Mustafa UYSAL
Emekli İmam Hatip
Olurmu ne dersiniz?
Olmaz demeyin hemen.
Belki olur.
Olmaz hocam, nerde görülmüş dediğinizi duyuyorum.
Bana göre olur.
Yirmi gün önce bembeyaz kar yağdı değil mi?
KELEŞ mi keleş.
Kaç para ödedik.?
Haaa o başka mı?
O Allah'tan geldi diyorsunuz belli ki.
Kulların eline geçeni sorarsanız o elbette beleş olmaz.
KELEŞ olan beleş olmaz, beleş olanda keleş olmaz.
Onu ben'de biliyorum canım.
Rivayet oki.
Bizim Türk'ün bir'i Medine pazarında alışverişte.
Bunu söylemiş.
Hem keleş hem beleş olsun.
Din kardeşinin cevabı:
Vallahi hem keleş hem beleş MÂ Fî..
Evet aziz dostlar.
Allah'ımız hem güzelini verir; hem de karşılıksız verir.
Hattâ biz'im politikacılar çok kullanır.
Almadan vermek Allah'a mahsus diye.
İşte ona biz lutf-u ilâhi diyoruz.
Belki akla gelebilir.
İyide biz'de kulluk yapıyoruz diye.
Sakın ola ki aklınızın ucundan bile geçirmeyin.
Hangi kulluk yahu?
Kaldı ki kulluk bir şey verilsin diye yapılmaz.
Hatta Allah'ım kendine inanmayana da veriyor baksana.
Hani sen'in şu;
Söz dinlemez azaysız oğluna verdiğin gibi.
Dönelim beleş keleş meselemize.
Vaktiyle olmuş bir mesele.
Yani kırk yıl önce.
Siyasiler reis adayı belirliyorlarmış parti binasında.
Teklifler alınıyor.
Zengin olsun biz'e yük olmasın.
Tamam.
Dürüst olsun laf gelmesin.
O'da tamam.
Koy sepetemi diyorlar ona şimdi?
Ağzı laf yapsın çekici olsun.
Tamam o'da güzel.
Sanki keklik avında mübarek.
Bunu öttürecek hemcinslerini avlayacak.
Hatta uzun boylu, birazda yakışıklı olsun diyende olmuştur belki.
Yok, artık o kadar da uzun boylu değil diyen olamamıştır gibi geliyor bana.
Nasıl?
Hem keleş hem beleş istiyor değil mi uyanık yurdum insanı.
Şunu da içinden geçiren olmuştur.
Ulan çokta dürüst olup yarın bizede dürüstlük taslamasın bu yavru.
Yok, yok biz onu törpülemesini biliriz demiştir değil mi?
Ben duyduğumda hem dürüst hem zengin hem ağzı laf yapan?
Zor ama haydi hayırlısı demiştim.
Zaten de olmamıştı.
Demem o ki;
Biz insanlar menfaat sever bir hal üzere yaratılmışız.
Tıpkı bir koyun gibi.
Yonca kimin kucağındaysa yönümüz ona dönük oluyor.
İstisnası elbette vardır.
Ama çok fazla olduğunu sanmıyorum.
Çünkü herkeste mide var.
Önemli olanın, paylaşmayı bilebilmek.
Yüz güldürüp, onun hazzını alabilmek diye düşünüyorum.
Ne mutlu yetim başını okşayan elin sahibi olanlara.
Kalın sağlıcakla.