Ulvi EMRE
DEFALARCA YAZDIM, BİR DEFA DAHA YAZIYORUM.
TARIM KENTLERİ KURULMADAN KALKINMA SAĞLANAMAZ VE SAMAN İTHAL EDEN ÜLKE OLMAKTAN KURTULAMAYIZ.
Bugün bir defa daha anlaşılmıştır ki, şehirleri büyütmek, nüfuslarını artırmak, şehirleri yaşanmaz hale getirmektedir.
Her türlü hastalıklar ve kötülükler çok çabuk yayılmakta, trafik yoğunluğu insanları canından bezdirmektedir.
1970 li yıllarda yazılıp, ilgililere sunulan rahmetli Tahsin Ünal hocamızın yazıp sunduğu "Tarım kentleri" ile yine rahmetli Bülent Ecevit'in "Köy kentleri" projeleri uygulamaya konulanilseydi, bugün büyük şehirler “Büyük zehirler” haline gelmeyecekti.
Şehirlere yakın köy ve kasabalara yatırımlar yapılarak, tarımsal üretim yapanlar desdeklenerek, ufak iş yerleri kurularak, her köye öğretmenle birlikte, doktor, veteriner ve ziraat mühendisleri atanarak, köy ve kasabada yaşam daha cazip hale getirilebilseydi, yirmi bine yakın köy boşalmayacak, okulları kapanmayacak, burada yaşayan insanlar şehirlere gidip fabrikalarda işçi olarak çalışmayacak ve şehirler yaşanmaz hale gelmeyecek, üreten ülke olmak yerine, tüketen ve her ihtiyacını ithal eden bir ülke durumuna düşmeyecektik.
Durum daha da vahimleşmeden, biran önce tedbirler alınarak, köy ve kasabalara yatırımlar yapılarak, teşvikler artırılarak buralarda yaşamak cazip hale getirilip köy ve kasabalara dönüşler başlatılmalıdır.
İlim ve teknikle gelişen ve güzelleşen köy ve kasabalar yarın ki Türkiye’yi cennet bir vatan haline getirebilir. Köylümüzün büyük şehirlere göçmeleri ve oralarda sefil bir hayat sürmelerinin önüne geçilerek daha müreffeh bir ülke haline gelebiliriz.
Bir roman yazarı olsaydım bu geri dönüşlerin ve Anadolu'yu ilim ve teknikle cennet haline getiren mühendislerin ve tüm çalışanların hayatlarının romanını yazardım.
ACABA SESİMİ DUYUP, YAZDIKLARIMI UYGULAMAYA KOYACAK BİR YÖNETİM KADROSU GELECEKMİDİR?
Tüm dostlarıma, arkadaşlarıma ve öğrencilerime hayırlı, huzurlu ve sağlıklı günler diler sevgi ve saygılar sunarım.