Mustafa UYSAL
Emekli İmam Hatip
Evet mesleği kamyon'culuktu...
Adı: Ahmet
Soyadı:Bilgin..
Lakabı: Gırılan Ahmet.
Köyü: Gameni..( veya kameni)
Ortak arkadaşlarımız,
İLLÂ Ahmet abi ile ilgili anılarından yaz dediler.
Yazıyorum:
Tanıştığımız yılı hatırlamıyorum.
Hattad kadar güzel yazısı vardı.
Hızlı ülkücüydü.
Arkadaş canlısıydı.
Aşırı konuşkan biriydi.
Kırk kişiye üç saat soluksuz konuşabilirdi.
Çok çabuk ağlayan bir yapısı vardı.
BUYURUN Başlıyoruz:
Yunus Emre ortaokulunda öğrenciymiş.
Yaramaz kelimesinin tam karşılığı bendim hocam diyor.
Birgün eve dönüşte bir sarı zarf bulur.
Okuldan velisini çağırmaktadırlar.
Ertesi sabah Ahmet abim;
okul civarında ihtiyar bir baba arayışına girer.
Ve anında Seyithasanlı birini yakalar.
Ağlar sızlar ikna eder.
Müdür beyin huzurundalar.
Müdür bey başlar:
Bu sen'in yaramaz oğlan,
Şöyle azaysız, böyle yaramaz vs.vs.
İhtiyar sürekli "doğru müdür bey" der.
Derken kapı vurulur.
Müdür bey giriiiin der tabii'ki.
Giren ihtiyar; Kazım Bilgin amcadır.
Yâni; Ahmet abimin öz babası.
Ahmet abim bahar günüydü pencere açıktı hocam diyor.
(Teee eski Yunus Emre ortaokulu nu düşünün.)
Hoooop Ahmet abim yok.
Müdür bey Seyithasanlı amcaya döner.
Yahu sen nasıl insansın.
Yaşından başından utanmadınmı vs.
Kem küm..
Akşam evde olanları her halde tahmin zor olmasa gerek.
Ahmet abim Ozan Arif hastasıydı.
Şiirlerin tamamını ezbere okurdu desem mübâlağa olmaz.
Birgün TLF. etti.
Hocam seni alıyorum aşağı in.
Arabadayız.
Cigaram yok beş lira ver.
Verdim.
Çarşı vs.
Fisandun kırına doğru gittik.
Mangal niyeti varmış.
Düz arazide mangal vs. derken bir yağmur başladı.
Ahmet abim duada:
Ne olur Rabbim ocağımı söndürme.
Zaten borca harca zor aldık.
Şu hocanın kursağınada bir parça et düşsün.
Gülmekten yerlerdeyim.
Ömrüm duayla geçti.
Böyle ihlâsla duayı ilk defa duydum.
Mustafa Karaman bey hac';dan gelmiş.
Ziyaretindeyiz beraber.
Başkalarıda var.
Ahmet abim Arafat, Mina, Müzdelife anlatıyor.
Yanımda oturan yabancı bana soruyor.
Arkadaş nerenin hocası.?
Hoca değil KAMYON'CU dedim.
Üstelik haccada gitmemiş hali bu.
Adamcağız bana inanmadı iyimi.?
Ahmet abim kendi kendine söyleniyor birgün.
Biz milliyetciyiz çile çektik;
bir kooperatif dairesi ancak düştü dünyada hissemize.
Apo vatan haini koskoca bir ada düştü hocam.
Allah'tan revamı.
Abi iyilerin kaderi bu Allah bilsin deyip teselli etmiştim.
Yeğeni Murat için dünürlüğe giderler dört kişi.
Kayınbaba sorar; Damad bey ne iş yapar diye.
Ahmet abim anlatır.
Ben dayısıyım boşta gezerim.
Şu bey babası olur boşta gezer.
Şu kıravatlı bey amcası olur oda boşta gezer.
Eh bunca boş adamın içinde;
şu masumu çalıştıracak değiliz herhalde oda boşta gezer.
Diyen Ahmet abim hayırlı işi bitirir. Murat'ın iki üç bebesi var şimdi.
Sık sık
"Garibanlık bağrımıza bağdaş kurdu oturdu, kalkmaya da hiç niyetli değil", derdi garibim.
Oğlu Oğuzhan dört yaşlarındaydı tanıştığımızda.
Eve çocuklu müsafir gelir birgün.
Çocuk Oğuzhana tokat vurur.
Derken az sonra bir daha vurur.
Ahmet abim işaret eder.
Az sonra tekrar edince;
Oğuzhan da çocuğa bir tokat aşkeder.
Ahmet abim çıkışır.
Oğlum müsafire vurulur mu.?
Oğuzhan'dan cevap.
E sen vur dedin yaa.
Birgün evine çağırdı.
Duvarında abisi Yaşar bey'in fotoğrafı vardı.
Bu okudu adam oldu hocam demişti.
Kızı Elif'e dediki.
Bak kızım bana aniden birşey olursa bu Mustafa amcana derdini söyle.
Dediği gibi ani bir pıhtı ve bir daha çıkamadı komadan.
Akşamdan bir düğünde beraberdik.
Gece tutulmuş o son görüşmemizmiş meğer.
Hac'ca yazılmıştı.
Ömrü vefa etmedi.
Galiba oğlu Kazım yerine vekâleten hac yaptı.
Mekanın cennet olsun güzel insan.
Arkasında "yinemi rampa" yazan,
kamyon gördüğümde; aklıma düşüyorsun.
Ve Fatiha gönderiyorum.
Sağlıcakla kalın.