ömer kendini yerden yere atarken Rasülüllah (sav) tebliğ imkanı kalmazsa diye endişeleniyordu. Allah Hudeybiye yiğitlerinin gönlündeki şüpheyi giderdi. Hepsi Peygamberin sözüne uyarak birlik sağlanmıştı. Müslümanların hiç bir kavgaya girmeden Medine ye dönmeleri mekke halkı üzerinde büyük bir etki bıraktı. Hz.Peygamberin ashap arasında bu kadar sevilmesi mekkelinin gözünde daha fazla sevilmesine sebep olmuştu. Dünün öksüz yetim ve kimsesiz Muhammedi, kendi doğduğu ana yurdundan kovulan Muhammed bu gün karşılarına dünyada eşe ve dengi olmayan bir komutan olara çıkmıştı.
Ebu Basir’a Ebu Cendel ve diğer müslümanların katılmasıyla Kızıl denizin kıyısında ki Sîfül Bahr denen yerde merkezlerini kurup Mekke ye giden ve çıkan kervanların önünü kesip mallarına el koydular. Bu öyle bir tesir gösterdi ki, anlaşmanın üzerinden sekiz dokuz ay geçmeden kureyş üst üste Peygambere elçiler yollayıp çeteyi dağıtmasını istediler. Peygamber “onları ben size geri vermiştim, artık benimle alakası yok”” cevabın veriyordu, Nihayet Peygamberin kayın babası olan Ebu Sufyan ın da uğraşmasıyla Efendimize bir heyet yollayıp bunlar “ya Muhammed, akrabayız ne olur, biz etik sen etme, çocuklar analarında süt yok ki içebilsin Mekke de ekim dikim yok, bizim yiyeceğimiz hep Şamdan gelirdi, Şimdi oda yok, vallahi akrabaların canlı cenazeye döndü. Ne olur on yıllığına yaptığımız anlaşmayı bozuver. Hiç olmazsa Bu çeteyi yanına çağır, onlar biliyoruz ki senin emrinden çıkmazlar” diye daha bir sürü laf döktüler. Peygamber (sav) de anlaşmayı bozup Ebu Cendel ve arkadaşlarını Medine ye çağırdı, derhal geldiler.
Bu olay Mekke fethinin kansız kinsiz bir fetih olmasını sağlamakla kalmayıp, ondan sonraki fetihlerin öncüsü olmuştur. Ardından Ebu Cendelin babası Süheyl b. Amr da müslüman oldu ve ürdünün fethi esnasında ikisi de şehit oldular, işte size bir tablo, nasıl okursanız okuyun. netice iyilik iyilik ve iyililiktir.
İnşallah sağlığımı Rabbim biraz düzelttirse fetih suresini yer yer tefsir ederek mealini vereceğim. Hudeybiye yi içeren ayetler orada geçtiğine göre en uygun anlamlandırmada o olayın geçtiği yerde yapılır gibi geliyor bana. İnşallah sizler de lütf edip okursunuz.
Mekke-i Mükerreme, 10, 12, 2017 Pazar.