Ulvi EMRE
Yer, toprak, su, kar taneleri, uzay derken geldik en büyük âleme, içimizdeki en büyük kainata, en büyük uzaya;
Yüce Allah’ın yarattığı en mükemmel ve şerefli varlık olan İNSAN her ne kadar, bilimin özellikle tıp ilminin ilerlemesiyle, meçhul olmaktan çıkıp bilinir hale gelse de, mükemmel yaratılışı ile bilim adamlarını şaşırtmaya devam ediyor.
İnsan vücudundaki organların her biri ayrı bir âlem. Bir KALP düşünün ki, anne karnında aldığı ilahi emirle atma ve kan pompalama görevine başlayan bu organ Allah'ın “Dur” emrine kadar hiç durmadan günde 80-120 bin arasında atarak kan pompalayan ve kendisine bağlı 100 bin km uzunluğundaki damar ağına durmadan kan pompalayarak hayatın devamını sağlamaktadır. Bu işe bazen 80 bazen 100 yılı aşkın bir süre aralıksız devam etmektedir.
Kalbimiz yalnız bununla da kalmayıp, manevi dünyamızı da şekillendirip güzelleştirmektedir. BÜTÜN SEVGİLER, AŞKLAR VE TÜM GÜZEL DUYGULAR bu gönül evinde oluşmakta ve insanı diğer varlıklardan ayırıp yüceltmekte “EŞREF-İ MAHLUKAT” haline yani şerefli yaratık, yani İNSAN haline getirmektedir. Onun için yüce Allah bu olmazsa olmaz organımıza dikkat çekerek, "BEN KÂİNATA SIĞMAM ANCAK MÜMİN KULUMUN KALBİNE SIĞARIM" Diyerek vücudumuzun Kâbesi sayılan bu organımızı her türlü maddi ve nefsani kirlerden ve tehlikelerden korumamız gerektiğini bizlere bildirmektedir.
Vücudumuzda bulunan ve en değerli organlarımızın başında gelen “KALB” imizin birde öteki âleme yani mana âlemine açılan bir kapısı bir gözü vardır. Buna tasavvufta “KALP GÖZÜ” denir. Bu konu çok ayrı bir konu olup burada bundan bahsetmeyeceğim.
Hani bir şarkı vardır şöyle der; "Kırma insan kalbini, yapacak ustası yok" aynı şarkıda ifade edildiği gibi tüm yaşantımız boyunca kalp kırmamaya çalışarak yaşantımızı sürdürmeliyiz.
Değerli dostlarım bugün kalp konusunu seçmemdeki en büyük amacım, yüce Allah'ın; İnsana verdiği değeri ve önemi anlatmak içindir. Peki biz insanlar bize yüce Allah'ın verdiği bu değere karşı ona layık olarak yaşayabiliyor muyuz?
Yüce Türk milletinin,Tüm dostlarımın, arkadaşlarımın ve sevgili gençlerimizin 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramlarını kutlar sevgi ve saygılarımı sunarım.
Yer, toprak, su, kar taneleri, uzay derken geldik en büyük âleme, içimizdeki en büyük kainata, en büyük uzaya;
Yüce Allah’ın yarattığı en mükemmel ve şerefli varlık olan İNSAN her ne kadar, bilimin özellikle tıp ilminin ilerlemesiyle, meçhul olmaktan çıkıp bilinir hale gelse de, mükemmel yaratılışı ile bilim adamlarını şaşırtmaya devam ediyor.
İnsan vücudundaki organların her biri ayrı bir âlem. Bir KALP düşünün ki, anne karnında aldığı ilahi emirle atma ve kan pompalama görevine başlayan bu organ Allah'ın “Dur” emrine kadar hiç durmadan günde 80-120 bin arasında atarak kan pompalayan ve kendisine bağlı 100 bin km uzunluğundaki damar ağına durmadan kan pompalayarak hayatın devamını sağlamaktadır. Bu işe bazen 80 bazen 100 yılı aşkın bir süre aralıksız devam etmektedir.
Kalbimiz yalnız bununla da kalmayıp, manevi dünyamızı da şekillendirip güzelleştirmektedir. BÜTÜN SEVGİLER, AŞKLAR VE TÜM GÜZEL DUYGULAR bu gönül evinde oluşmakta ve insanı diğer varlıklardan ayırıp yüceltmekte “EŞREF-İ MAHLUKAT” haline yani şerefli yaratık, yani İNSAN haline getirmektedir. Onun için yüce Allah bu olmazsa olmaz organımıza dikkat çekerek, "BEN KÂİNATA SIĞMAM ANCAK MÜMİN KULUMUN KALBİNE SIĞARIM" Diyerek vücudumuzun Kâbesi sayılan bu organımızı her türlü maddi ve nefsani kirlerden ve tehlikelerden korumamız gerektiğini bizlere bildirmektedir.
Vücudumuzda bulunan ve en değerli organlarımızın başında gelen “KALB” imizin birde öteki âleme yani mana âlemine açılan bir kapısı bir gözü vardır. Buna tasavvufta “KALP GÖZÜ” denir. Bu konu çok ayrı bir konu olup burada bundan bahsetmeyeceğim.
Hani bir şarkı vardır şöyle der; "Kırma insan kalbini, yapacak ustası yok" aynı şarkıda ifade edildiği gibi tüm yaşantımız boyunca kalp kırmamaya çalışarak yaşantımızı sürdürmeliyiz.
Değerli dostlarım bugün kalp konusunu seçmemdeki en büyük amacım, yüce Allah'ın; İnsana verdiği değeri ve önemi anlatmak içindir. Peki biz insanlar bize yüce Allah'ın verdiği bu değere karşı ona layık olarak yaşayabiliyor muyuz?
Yüce Türk milletinin,Tüm dostlarımın, arkadaşlarımın ve sevgili gençlerimizin 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramlarını kutlar sevgi ve saygılarımı sunarım.