YÖNETMEK YARATANA AİTTİR
Mahmut TOPTAŞ
Adaletle zulüm, imanla inkar gibidir.
Biri gelirse öbürü gider.
Veya biri giderse öbürü gelir.
“Hayat, boşluk kabul etmez” demişler. Güneş yavaş yavaş doğarken, karanlık da pırını pırtısını yavaş yavaş aynı hızla toplayıp çekilir.
Güçlüyken gücünü zayıflara karşı kullanıp zalimlik yapmaya başlamışsan, aynı hızla kendi başına da zulüm çorabı örüyorsun demektir.
Eşine güç gösterisinde bulunmaya başlamışsan, kendi gönlünü kararttığın gibi yavaş yavaş çocukların nefreti seni kuşatmaya başlamış demektir.
Mahallede, dairede, kışlada karakolda…haksız bir şekilde güçsüz birini ezmeye başlamış, adalet sınırlarını çiğnemişsen, kendi evindeki huzur ortamının ortasına kıvılcım sıçratmışsın demektir.
İlim yolunda, siyaset meydanında, ticaret borsasında, sanayi sahasında, sanat dalında, her ne iş yaparsan yap, birinci derecede gönlündeki adalet kandilinin yağını eksiltme.
Bu adalet, Trump’un, Putin’in, B.M. lerin, AB nin ölümlü, hırslı, bencil, sömürgen insanların belirlediği adalet olmamalı.
Ten ve canımızı kim yarattı ve yaşatmaya devam ediyorsa, onun adaleti uğrunda çalışarak bu ten ve can Allah katında makam sahibi olmaya çalışmalı.
Eşinizle ihtilafa düşseniz, hanginizin dediği olmalı?
Neden?
Babanız veya annenizle olan anlaşmazlığınızın kararını kim verecek?
Neden?
Ülkeler arasındaki ihtilafları kimin koyduğu kanunlara göre çözeceğiz.
Birleşmiş Milletlerde bu güne kadar hep İsrail haklı, Filistin haksız çıkmıştır.
Avrupa kanunlarına göre Yunanla Türkiye arasındaki davalarda hep Yunanistan haklı çıkmıştır.
Bu son günlerde görüyorsunuz o medeni diye bize yutturulan insanların “Tek dişini”
En sevdiğimiz anne, baba, eş ve çocuklarımız bile sevince cennet kesilirler, kızınca cehennem kesilirler.
En sevdikleriniz bile ölçüyü kaçırıverir.
Onun içindir ki bütün insanları yaratan Rabbimiz emir verme hakkının yaratana ait olduğun haber verir:
إِنَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يُغْشِي اللَّيْلَ النَّهَارَ يَطْلُبُهُ حَثِيثًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَاتٍ بِأَمْرِهِ أَلَا لَهُ الْخَلْقُ وَالْأَمْرُ تَبَارَكَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ
“Şüphesiz Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arş üzerine istiva eden, gündüzü, durmadan kovalayan geceyle bürüyen, güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğdiren Allah’tır. İyi bilin ki yaratma ve emretme ona aittir. Alemlerin Rabbi Allah'ın şanı yücedir.” (A’raf süresi ayet 7/54)
Aldığımız her nefes, bizi ecelimize yaklaştırıyor.
Sonsuz senelerde, amelimizle başbaşa kalacağız.
Yaratanın emrine trilyonlarca hücremiz itaat ediyor.
Gönlümüz ona iman ettiği gibi emrine de itaat edelim edelim.
Üzerimizde zerre kadar katkısı olmayanların kurallarını, Allah’ın emir ve yasaklarının önüne geçirerek başta kendimize, ailemize, çevremize ve tüm insanlığa zulmetmeyelim.