Erhan AYDIN
[email protected]
Yeni medya araçları (internet, sosyal ağlar, web siteleri, mobil uygulamalar, akıllı cihazlar vb.) tüm dünyada aktif bir şekilde kullanılmaktadır. Bazı insanlar yaşantılarını bu mecralarda paylaşırken, bazılarıysa bu mecralara göre yaşamlarını şekillendirmektedir. Güya ücretsiz olarak kullanıma sunulan bu mecralara aslında zamanımızı, hayatımızı ve kimliğimizi satmaktayız. Günümüzün hemen her ânında, elimizden düşmeyen akıllı telefonlar, bilgisayarlar, tabletler, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiş durumda.
Çoğu insan belki farkında belki farkında değil fakat şu bir gerçek: Bu mecralardan bizlere iletilen içerikler (film, dizi, müzik, resim, eğlence amaçlı video vb.) kimliğimizi değiştirmektedir. Bir ülkede, bir mecrada yayınlanan herhangi bir içerik, saatler içerisinde tüm dünyayı etkisi altına alabilmektedir. Yeni akımlar oluşturularak, hemen her kullanıcı bu akımın bir parçası hâline getirilmektedir. Yaşantılarımız, giyiniş tarzımız, gelenek ve göreneklere bakış açılarımız, dinlediğimiz müzikler, izlediğimiz film ve diziler, paylaştığımız resim ve videolar, bilinçaltımıza ulaşan ya da beğenimizi kazanan içeriklerden iletilen mesajlar yoluyla, tüm kullanıcılarda ortak fikirler, düşünceler, beğeniler yaratılmaktadır. Kısacası herkesin aynı içeriği tüketmesi sağlanarak, herkesin tek bir kimliğe bürünmesi amaçlanmaktadır.
İşte ben buna tek tip insan projesi diyorum.
Peki hayatımızı bu mecralara, içeriklere mahkûm etmek bize nelere mal olacak hiç düşündük mü? Hayatlarımızı bu tek tip insan projesine adamak nasıl sonuçlar doğuracak? Düşünen, fikirleri olan, benzersiz insanları mankurtlaştırmayı hedefleyen içerikler sizce de tehdit oluşturmuyor mu? İnsanı insan yapan düşünmek değil midir? Sizce çalışma hayatımızdan ve uykumuzdan arda kalan zamanımızı işgal eden bu mecralar, düşünmeye, fikir üretmeye engel olmuyor mu? Tek tip mesajları tüketen, aynı şeylerle gülüp aynı şeylerle eğlenen insanların biricikliği günden güne eriyip gitmiyor mu? Bireyselliği yitirmek, biricikliği yok etmek, bizleri tek tip insan hâline getirmez mi?
Büyük bir çoğunluk bu soruları kendisine sormuyor ya da soruların ne‘liğini önemsemiyor ya da önemsese de soruların cevaplarını bilmiyor. İçine doğru yuvarlandığımız kaosu (!) çoğu kişi umursamıyor. Doğal bir evrimsel süreç mi yoksa tarihin kaçınılmaz nihai sonu mu yoksa büyük felakete doğru adım adım giderken tüm insanlığın uyku hâli mi?..
Eminim sizlerin de soruları, cevapları hatta korkuları ve kaos teorileri vardır. Peki ne yapmalıyız? Benim verebileceğim tek yanıt şu:
Bence bu tek tip insan projesinden olabildiğinde uzak durmalı, biricikliğimizi korumalı, bireysel kimliğimizi kendimiz inşa etmeliyiz.
[email protected]
Yeni medya araçları (internet, sosyal ağlar, web siteleri, mobil uygulamalar, akıllı cihazlar vb.) tüm dünyada aktif bir şekilde kullanılmaktadır. Bazı insanlar yaşantılarını bu mecralarda paylaşırken, bazılarıysa bu mecralara göre yaşamlarını şekillendirmektedir. Güya ücretsiz olarak kullanıma sunulan bu mecralara aslında zamanımızı, hayatımızı ve kimliğimizi satmaktayız. Günümüzün hemen her ânında, elimizden düşmeyen akıllı telefonlar, bilgisayarlar, tabletler, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiş durumda.
Çoğu insan belki farkında belki farkında değil fakat şu bir gerçek: Bu mecralardan bizlere iletilen içerikler (film, dizi, müzik, resim, eğlence amaçlı video vb.) kimliğimizi değiştirmektedir. Bir ülkede, bir mecrada yayınlanan herhangi bir içerik, saatler içerisinde tüm dünyayı etkisi altına alabilmektedir. Yeni akımlar oluşturularak, hemen her kullanıcı bu akımın bir parçası hâline getirilmektedir. Yaşantılarımız, giyiniş tarzımız, gelenek ve göreneklere bakış açılarımız, dinlediğimiz müzikler, izlediğimiz film ve diziler, paylaştığımız resim ve videolar, bilinçaltımıza ulaşan ya da beğenimizi kazanan içeriklerden iletilen mesajlar yoluyla, tüm kullanıcılarda ortak fikirler, düşünceler, beğeniler yaratılmaktadır. Kısacası herkesin aynı içeriği tüketmesi sağlanarak, herkesin tek bir kimliğe bürünmesi amaçlanmaktadır.
İşte ben buna tek tip insan projesi diyorum.
Peki hayatımızı bu mecralara, içeriklere mahkûm etmek bize nelere mal olacak hiç düşündük mü? Hayatlarımızı bu tek tip insan projesine adamak nasıl sonuçlar doğuracak? Düşünen, fikirleri olan, benzersiz insanları mankurtlaştırmayı hedefleyen içerikler sizce de tehdit oluşturmuyor mu? İnsanı insan yapan düşünmek değil midir? Sizce çalışma hayatımızdan ve uykumuzdan arda kalan zamanımızı işgal eden bu mecralar, düşünmeye, fikir üretmeye engel olmuyor mu? Tek tip mesajları tüketen, aynı şeylerle gülüp aynı şeylerle eğlenen insanların biricikliği günden güne eriyip gitmiyor mu? Bireyselliği yitirmek, biricikliği yok etmek, bizleri tek tip insan hâline getirmez mi?
Büyük bir çoğunluk bu soruları kendisine sormuyor ya da soruların ne‘liğini önemsemiyor ya da önemsese de soruların cevaplarını bilmiyor. İçine doğru yuvarlandığımız kaosu (!) çoğu kişi umursamıyor. Doğal bir evrimsel süreç mi yoksa tarihin kaçınılmaz nihai sonu mu yoksa büyük felakete doğru adım adım giderken tüm insanlığın uyku hâli mi?..
Eminim sizlerin de soruları, cevapları hatta korkuları ve kaos teorileri vardır. Peki ne yapmalıyız? Benim verebileceğim tek yanıt şu:
Bence bu tek tip insan projesinden olabildiğinde uzak durmalı, biricikliğimizi korumalı, bireysel kimliğimizi kendimiz inşa etmeliyiz.
