Ulvi EMRE
Tam 107 yıl önceydi; -43 derece soğukta ve yoğun kar yağışı altında ve gece zifiri karanlıkta, üstlerinde normal asker elbiseleriyle, ayaklarında çarıklarla, yaşları 15-20 arasında bulunan, Anadolunun bağrından koparılıp getirilen doksan bin yiğidin, bilinçsizce Allahu Ekber dağına sürülüp, donarak şehadetlerinin yıl dönümünde, şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerim. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Ben askerlik görevimi İstanbul' da yedek subay olarak yaptım. O tarihte yaşamış olsaydım ve bana böyle bir emir verilseydi, doksan bin yiğidi, o kış şartlarında o dağa sürmez ve emre karşı gelirdim.
Düşünün! zamanın Genel Kurmay Başkanı(ismini yazmayacağım, herkesin bildiği bir isim) düşünmeden, danışmadan, araştırmadan hatalı bir emir veriyor ve kıtaların başında bulunan komutanlar(emir erleri) hiç itiraz etmeden doksan bin yiğidi bu iki bin metrenin üzerinde yükseklikte bulunan dağa bir koyun sürüsü gibi sürüyorlar.
Ertesi sabah, bu şehitlerimizin donmuş bedenlerini, düşmanları olan Rus askerleri bulup toplamaya başlıyor ve Türk yetkililere haber veriyorlar.
Ehil olmayan, liyakatsiz, bilgisiz, emret paşam, sen her şeyi herkesten iyi bilirsin zihniyeti ve kötü yönetim, tarihte kurulmuş Türk devletlerinin yıkılışlarındaki en önde gelen sebeplerden biridir.
Osmanlı Türk İmparatorluğunun yıkılışındaki en büyük sebep, kötü yönetim ve onların atadıkları ehliyetsiz, liyakatsiz, beceriksiz idarecilerdir.
Şimdi sizlere; Acı ve göz yaşı dolu Sarıkamış harekatının 100. Yıl anma törenlerinde, Karaman Mehmet Bey Üniversitesinde iki yıl önce yapmış olduğum konuşmamın ardından okumuş olduğum şiiri sizlere sunuyorum.
GÖNÜL PINARIMDAN
Görmedi hiçbir dağ,
Allahu Ekber dağının
Gördüklerini.
Yaşamadı hiçbir dağ,
Allahu Ekber dağının,
Yaşadıklarını.
Aldı doksan bin yiğidin,
Üşümüş taze bedenlerini.
Toprağın kara bağrında,
Isıtıp, koklamak için.
Cennet de bugün onları,
Gülleri açmış görürüz de,
Titrer hâla taze bedenleri,
Gözlerimizin önünde.
Yaşamadı hiçbir dağ,
Allahu Ekber dağının yaşadıklarını.
Görmedi hiçbir dağ Allahu Ekber dağının gördüklerini.
Tam 107 yıl önceydi; -43 derece soğukta ve yoğun kar yağışı altında ve gece zifiri karanlıkta, üstlerinde normal asker elbiseleriyle, ayaklarında çarıklarla, yaşları 15-20 arasında bulunan, Anadolunun bağrından koparılıp getirilen doksan bin yiğidin, bilinçsizce Allahu Ekber dağına sürülüp, donarak şehadetlerinin yıl dönümünde, şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerim. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Ben askerlik görevimi İstanbul' da yedek subay olarak yaptım. O tarihte yaşamış olsaydım ve bana böyle bir emir verilseydi, doksan bin yiğidi, o kış şartlarında o dağa sürmez ve emre karşı gelirdim.
Düşünün! zamanın Genel Kurmay Başkanı(ismini yazmayacağım, herkesin bildiği bir isim) düşünmeden, danışmadan, araştırmadan hatalı bir emir veriyor ve kıtaların başında bulunan komutanlar(emir erleri) hiç itiraz etmeden doksan bin yiğidi bu iki bin metrenin üzerinde yükseklikte bulunan dağa bir koyun sürüsü gibi sürüyorlar.
Ertesi sabah, bu şehitlerimizin donmuş bedenlerini, düşmanları olan Rus askerleri bulup toplamaya başlıyor ve Türk yetkililere haber veriyorlar.
Ehil olmayan, liyakatsiz, bilgisiz, emret paşam, sen her şeyi herkesten iyi bilirsin zihniyeti ve kötü yönetim, tarihte kurulmuş Türk devletlerinin yıkılışlarındaki en önde gelen sebeplerden biridir.
Osmanlı Türk İmparatorluğunun yıkılışındaki en büyük sebep, kötü yönetim ve onların atadıkları ehliyetsiz, liyakatsiz, beceriksiz idarecilerdir.
Şimdi sizlere; Acı ve göz yaşı dolu Sarıkamış harekatının 100. Yıl anma törenlerinde, Karaman Mehmet Bey Üniversitesinde iki yıl önce yapmış olduğum konuşmamın ardından okumuş olduğum şiiri sizlere sunuyorum.
GÖNÜL PINARIMDAN
Görmedi hiçbir dağ,
Allahu Ekber dağının
Gördüklerini.
Yaşamadı hiçbir dağ,
Allahu Ekber dağının,
Yaşadıklarını.
Aldı doksan bin yiğidin,
Üşümüş taze bedenlerini.
Toprağın kara bağrında,
Isıtıp, koklamak için.
Cennet de bugün onları,
Gülleri açmış görürüz de,
Titrer hâla taze bedenleri,
Gözlerimizin önünde.
Yaşamadı hiçbir dağ,
Allahu Ekber dağının yaşadıklarını.
Görmedi hiçbir dağ Allahu Ekber dağının gördüklerini.