Ulvi EMRE
DEĞERLİ ÖĞRETMEN ARKADAŞLARIM
Bir kaç gündür ''SEVGİLİ GENÇLER'' başlığı altında,
gençlerimize ''Hayat yolunda '' karşılacakları zorlukları ve bu zorlukları
nasıl aşabilecekleri konusunda onlara yardımcı olmaya çalıştım.
Birkaç gün de sizlerle sohbet etmek istedim. Eğitimin
her kademesinde; İlk, orta, lise ve üniversite de görev yapmış bir arkadaşınız
ve ağabeyiniz olarak birikimlerimi ve tecrübelerimi sizlerle paylaşmak
istiyorum.
Değerli öğretmen arkadaşlarım, insanlara direkt
olarak, yani doğrudan doğruya, ilk elden hizmet eden iki meslek vardır.
Bunlardan biri öğretmenlik diğeri ise doktorluktur. Doktorluk, insanın bedeni
ve ruhi sağlığı ile ilgilenen bir meslek dalıdır.
Öğretmenlik ise önüne gelen çocukları ve gençleri
eğiten, onları bilgi sahibi kılan, onlara şekil veren ve onları hayata
hazırlayan bir peygamber mesleğidir.
Önüne gelen çocuğu, genci tanımayan, incelemeyen, öğrencisinin
özelliklerini ve yeteneklerini tesbit edemeyen ve onu sevmeyen bir öğretmen,
soğuk demir döven bir demirciye benzer.
Bunun içindir ki bir öğretmen sevgi, saygı, güler yüz
ve tatlı diliyle öğrencilerinin ruhuna ve gönlüne hitap ederek onların kalplerini
fethetmelidir. Aynı zamanda onların şahsiyetlerinin ve karakterlerinin
olgunlaşması ve gelişmesini sağlamak için çaba sarf eden ve onlara şekil veren
bir sanatkâr olduğunu unutmamalıdır.
Bakınız büyük şairimiz Mehmet Akif Ersoy öğretmeni
nasıl tanımlıyor:
Muallimim diyen, olmak gerektir imanlı,
Edepli, sonra liyakatlı, sonra vicdanlı!
Bu dördü olmadan olmaz çünkü vazife çok büyük!
Değerli öğretmen arkadaşlarım; bugünlük bu kadar,
yarın kaldığımız yerden devam edeceğim, biliyorum ki! Uzun yazılan yazılar pek
ilgi görüp okunmuyor, o bakımdan çok önemli olan Eğitim konusunu bir kaç güne
bölerek sizlere sunmaya çalışacağım.