Ulvi EMRE
“Devlet” üzerine hiç düşündünüz mü?
Devlet deyince hayalimize ilk gelen, kocaman kamu binaları ve içinde devleti temsil eden memurlar canlanır.
Nihat Sami Banarlı " Devlete Dair" makalesinde devlet kelimesi üzerinde şöyle duruyor: “Eskiler birini uğurlarken, yalnız güle, güle demezler, devletle, saadetle devletlü, ikbal ile derlerdi.Başa devlet kuşu konması, bir insanın büyük bir talihe mazhar olması demekti.Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!.. sözüde halkın bir maksada varma yolunda her şeyi, hatta ölümü bile göze alışını ifade eden, tam eski Türk tipi bir söyleyişti.”
Kemal Tahir, “Yorgun Savaşçı” isimli romanında ise “Batıda ilk çağların kölelik sisteminden bu yana özel mülkiyet kutsal sayıldığı halde, bizim beş bin yıllık tarihimizde devletten başka kutsal hiçbir şeyimiz yoktur." Vurgusunu yapıyor ve doğu toplumlarının devletsiz var olamayacağını bildiriyor.
Devleti temsil eden, halk ile sürekli temas halinde olan, halk içindeki en önemli devlet görevlisi öğretmenlerimizdir. Devletin kırsal bölgedeki en önemli birimi okullardır, devleti temsil edende öğretmenlerdir. Öğretmen, devletin halk içindeki eli ayağıdır. Özellikle kırsal bölgelerde öğretmenlerimiz sadece okullarda öğrencilerini okutmakla kalmaz, bölge halkına da rol model olur, halk bir çok konuda öğretmene danışır.”
Yusuf KOŞAR
Gelelim günümüze:
Edindiğim bilgilere göre son beş yıl içerisinde yirmi bine yakın köy okulu kapanmış ve öğretmenleri başka yerlere tayin edilmişler. Bu olay tıpkı “köy enstitüleri”nin kapatılmasına benziyor.
Ne yapılmak isteniyor? Oysa ilki 1990 ve ikincisi 2005 yıllarında olmak üzere şöyle bir rapor sunmuştum:
Köylümüzün şehirlere akınını önlemek ve köylerin boşalmasını engellemek için
Her köye bir öğretmen, bir doktor ya da bir hemşire, bir ziraat mühendisi ve bir veteriner atanması gerektiğini yazıp bildirmiştim. Bu bildirimimden sonra yalnız bazı köylere Ziraat mühendislerinin atandığını gördüm, diğerleri hiç uygulamaya konmadı. Oysa yazdıklarım değerlendirilip uygulamaya konsaydı bugün köyler boşalmayacak yirmi bin köy okulu kapanmayacak tarım ve hayvancılık gelişecekti.
Liyakat sahibi, ehil ellere teslim edilmeyen her iş çökmeye, batmaya mahkumdur.
Daha önceleri rahmetli Tahsin Ünal hocamızın “Tarım Kentleri “ ya da rahmetli Bülent Ecevit'in “Köy Kent” projeleri uygulamaya konulabilseydi bu durumlara düşülmeyecekti.
Allah milletimizin yardımcısı olsun.