Anadili gibi Arapçası olan bir arkadaşım, 2005 yılında Suudi Arabistan’ın Eğitim Bakanlığının Lise müfredat programındaki değişiklikleri, iki yıl önceki kitaplarla iki yıl sonraki kitaplarından da örnekler verdi.
Kağıt üzerindeki değişiklikle kitaplardaki uygulamalara bakıldığında, iki yıl öncesine kadar öğrencilere ezberletilen Kur’an-i Kerimden süreler ile 2004 ten itibaren ezberletilenler arasındaki farkı gösterdi.
Yeni ezberlenen süre ve sayfalarda Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Ehli kitaptan bahsedilmemekte imiş.
Ben hemen Yüksek İslam Enstitüsünde ezberlediğimiz süre ve ayetlere baktım.
Beyyine süresi hariç hiç birinde Yahudi, Hıristiyan ve Ehli kitaptan bahsedilmiyor.
Biz, farkına varmadan bizde o program uygulanıyormuş da farkına varmazmışız.
Fikirlerine saygı duyduğum bir arkadaşım, İlahiyat fakültesi Dekanına “Neden dünya genelindeki Müslümanların, hangi ülkede, sayıları kaç, eğitim durumları nasıl, ekonomik yönden ülkede ne durumdalar diye bir ders okutulmaz?” diye sordu, o da “Biz programa göre hareket ederiz, nedenini bilmeyiz” dedi ama o da neden okutulmadığına şaşırdı.
İlahiyat Fakültesi yapılmadan önce Yüksek İslam Enstitüsü olarak görev yapan eğitim kurumumuzda da böyle dünya Müslümanlarını tanıtan ders yoktu.
Okulumuzda haritamızın olmadığı bir zamanda biz, Mississippi’nin debisini, nereden çıkıp nereye döküldüğünü, kaç kilometre uzunluğunda olduğunu sular seller gibi ezberlemiştik ama Amerika Devletinde kaç Müslüman yaşar ve kaç tanesinin kanına girdiklerini bilmiyorduk.
İHH, Cansuyu, Deniz Feneri… gibi kuruluşlar olmasaydı Açe, Moro, Daatap, Myanmar, Abhazya, Acara, Adıgey, Ahıska, Bolivya, Burkina Faso, Çad, Doğu Türkistan, Etiyopya, Moro, Fil Dişi Sahilleri, Fiji, G.Afrika, Gana, Gine, Güney Sudan, Haiti, İnguşetya, Karadağ, Karaçay, Kabardey, Komor Adaları, Malavi, Mali, Burma, Myanmar, Arakan, Nepal, Nijer, Osetya, Ruanda, Senegal, Sierra Leone, Somali, Sri Lanka, Darfur, Kesele, Tanzanya, Vanuatu, Vietnam, Zimbabve…..gibi yerlerdeki Müslümanların varlığından habersiz, dünya Müslümanları için çalıştığımızı iddia ederek yalan söyleyerek dünyamızı anlamadan dünyadan göçecektik.
Sekiz milyarlık dünyanın dörtte biri Müslüman.
Birleşmiş Milletlerin verdiği rakamlar o ülkelerin verdiği rakamlara göredir.
Bir örnek vereyim, Çin Müslümanlarının sayısı genelde 28 veya 30 milyon olarak verilir.
Halbuki yalnız Çin ırkından olan Hui’lerin sayısı 130 milyonmuş.
Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerinin sayısı 25 milyon civarında imiş.
İkisini toplarsak 155 milyon eder.
Buna Çin’de vatandaşlık almış Kazaklar, Özbekler, Kırgızlar gibi diğer Müslüman ülkelerden gelmiş Müslümanlar dahil değil.
Nüfus sayısı konusunda da savaş sürdüğü halde içimizden bazı “Tekfirciler” Müslümanları İslam’dan çıkarmakla meşgul olacaklarına yanlışları düzeltmekle meşgul olsalar daha isabetli olur.
Eğitim programımızı düzenleyenler de uyutmakla meşguller.
Kılavuz kitabımız Kur’an-i Kerim:
كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَلَوْ آَمَنَ أَهْلُ الْكِتَابِ لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْ مِنْهُمُ الْمُؤْمِنُونَ وَأَكْثَرُهُمُ الْفَاسِقُونَ
“Siz, insanlar için çıkarılan en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten yasaklar, Allah'a iman edersiniz. Ehli Kitap da iman etse idi, onlar için daha hayırlı olurdu. Gerçi içlerinden (İslam’a) iman edenler vardır. Çoğunluk fasıktır.
لَنْ يَضُرُّوكُمْ إِلَّا أَذًى وَإِنْ يُقَاتِلُوكُمْ يُوَلُّوكُمُ الْأَدْبَارَ ثُمَّ لَا يُنْصَرُونَ
Onlar, size ezadan başka zarar veremeye¬cekler. Eğer si¬zinle harp eder¬lerse, size arkala¬rını dönüp kaçarlar. Sonra onlara yardım edilmez.” (Al-i Imran süresi ayet 3/110-111) diyerek bizim görevimizi belirler.
Örneğimiz ve önderimiz, sevgili peygamberimiz, Medine’de Müslümanları eğitirken bu ayetleri okuyarak tüm insanlığa iyiliğin ve kötülüğün ne olduğunu öğretmeleri gerektiğini, gelecekte dünyanın her tarafında Müslümanların olacağını, İstanbul’un, Pers İmparatorluğunun, Roma’nın düşeceğini söyleyerek hedeflerinin boyutunu gösteriyor:
عَنْ ثَوْبَانَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- « إِنَّ اللَّهَ زَوَى لِىَ الأَرْضَ فَرَأَيْتُ مَشَارِقَهَا وَمَغَارِبَهَا وَإِنَّ أُمَّتِى سَيَبْلُغُ مُلْكُهَا مَا زُوِىَ لِى مِنْهَا
“Allah, yeryüzünün bana topladı. Ben, yeryüzünün doğusunu ve batısını gördüm. Benim ümmetim, kesinlikle buralara ulaşacak ve bana gösterilen yerlerin yönetimine sahip olacaklardır” buyuruyor. (Müslim, Sahih, K. Fiten, Bab 5 Helaü’l-Ümmet, Hadisi Ebudavud, Tirmizi, Ahmed, Hakim rivayet etmiştir)
Eğitimde kılavuzumuz Kur’an, örnek ve önderimiz, sevgili peygamberimiz olsun.
Acilen bu sene başlamak üzere, Lise ve dengi bütün okullara ve İlahiyat Fakültelerine “Dünya Müslümanları” dersi konulsun.