Mustafa UYSAL.
Emekli İmam Hatip
Hayat nedir.?
Bana göre kanaattir.
Peki nedir kanaat.?
Tek kelimeyle:
Mutlu olmayı bilme yetisidir.
Pek çok insan yanlış anlıyor bunu.
Yokluğa sabır sanıyor.
Hayır mevcutla yetinmeyi bilebilmedir kanaat.
Var olana şükürdür.
Öyle buyurur efendimiz.
“KANÂAT TÜKENMEYEN HAZİNEDİR”
Aynen öyledir.
93 te bir murat 124 almıştım.
İlk göz ağrımdı ben'im.
İki tarafı aynı olan anahtarı ilk onda görmüştüm.
Sohbete gelen Dr. arkadaşların Mercedesinin yanına park ediyordum.
Pırıl pırıldı.
Çok temiz tutardım.
Murat'ı olanlar temiz tutarlar bilirsiniz.
Sohbet sonrası doooğru ona yönelirdim.
Gözüm hiç etrafa kaymazdı.
Oda bana gülümserdi bildiğin.
İkimiz birden Mercedes'e gülerdik belli etmeden.
Mutluydum.
Mutluyduk beraber.
Sekiz kişi binerdik çocuk çoluk.
Ne yapalım, nüfus o kadardı.
Banamısın demezdi garibim..
Maviydi ama olsun varsın.
Elin güzel Mercedesinden hiç fayda görmedik bugüne kadar.
KANÂAT şart.
Mercedes'in nazı çekilmez.
Murat öyle değil.
Boğaz tokluğuna yırtardı ortalığı.
"Hayat mayat diyorlar.
Ben'im gözüm mayatta."
Diyorya Necip Fazıl üstad.
Benim'ki de o hesap.
Ben'im gözüm de murattaydı hep.
Çünkü ayağıma uygun numara oydu.
Tencere kapak gibiydik.
Hocam bugün biraz uçmuş mu diyorsunuz yok'sa.
Hayat hep nasihat, hep nasihat değil dostlar.
Boş verin.
Bak güneş girmeye başladı pencereden.
Rahat nefes alıp veriyoruz çok şükür.
Az önce namaz dönüşü,
bir arabanın altında bir kedi vardı üşümüş.
O'da sevinmiştir güneş'e şimdi.
İki gün önce cenazedeydik musalla da.
Akşam bir hayırlı işin duasını yaptık.
Hayat böyle.
Birileri öteye taşırken yükünü,
birileri yeni yuva kurma telaşında.
Putin'in de uykusu geliyor ben'imde.
Belki ben ondan biraz daha rahat uyuyorum.
Onun koskoca bir ülkeyi yutma sorunu var.
Benimse az sonra bir hap yutma derdim var.
Amerika hayali kuranlar.
İngiltere'ye hevesli olanlar.
Almanya yı düşleyenler.
Japonya’yı merak edenler.
Unutmayın.
Orada da gün yirmi dört saat.
Orada da gece gündüz var.
Orada da insanların adım boyları aynı.
Orada da oksijen tüketerek yaşanıyor.
Orada da ekmek buğdaydan yapılıyor.
Orada da kuşlar havada, kediler yerde yaşıyor.
Yani anlayacağınız biz'im Konya bozkır'la Almanya Berlin inanın aynı.
Tek farkı Bozkırın havası daha temiz.
Berlin’de daha çok eksoz gazı vardır.
Bakın bugün pazar.
Az sonra biz'im Celaleddin HOCA,
su uçtu şelâlesinden sekiz on resim atar, biz'de onlara NİAGARA
şelalesi niyetiyle bakarız olur biter.
Nasıl olsa hayal parasız.
İyi Pazarlar diliyorum.
Sağlıcakla kalın.
NOT:
Bir arkadaşımın Tlf. üzerine murat 124 için "İftarda yenen katıksız ekmek gibidir" tadına doyum olmaz dedim. Meğer pek çok kişinin hatırası varmış biz'im mübarekle.
Allah'ım gönlümüzün muradını da versin inşallah.
