Hasan ÖZÜNAL
Karaman kadim medeniyetler şehri.
Karaman Dünya kültürüne katkı vermiş bir kutlu belde.
Karaman eğitimi ile âlimler yetiştirmiş bir Dünya mirası.
Bu kadim şehrin bir yüksek eğitim kurumu olması gerekli idi.
Büyük mücadele ve fedakârlıklarla sonunda oldu.
Ankara yolları aşındırıldı, bir metre arsası fazla olsun diye yalvarıldı, bir binası fazla olsun diye dil döküldü, pek çok kimse dişinden tırnağından, varlıklısı servetinden heba edip katkıda bulundu.
Ankara bir denileni iki etmedi çoğunlukla. Bürokrat ve siyasilerimiz akan suları gün geldi durulttu.
Bu gün fiziki yapılanma ile emsallerinden çok üstün bir seviyeye geldi KMÜ.
Önce başka ilin başka Üniversitesine bağlı yüksekokullar ile başlayan bu macera takdir edilecek kadar güzel yönetimlerle, yöneticilerle hayata geçti.
Halk ile kaynaştı, bütünleşti… Öğrenciler koşarak geldiler uçarak gittiler. O kurumdan yayılan her haber mutluluk ve güzellikler içeriyordu.
Sonra ne oldu bilemeyiz çalkantılar başladı.
Bir dönem istisnasız her biri bir değer olan öğretim görevlileri rüzgâr önünde savrulan yapraklar gibi dağıldılar.
Büyük fetret dönemleri yaşandı. O değerli ilim adamları, akademisyenler yıldızlar gibi kayıp gittiler.
Bu fetret dönemlerinden en kötülerinden birisi sona ermişti.
Ama onlarca değerli akademik değer, resmen kaçırıldı.
Daha sonra Mehmet Akgül döneminde zor da olsa bir toparlanma ve yükselme başlamıştı ki sürprizler sonucu aynı karanlık dönemlere tekrar girildi.
O kadar çok iddialar, o kadar çok dedikodular, o kadar çok olumsuzluklar gündeme geldi ki adeta bir fırtına esti. (Doğru gün ışığı gibidir. Kesinlikle yolunu bulur)
Şükür ki o da bitti.
Vekâlet, üç beş rakamlı bir zaman dilimi. Asalet bugün yarın açıklanır. Vekile düşen çaba gösterip, bir an önce asile devri yapmaktır.
Zor bir iş olmayan bu görev neden böyle hor kullanılıyor anlamak mümkün değil. Kendileri de o öğrencilik yollarından geçenler, öğrenci sorunlarını daha zor hale neden getiriyor.
Kişisel olarak toplumun bir parçası olan bu yöneticiler neden küçük dağların büyük yaratıcısı mantığına bürünüyor. Temeli sosyal katmanları ihya olan yüksek öğretimi, neden bu katmanlardan uzak tutuyorlar. Sanayici, iş adamı, ziraatçı, fikir adamı, aydın, edebiyatçı, sanatçı, işçi vb. gibi gruplardan fersah fersah uzak duruyorlar. Hatta onlarla didişme içine giriyorlar.
Siyasi etkilerle gelip de siyasetin kölesi olmak akademik yapıya uyar mı?
Akademik özgürlük kelimesini adam doğrama makinesi haline getirmek ne kadar zarar veriyor fark edilmiyor mu?
Mükemmel fiziki yapılanmayı boş bırakmak, kelimenin tam anlamı ile örene çevirmek hak mı?
Temel bilimler dururken, sırf birilerine akademik unvan, akademik not olsun diye göğü mızraklamak gibi saçma konulara yönelmek bu millete ceza değil mi?
Geldik bu güne. Bu göreve layık birileri aranıyor sanırız.
Elbette günün düzenine uygun olarak, birisinin dayısı, yeğeni, kariyerden çok arkası kuvvetli birileri aranmıyordur. Yoksa yine aynı filmin devamını seyrederiz.
Dileriz Karamanın haritadaki yerini zor bilen, ekibim diye etrafındaki bir sürü şaşkın ile gelecek birileri bulunmaz.
Daha önce huzursuz edilerek gönderilenler de dâhil, Karaman’da Üniversitemize hizmet etmiş, Karamanı, Karamanlıyı, Üniversitenin akademik yapısını, öğrencinin ve halkın ihtiyaçlarını bilen öylesi değerler var ki…
Bunlar arasında KMÜ gibi bir eğitim kurumuna iki kat liyakatli tabiri caiz ise cuk oturacak ve o makamın çok üstünde liyakat ve performans sahipleri var ki.
Ama eğitimi beton binalarla kalibre edenler dileriz bu sefer bu hataları yapmazlar.
KMÜ Karamanın penceresi, dünyaya açılan kapısı, geçmiş medeniyetlerin geleceğe taşındığı köprüsü, Türkiye’nin geleceğinin mimarlarının yetişeceği bir kurum, istikbal arayan gençlerin bir hizmet aracı, Karamanlı için sosyal yapının bir yükselme vesilesidir.
Ahbap/Çavuş ilişkisi ile tespit edilenlerle yönetilmeyecek kadar önemidir, veballidir.
Şimdi Karamanın üst siyaseti mazeret hazırlığı içinde değildir umarız. “Bizim dışımızda gelişti, bize soran olmadı” mazeretini civcivler bile yemez. Bu konu onlarla başlar, onlarla biter.
KMÜ nün fiziki olarak bu hale gelmesinde emeği geçenlerden, baki âleme intikal edenleri rahmet sağ olanları da teşekkür ile anıyoruz.
Dünya sathına yayılmış yüzbinlerce Karamanlı adına, bu şehirde ilim irfan öğrenmek için gelmiş geleceğin teminatı gençler adına, bilhassa orada emeği geçen güzel insanlar hatırına, lütfen ama lütfen yeni bir fetret dönemi yaşatmayın.
Kadınlar arası muhabbetle, hısım akraba ilişkileri ile siyasi tarafgirlik ile falanca birlikten yetişmiş mantığı ile bir yanlışı daha bu şehre dayatmayın.
Unutmayın ki Karamanlıyım diyen yediden yetmişe herkes KMÜ ile ilgili ve son yıllarda en ücra köyümüzde bile bu konular konuşulup takip ediliyor.
Dileriz son kozunuzun da farkındasınızdır.
SANDIK YAKIN…