Mustafa UYSAL
Emekli İmam Hatip
Bugün Konya şehir içi dolmuşunda geçti konuşma.
On kadar yolcuyuz.
Üç kişi ayakta gidiyor.
Birisi elli'li yaşlarda.
İkide bir ineceği yeri hatırlatıyor kaptana.
Kaptan yirmi beş civarı.
Siyah gözlük, ona uygun sakal ve üç yerde Müslüm posteri
Her adres hatırlatmasına; "Tamam baba" cevabı veriyor.
Nihayet durakta indi ihtiyar dedikleri zat.
Konuşulanlardan:
-Ya baba bu ne heyecan.
-Bu kadar heyecan yapılmaz ki birader.
Başka gençler de söze giriyorlar.
Bir ara biri dediki;
-Usta amca ev almış onun heyecanı herhalde.
-Almışsa almış heyecan da nesi.?
Ben hem doluktum, hem güldüm içimden.(elbette.)
Oturduğum yerden;
"Biz yeni bir ayakkabımız olduğunda bundan fazla heyecan yapardık" dedim.
Adam sanki uzaya ayak basmış misali ev almış arkadaş.
Şu anda bir ev alabilmek, biz'im taife için bir hafta uykudan olmaya denktir.
Fakat yeni nesile anlatmak öyle zor ki.
Belki deveye hendek atlatmak daha kolay denebilir.
Yok ile var arası o kadar uzakki biz'im için.
İnsan bir yeni gömleğe sevinebilirse hayatı yaşıyor demektir bana göre.
Oruçlunun iftar sevinci gibi.
Belki de sevinmek ve heyecan yapmak için "yokun açlığı"nı çekmek gerekiyor.
Yok'sa toku ağırlamak zor olsa gerek.
Askerde mektup yolu beklememiş arkadaş heyecan yapamaz.
Evin dışında doğacak bebeğin haberini almanın heyecanını nasıl anlatabiliriz kaptan arkadaşa.
Doğuma beş ay kala oğlan kız bilgisini almak hayatın tadını tuzunu kaçırdı gibi.
Karnesindeki pekiyi heyecanını bilmeyen bir nesil.
Şimdi pekiyi de yok galiba.
Hattâ sınıfta kalmakta yok herhalde.
İkmâle kalmayı yazlıkta kalmak sananlar var ülkede.
Yeni ev alan emekçi yurttaş a derinmi derin bir uyku diliyorum.
İstediği rüyayı görebilir.
Özünde muradı olanları, Rabbim nail eylesin inşallah.
Kalın sağlıcakla.
.