“Sensiz olmaz” desinler, “Sen olmazsan bu okul kapanır” desinler, “Senin gibi kimse bu köyü idare edemez” desinler ama sen deme.
“Ben olmazsam bu işyeri çalışmaz.”
“Bensiz bu gazete çıkmaz.”
“Ben olmazsam sinema veya tiyatro iflas eder” diyenlerin birçoğu onsuz da olduğunu gördüler.
Denilenlere de kulak verip daha iyiyi yapmaya çalış.
Ben olmazsam olmaz, benim gibisi bulunmaz, bundan sonra da gelmez demeye başlamışsan, birileri seni kaydırmaya başlamış demektir.
Dünya yaratıldığı günden bu güne kadar, bizsiz ve sensiz dönmeye devam etti.
Güneş bizden önce nice değerli ve değersiz insanları ısıttı ve ışıttı.
Demek ki, sensiz de, bizsiz de olurmuş bu dünya.
Zaten kendini vazgeçilmez sananlar uyurken onsuz da olunabileceğini görüyor.
Ölüp de uzun uykuya daldığında da bu dünya dönmeye devam edecek.
Topraktan gelenleri yiyerek yaşadık, sonunda toprak bizi yiyecek. “Bensiz olmaz” diyecek neyimiz var ki?
Rabbimiz: “(Yer) üzerindeki her şey fanidir” buyurur. (Rahman süresi ayet 55/26).
Doğup da ölmeyen, yapılıp da yıkılmayan ne var ki?
Bu dünya gemisi bizsiz de yoluna devam edecek.
Herkes kendi bulunduğu makam, mekân, imkân oranında üzerine düşeni yapmalı ve kendinden sonra gelenlere adını rahmetle andıracak işler yapmalı.
Rabbimiz, güzel işler yapan, güzel işlere aracı olanların, o iş devam ettiği sürece onun hesabına da sevap yazılacağına şöyle işaret eder:
“Kim güzel bir şeye aracılık yaparsa, aracı olan için de bir hisse vardır. Kim de kötü bir şeye aracılık yaparsa, onun için de bir hisse vardır. Allah her şeye kadir ve razik’dır.” (Nisa süresi ayet 4/85).
Sevgili peygamberimiz de: “Bir kimse, Müslüman olarak güzel bir çığır açarsa insanlar o çığırdan gittikleri ve ona göre hareket ettikleri sürece öldükten sonra da o çığırdan gidenlerin sevabından hiçbir şey eksiltilmeden çığır açana da verilir. Kötü çığır açana da o kötü öldükten sonra da o kötü çığırdan gidenlerin günahından hiçbir şey eksiltilmeden ona da verilir.” (Müslim, Sahih, K. İlm, bab 6).
Hadis-i şerifin sebebi vürudu/söylenme sebebinde, yardıma muhtaç birine yardım getireni gören ashabın da yardım getirmesi üzerine bu hadisi söylediğini haber verirler.
Ben, bu dünya sahnesinde iyi roller seçeyim. Kötü adam rolünü almayayım. Musa aleyhisselamı örnek alayım ama Firavun rolünü hiçbir şekilde kabul etmeyeyim.
Sevgili Peygamberimizin izinden gideyim ama Ebu Cehil’in gölgesi ile gölgem bile karışmasın diyelim.
Dünyaya kazık çakmayacağımıza göre gönüllerin İslam imanıyla süslenmesinde en küçük bile olsa fırça darbemizin izi bulunsun.
Sevgili Peygamberimiz buyurur: “Bir insan öldüğü zaman ameli kesilir (amel defteri kapanır). Ancak üç kişinin amel defteri kapanmaz:
1- Eğitim kurumu, cami, yol, çeşme, hastane, aşhane gibi topluma hizmet veren yerleri yapanlar,
2- Faydalı ilimleri öğrenen, öğreten, onlara yardım edenler,
3- Anne-babasına dua eden salih evlat yetiştirenlerin amel defteri kapanmaz.” (Müslim, Sahih, K. Vasıyyet, bab 4, Ebu Davud, Sünen, K. Vesaya, bab 14, Ahmed, Müsned, Ebuhüreyere hadisi).
Dünyada güzel bir izimiz olsun ki, cennet ümidi için yüzümüz olsun.