Mustafa
UYSAL
Emekli İmam Hatip
22 Eylül Çarşamba..
Sabah saat 06.00 ya yirmi var.
Babamdan miras bastonumla Sultan Fatih Camii
yolundayım.
Zembilli Kur’an kursunun hizasında bir işçi otobüsü
durdu.
Bir genç adam otobüse bindi.
Belli ki mevsimlik işçi topluyor.
Büyük ihtimalle elma toplamaya gidiyorlar.
İmrendim genç adama.
Onun yerinde olmak isterdim.
Neyine imreniyorsun hocam diyorsunuz belki.
Herkes tatlı uykusunda..
O bu saatte sabahın köründe...
Üstelik el işine gidiyor.
Olsun arkadaş.
O arkadaş nimetler içinde yüzüyor.
Bol bol şükür etmesi lazım.
Bir kere gençliğine şükretmeli..
Sıhhat li olduğuna şükretmeli.
İşi var ona şükretmeli.
Büyük ihtimalle perhizi yok şükretmeli.
Evde bekleyenleri var ona şükretmeli.
Ayağına otobüs gelmiş ona şükretmeli.
Benim gibi bastonlu değil ona şükretmeli.
Vertigo değil ona şükretmeli.
Vertigo dedim ya..
Bunu özellikle söyledim.
Bütün insanlar buna şükretmeli.
Ben ömrümde iki defa tutuldum.
Dünyanın en zor derdi bana göre.
Tarifi çok zor.
Bütün hayat fonksiyonlarınız duruyor.
Sürekli ev başınızın üstünde dönüyor.
Denge diye bir şey kalmıyor.
Aşırı bir bulantı.
Vs.vs.
Kısaca:
İki kulak ortasında bir sıvı varmış bilye gibi.
O bir tarafa kayarsa olurmuş.
Dedim ya dünya bir yana ondan uzak olmak bir yana.
Dönüşte aynı kursun yanında dört adet öğrenci servisi.
Hızla biniyor sırtı çantalı liseliler.
Gözlerim dola dola seyrettim öğrencileri.
Bizim zamanımızda servisin adı yoktu.
Hoş servis olsa,paramız yoktu
Hattâ çocuklarımızın zamanında da yoktu.
Tam dört km. gidiyordu yavrular.
Az sonra güneş yine doğacak.
Hastane penceresinden bakan teyzemin üzerine.
Dükkan önü süpüren esnaf arkadaşın üzerine.
Mezarlık ta Fatiha bekleyen eski Karaman sakinlerinin
kabirlerinin üzerine.
Otogarda hasret gidermeyi bekleyen çocuk çoluğun
üzerinede.
Evet, bir güneş doğacak.
Dertli dertsiz kim varsa.
Adam sormuş:
Dünyada dertsiz baş var mıdır diye.
Var demiş bir başkası.
Hoyuk başın da dert olmaz demiş.
Hoyuk ne diyeceksiniz.
Hoyuk başı:
Bizim dağ köylerinde,
Ekinin ortasına dikilen heykelvâri korkuluğun başına
konan kuru öküz kafası.
İşte o kafada dert olmazmış.
Hele de günümüzde dertsiz olmak normal olmamak
demektir.
Tabii ki bana göre.
Elma toplayan arkadaş..
İlk molada azığını aç.
Mayalı sıkmasının yanında olgun bir domates ve acı
biber bol tuzlu.
Üstüne bir Bafra demeyim.
Hocam hayırdır demeyin lütfen.
Ben oradan gelmişim ya.
Geçmişle teselli.
Hatta çay eşliğinde,
‘Ziyanın atını pazara tutun’ türküsü de iyi giderdi
deyip bitirdim.
Eskiler Kara gün kararıp kalmaz derlerdi.
Her zorluğu bekleyen bir ferahlık vardır.
“Zorlukla beraber kolaylık vardır.”
İnşirah sûresi ayetidir.
Sağlıcakla kalın.
İşleriniz kolay gelsin.