Emekli İmam Hatip
Hayat nedir.?
Bana göre kanaattir.
Peki nedir kanaat.?
Tek kelimeyle:
Mutlu olmayı bilme yetisidir.
Pek çok insan yanlış anlıyor bunu.
Yokluğa sabır sanıyor.
Hayır mevcutla yetinmeyi bilebilmedir kanaat.
Var olana şükürdür.
Öyle buyurur efendimiz.
“KANÂAT TÜKENMEYEN HAZİNEDİR”
Aynen öyledir.
93 te bir murat 124 almıştım.
İlk göz ağrımdı ben'im.
İki tarafı aynı olan anahtarı ilk onda görmüştüm.
Sohbete gelen Dr. arkadaşların Mercedesinin yanına park ediyordum.
Pırıl pırıldı.
Çok temiz tutardım.
Murat'ı olanlar temiz tutarlar bilirsiniz.
Sohbet sonrası doooğru ona yönelirdim.
Gözüm hiç etrafa kaymazdı.
Oda bana gülümserdi bildiğin.
İkimiz birden Mercedes'e gülerdik belli etmeden.
Mutluydum.
Mutluyduk beraber.
Sekiz kişi binerdik çocuk çoluk.
Ne yapalım, nüfus o kadardı.
Banamısın demezdi garibim..
Maviydi ama olsun varsın.
Elin güzel Mercedesinden hiç fayda görmedik bugüne kadar.
KANÂAT şart.
Mercedes'in nazı çekilmez.
Murat öyle değil.
Boğaz tokluğuna yırtardı ortalığı.
"Hayat mayat diyorlar.
Ben'im gözüm mayatta."
Diyorya Necip Fazıl üstad.
Benim'ki de o hesap.
Ben'im gözüm de murattaydı hep.
Çünkü ayağıma uygun numara oydu.
Tencere kapak gibiydik.
Hocam bugün biraz uçmuş mu diyorsunuz yok'sa.
Hayat hep nasihat, hep nasihat değil dostlar.
Boş verin.
Bak güneş girmeye başladı pencereden.
Rahat nefes alıp veriyoruz çok şükür.
Az önce namaz dönüşü,
bir arabanın altında bir kedi vardı üşümüş.
O'da sevinmiştir güneş'e şimdi.
İki gün önce cenazedeydik musalla da.
Akşam bir hayırlı işin duasını yaptık.
Hayat böyle.
Birileri öteye taşırken yükünü,
birileri yeni yuva kurma telaşında.
Putin'in de uykusu geliyor ben'imde.
Belki ben ondan biraz daha rahat uyuyorum.
Onun koskoca bir ülkeyi yutma sorunu var.
Benimse az sonra bir hap yutma derdim var.
Amerika hayali kuranlar.
İngiltere'ye hevesli olanlar.
Almanya yı düşleyenler.
Japonya’yı merak edenler.
Unutmayın.
Orada da gün yirmi dört saat.
Orada da gece gündüz var.
Orada da insanların adım boyları aynı.
Orada da oksijen tüketerek yaşanıyor.
Orada da ekmek buğdaydan yapılıyor.
Orada da kuşlar havada, kediler yerde yaşıyor.
Yani anlayacağınız biz'im Konya bozkır'la Almanya Berlin inanın aynı.
Tek farkı Bozkırın havası daha temiz.
Berlin’de daha çok eksoz gazı vardır.
Bakın bugün pazar.
Az sonra biz'im Celaleddin HOCA,
su uçtu şelâlesinden sekiz on resim atar, biz'de onlara NİAGARA
şelalesi niyetiyle bakarız olur biter.
Nasıl olsa hayal parasız.
İyi Pazarlar diliyorum.
Sağlıcakla kalın.
NOT:
Bir arkadaşımın Tlf. üzerine murat 124 için "İftarda yenen katıksız ekmek gibidir" tadına doyum olmaz dedim. Meğer pek çok kişinin hatırası varmış biz'im mübarekle.
Allah'ım gönlümüzün muradını da versin inşallah.