Facebook,
WhatsApp, Instagram, Tvitter…gibi yayın alanlarında din adına Ayet, Hadis,
Sahabe sözü, Tabiin sözü, şiir, hikaye naklederken mutlaka kaynağını da
verebiliyorsanız verin.
Bazı
insanlarımız, öyle güzel bir cümle kurmuş ki, mutlaka yayınlanması gerekir.
Ama
bu insanımız, kendine güveni olmadığından kendi sözünün altına bazen “Ayet”
diyenler var, bazen “Hadis” diyenler var, bazen “Mevlana” diyenler var.
Hazreti
Ömer döneminde yaşandığı söylenen uzun bir hikaye, uzun zamandır çokça dile
getirilir.
Bazı
kıssahan vaizlerimiz de o hikayeyi anlatırken cemaati hüngür hüngür ağlatırlar.
Hikayenin
her tarafı İslam’ a da aykırı.
Hikayeyi
yazan Alman şair Schiller (1759-1805) dir.
Bizimkiler,
isimleri değiştirerek sahabeye uyarlamışlar.
Peki,
Schiller, bizim kaynaklardan alıp Almancaya uyarlamış olamaz mı?
Olabilir,
ama onun için en uydurma hikayeleri yazan ve 1759 yılından önce yazılmış olan
bir kitapta olması gerekir.
Eskiden
“Yukarı mahallede söylediği yalana, aşağı mahallede kendisi de inanır” denirdi.
Şimdilerde
kavgadan, karışıklıktan, karşılıktan, tozduman halden geçinen, siyasiler,
afedersiniz, “siyaset” kelimesini kirletmemek için politikacılar, yazarlar,
kahvehane filozofları…duruma göre anında yalanı yumurtlayıverirler.
Akşam
yumurtladığını, basında, mahallede, kahvehanede…dillenirken dinleyince kendisi
de “Ben de yeni duydum…” diyerek nakletmeye başlar.
Halkımızın
çoğunluğu, öğretilmeyen dinini, canından fazla sever.
Bu
konuda parti pırtı farkı da yoktur.
Ama
bilmediği dinini değerlendirirken kendince güzel olan ne ise onun adı dindir.
Bu
kanaat da iyidir.
Allah
cellecelalüh güzeldir, kelamı güzeldir, peygamberi güzeldir, gönderdiği kitabı
güzeldir.
Buna
inanır, bunu söyler ve bu yolda can vermeye de hazırdır.
Amma,
o kitabı okuyup anlamaya zaman ayıramamaktadır.
Teknolojiyi
az çok anlayanlarımız, kendince güzel gördüğü bir şeyi halka duyurmak için önce
sözünü yazıyor ve etkili olsun diye de Kur’an’da böyle diyor” diye altına yazıyor.
Buna
Kur’an’ın ifadesiyle “Allah’a iftira” denir.
Kur’an-i
Kerimde Yahudilerin Allah adına uydurduklarına sonra kendilerinin inandığını ve
böylece kendilerini kandırdıklarını şöyle haber verir:
ذَلِكَبِأَنَّهُمْقَالُوالَنْتَمَسَّنَاالنَّارُإِلَّاأَيَّامًامَعْدُودَاتٍوَغَرَّهُمْفِيدِينِهِمْمَاكَانُوايَفْتَرُونَ
“Bu,
onların: "Ateş bize sayılı günlerden başka dokunmayacaktır"
demelerindendir. Uydurdukları şeyler onları dinlerinde aldatmıştır.” (Al-i
Imran süresi ayet 3/24)
Allah’a
en büyük iftirayı “Allah yeri-göğü yarattı ama yönetimi bizim büyüklerimize
bıraktı” mantığıyla hareket eden, Kur’an diliyle Müşrik, batı diliyle Deist
olanlar, o kriterlerini Allah’ın Kur’an-i Kerimde belirlediği kriterlerinin
önüne geçirerek Allah’a ortak koşanlar olduğunu da şöyle haber verir:
إِنَّاللَّهَلَايَغْفِرُأَنْيُشْرَكَبِهِوَيَغْفِرُمَادُونَذَلِكَلِمَنْيَشَاءُوَمَنْيُشْرِكْبِاللَّهِفَقَدِافْتَرَىإِثْمًاعَظِيمًا
“Muhakkak
Allah, kendisine ortak koşulmasını afvetmez. Bunun dışındakileri dilerse
afveder. Kim Allah'a ortak koşarsa büyük bir günahla iftira etmiş olur.” (Nisa
süresi ayet 4/48)
En
zalim insanların, Allah’a iftira edenler ve Allah’ın söylemediğini “…söyledi”
diyerek yayanlar olduğunu, insanları Allah’la aldatanlar olduğunu:
وَمَنْأَظْلَمُمِمَّنِافْتَرَىعَلَىاللَّهِكَذِبًا
“Allah'a
yalan iftirada bulunandan daha zalim kim vardır?…” (En’am süresi ayet 6/93,
144, A’raf süresi 7/37, Yunus süresi ayet 10/17, Hud süresi ayet 11/18, Kehf
süresi ayet 18/15, Ankebut süresi ayet 29/68)
Dikkat
ediniz. Ayet veya Hadis yazacağınızda veya konuşacağınızda birilerinin veya
tanıdığınız ve sevdiğiniz biri bile olsa
kaynağını görmeden yaymayınız.
Yaymak
zorunda değiliz, öğrenmek ve yaşadıktan sonra yaymak zorundayız
Dikkat
ediniz, yaydığınız bir söz eğer Ayet değilse en büyük iftirayı Allah’a etmiş
olursunuz.
Eğer
“Hadis” diye yaydığınız söz, Hadis değilse, sevgili peygamberimizi dinleyiniz:
مَنْكَذَبَعَلَيَّمُتَعَمِّدًافَلْيَتَبَوَّأْمَقْعَدَهُمِنَالنَّارِ
“Kim
bile bile benim adıma (söz uydurarak) yalan söylerse (cehennem) ateşindeki
yerini hazırlasın” (Buhari, Sahih, K. İlm, bab 39, Cenaiz, bab 32, Müslim,
Sahih, K, Mukaddime, bab 2, Hadis 4 ve hemen her Hadis kitabında rivayet
edilmiş)
Sevaba
gireceğiz diye günaha girmeyelim.