Çoban Ateşi
Yasemin CİCİBIYIK
Ermenek
yerel ürünlere verdiği değer ile İç Anadolu Bölgesi’nde kendi halinde sakin
yaşayan Karaman’ın şirin bir ilçesidir.
Baraj Gölü’nün iklim değişikliğine etkisi ile farklı tarım ürünleri ekip
dikmeye başlayan yöre halkı son iki yıldır çilek ve böğürtlen tarımından para
kazanmaya başlayınca; daha başka neler yapabilirizin peşindeler aslında… Çilek ve böğürtlen bölge halkının yeni gelir
kaynaklarından birisi olurken, ilçede kurulan kurutma ve helva fabrikası istihdama
önemli katkı sağlıyor. Kendisi de Ermenekli olan iş adamı Muzaffer Polat
doğduğu topraklara yatırım yaparak yöre halkına çok kıymetli bir hizmet sunmuş.
Bu hafta sonu bu vefanın çilek tarlalarını gezme şansım oldu. Haziran ayında
ürün vermeye başlayan çilek tarlaları Ermenek’in dağlarına rengi ve meyvesiyle
çok yakışırken, Ermenek’te Kasım- Aralık ayına kadar çilek hasadının devam
ettiğini öğrendim.
“Hepimizin
bu topraklara borcu var.”
Ermenek kendisine hayranlık
uyandıran doğasıyla, yaşanabilir bir dünya için yöre halkı ve yerel yönetimiyle
gereken hassasiyeti gösteren bir ilçe. Ermenek Belediye Başkanı Atila Zorlu 8
Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde yöredeki kadınlara bir gün içinde solup
atılacak çiçek dağıtmak yerine 1500 adet zeytin fidanı dağıtarak önemli bir
farkındalığa imza atmış. Gölgesiyle ve meyvesiyle ilçeye çok yakışan zeytin
ağaçlarına, çilek ve böğürtlen tarlaları ise ayrı bir renk katmaya
başlamış. Belediye Başkanı Atila
Zorlu, iklimde yaşanan değişimin
tropikal meyve üretimi konusunda kendilerinde fikir oluşturmaya başladığını ve
araştırma içinde olduklarını söyledi.
Çilek tarlasında çalışan işçi
kadınlarla sohbet etme fırsatım oldu. Kadınlar çilek işinden memnun. Çilek,
yörede geçim darlığı çeken kadınlar için önemli bir istihdam alanı
oluştururken, 1 ayda 12 ton çilek hasat ediyorlar. Başka meyve ekmeyi
düşünmüyor musunuz diye sorduğumda, kısa ve öz cümleyi kuruyorlar:
“Ancak
üreteceğiz biz… Başka çare yok”
Çare
üretimde seferberlik içinde olmak, olabilmekte! Bu konudaki paydaşların önemi
büyük elbette… Tropikal meyveler konusunda sahada yapılacak bilimsel çalışmalar
Ermenek’in çehresini ve geleceğini tümüyle değiştirebilir.
Tarlada
çalışan işçi kadınlar yeniliklere açık ve meraklılar. Bir yol göstericiye
ihtiyaçları var. “Kadın değişirse dünya değişir” bir slogandan çok daha fazlası olmalı… Çünkü
bu topraklar bu bereketi hak ediyor.
Ermenek
geleneksel üretime sadık kalmayı başarmış, yerel mahsül konusunda söz sahibi
ilçelerimizden birisidir. Küçük üretici aileler varlıklarıyla bu topraklara
umut ve güven veriyorlar.
Toprak
verirse hepimiz doyarız diye diye, toprağı incitmeden seve seve, kurda kuşa aşa
diyerek çilek hasadına başlayan Ermenekli kadınlara ve yurdun üreten tüm
kadınlarına destek olan, elini taşın altına koyan, emek veren ve kafa yoran
herkese ihtiyacımız var.
Ermenek’te
eski tadında bir gün geçirdim. Doğa ve seyahat tutkunları için bir doz ilham
bırakmak gerekirse; tatil rotanıza Ermenek’i mutlaka ekleyin derim. Doğası ve
doğal yaşamı, doğal ürünleri ve binbir çeşit endemik bitkileri, eski bağ
evleri, baraj gölünde tekne turu, tarihin ayak izleri… Gece olunca, ayın suyla
dansına şayet bir kamp ateşi yakarsanız bir tutam piynar çalısı eklemeyi
unutmayın. Daha önce hiçbir yerde dinlemediğiniz ateş senfonisi ile sakin ve
dingin bir tatil ipucu bırakıyorum size, içimde çocuksu bir sevinç ve umutla…
“Bir an önce görülsün diye Akdeniz,
Toroslarda ağaçlar hep çocuk kalır”
(Sunay
Akın /Maki)