Hasan
ŞİMŞEK
24
Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması’nın yıldönümü münasebetiyle bu yazı kaleme
alınmıştır.
Bilindiği
gibi 11 Ekim 1922’de Mudanya Ateşkes Anlaşması yapılmıştı. Mudanya
müzakerelerini Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti’ni temsilen Batı Cephesi
Komutanı İsmet Paşa yürütmüştü. Mudanya Mütarekesi ile Doğu Trakya düşmanlardan
savaşmadan alınacaktı. Nitekim öyle oldu. Yunanlılar Mütareke’ye göre 30 gün
içinde Doğu Trakya’yı tahliye ettiler. Mudanya Mütarekesi’nden sonra sıra
Lozan’a gönderilecek baş delegenin seçimine gelmişti. Baş delege kim olacaktı?
Taliplileri çoktu, Rauf Bey, Kâzım Karabekir Paşa, mevcut Dış İşleri Bakanı
Yusuf Kemal Bey ve diğerleri. Gazi bu iş için İsmet Paşa’yı uygun görüyordu.
Mecliste İsmet Paşa’ya karşı olan mebuslar, İsmet Paşa’nın asker olduğunu,
politikadan bir şey anlamadığını, kurnaz yabancı diplomatlar karşısında başarısızlığa
uğrayacağı endişesini taşıyorlardı. Muhaliflere göre, İsmet Paşa, Lozan’a
muhakkak gitmeli ama Rauf Bey’e yardımcı ve askerlik konularında danışman
olarak görevlendirilmeli idi. Meclis’te karşı olanlarla birlikte bazı üyeler de
böyle istiyordu.
Gazi
Mustafa Kemal ise İsmet Paşa’nın akıllılığını, uzak görüşlülüğünü övüyor ve
uzun süredir savaş alanlarında olduğu için, bu meziyetlerinden Ankara’da gereği
gibi değerlendirilemediğini söylüyordu. Örnek olarak da “Şu oturduğumuz masayı
alın” der. “Şimdi içinizden birine bu masayı devirmenizi istesem, bu iki türlü,
ya da üç türlü bilemediniz dört türlü yaparsınız. Ama İsmet Paşa öylesine
akıllıdır ki, masayı sekiz, dokuz belki de on ayrı biçimde devirir.” diyerek
düşüncesini açıklar.
Kâzım
Karabekir’in adaylığına, konferansta Ruslar bulunacağından ve Paşa’yı Doğu’daki
zaferinden dolayı sevmediklerinden uygun olmayacağını, konferansa dış işleri
bakanları katılacağından Rauf Bey’in statüsünün Başbakan olduğundan uymayacağı
gerekçesiyle/bahaneleriyle İsmet Paşa üzerinde duruldu denilse de, İsmet Paşa
Mudanya görüşmelerini bile zorla kabul ederken, Lozan görüşmeleri gibi ağır bir
yükün altına girmek istemez.
Yusuf
Kemal Bey’in istifası ile Dış İşleri Bakanı olarak Lozan’a gidecektir. Gazi
Mustafa Kemal’in ısrarı üzerine bu görevi bir emir telakki etmek zorunda kalır.
Mustafa Kemal Paşa, Lozan Konferansı’na İsmet Paşa’nın atandığını
bildirdiğinde, Bursa’daki zafer kutlamaları töreninde şöyle der: “ İçimizde en
iyi, en kusursuz olanımız- en güvenilerek danışılacak, en inanılarak
dayanılacak kimse, arkadaşların en candanı, yurtseverlerin en ateşlisi; yalnız
Türklerin değil, şanlarını şereflerini , namuslarını kurtardığı Müslüman
milletlerin de saygısını kazanmış bir insan.” diyerek İsmet Paşa’nın
meziyetlerini bilmeyenlere anlatır.
Sonuç
olarak, İsmet Paşa’nın tercih edilmesi, bazılarının ifade ettikleri gibi onun
itaatkâr iyi bir uygulamacı olmasından değil, çok zeki ve yetenekli ve işin
ehli olmasından dolayı aday gösterilmiştir. İsmet Paşa Lozan murahhaslar heyeti
başkanlığına hem TBMM’de oy birliği ile seçilmiş ve Dış İşleri Bakanı olarak
Lozan’da Türkiye’yi gücümüzün çok üstünde temsil etmiştir.