Isınmanın
odunla yapıldığı günlerde aklı başında kötümser uzmanlar, dünyadaki günlük odun
tüketimini, ağaçların sayısını hesap ederek bir gün gelecek, yakacak odun
kalmayacağından insanlar soğuktan ölecek diyorlar.
İyimser
uzmanlar, “Her derdin ilacını, her yokuşun inişini, her zorluğun kolayını, her
darlığın bolluğunu yaratan Rabbimiz, bütün kullarını soğukla kırmaz ve bir çare
sunar ama biz, mevcudu israf etmeden kullanmaya, yeni çareler aramaya gidelim ve
insanların ufkunu karartmayalım” derler. Odun tartışmaları sürerken kömür
bulunur ve ağaçların kesimi biraz azalır.
Derken
kötümser uzmanlar, dünya genelinde kömür rezervlerini ve tüketimin hesaplarını
yaparak yine aynı karamsar tabloyu sunarlar insanlara ama iyimserler, kömürün
bulunmasıyla odunların yanmak ve yok olma tehlikesinin kalktığını söylerler ve
kömürü iktisatlı kullanırken yeni enerji kaynaklarının araştırılmasıyla
insanların yine soğuktan yok olmalarının engelleneceğini söylerler.
Kömür
rezervleri tükenmeye doğru giderken petrol bulunur ve kömürler nefes alır.
Petrol
için de yine iyimser ve kötümserlerin tartışması sürerken doğalgaz bulunur.
Onun
da tükeneceği tartışmaları bitmeden insanlık güneş enerjisini devreye
sokuverdi.
Güneş
enerjisi kıyamete kadar tükenmeyecektir.
Gönlünüz
rahat olsun, soğuktan donarak ölmeyecek insanlık.
İyimserlerle
kötümserlerin arasındaki fark,
İkisi
de çalışkandır. Burada fark yok.
Kötümserler,
kendi akıllarını ön plana aldıklarından odundan başka alternatif olmadığını da
kesin gördüklerinden kötümser açıklamalar yaparlar.
İyimserler
ise benim aklımı da yaratanın yarattığı dünyada yaşıyoruz.
Rahman
ve Rahim olan Rabbimiz, kulunu çaresiz bırakmaz.
Odunlar
tükenmeden mutlaka yarattığı birinin keşfini sağlayacak insan yaratacaktır
inancıyla araştırmasına devam eder.
Doğuda
ve batıda karamsar ilim adamları felaket tellallığından başka bir şey
yapamazlar.
Dikkat
ediniz buluş yapan insanların hepsi gönlü geniş ve hayata olumlu, iyimser bakan
insanlardırlar.
Bu
günlerde “Su Sorunu” gündemde.
Kötümserler,
israfın ve kirlenmenin rakamlarıyla, evinde 24 saat musluğundan su akan, dağ
başındaki evinin önünde yıllardır akan çeşmeden su alan insanların bile
yüreklerine korku salmaya çalışıyorlar.
Kötümser
tablolarla, baskılarla insan eğitimine inananlar yalnız kendilerini yormuşlar,
korkuttuklarını yoldan alıkoymuş insanlardırlar.
Fıkıh/İslam
hukuku kitaplarımızın girişinden sonra sular bölümü ve sularla temizlenme
bölümü ve israfın önlenmesi eğitimi vardır.
Dünyanın
hiçbir kanun kitabında temizlik bölümü olmadığı gibi, dünyayı kasıp kavuran
“israf” kelime de geçmez.
Irmak
kenarında abdest alınken her organın üçer defa yıkanacağı, ırmak kenarında
olmasından dolayı yine de israf edilemeyeceği, abdest alırken dökülen suların
nehre değil, kenarındaki toprak ve otlar üzerine akıtılacağı öğretilirken
nehrin kirletilmesinin engelleneceği öğretilirken İslam hukukuna geçmeden önce
akait bölümünde yaratılan her canlının rızkının verileceği de imani bir
konu olarak öğretilir.
Ve bu
bilgiler yalnız hukuk öğrencilerine değil, bütün Müslüman halka öğretilir
Su,
bizim ana gıdamızdır ve kıyamete kadar dünyamızda su, herkese yeterli
olacaktır.
Dünyamızın
dörtte üçünün su olduğunu hatırdan çıkarmayınız.
Biz,
görevimizi yapalım.
Su
israfına son verelim
İsrafın
haram olduğunu bilelim.
Suyun
kirletilmesinin de israf olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.
Bir
ismi de “el-Adl” olan Allah cellecelalüh, her canlıya yetecek gıdayı yaratmış
ama kâfirlik bataklığında debelenen kapitalistlik ve komünistlik mikrobuyla
hastalandığı halde hastaların çokluğu nedeniyle adına “Medeniyet” denildiğinden
sömürmeyi vazgeçilmez hayatın kanunu haline getirdiklerinden dünyamızın
hazinelerinin başına çöreklenmeler olmuştur ve adaletsizlik âlemi sarmış ve her
yerde kan, gözyaşı, feryat, acı, âlemi tuttuğu gibi gökyüzünü bile kirlettiler
bu hastalar.
Sevgili
Peygamberimiz buyurur:
“Müslümanlar,
şu üç şeyde ortaktırlar: Su, otlar ve ateş” (Ebu Davud, Sünen, K. İcare, bab
26, İbni Mac, Sünen, K. Ruhün, bab 16, Ahmet, Müsned, Ebu Hıraş Hadisi).
Fakihler/İslam
hukukçuları arasında unvanı Şemsü’i-eimme/İmamların güneşi olan Serahsi(Öl. H.
483-Miladi 1090) merhum meşhur eseri Mebsud’da: bu hadisi verdikten sonra,
“Güneşten, havadan, umuma açık yollardan Müslüman-kâfir herkesin faydalanması
gibi bu üç şey de ortaktır” der. İbniMace rivayetinde, “Satışı haramdır”
ifadesi de vardır. (Serahsi, Mebsud, K. Şirb).
Dünyada
yaşayan sekiz milyar insanının sahip olduğu servetin tamamından bir milyon
insanın sahip olduğunun daha fazla olduğunu yazarlar ve söylerler.
Bu
bir milyon insan nerelerde yaşarlar sorusunun cevabını da bilirler ama hastalık
medeniyet olarak sunulduğundan hâlâ kurtuluşu onların akıl kusmuğunda
arayanlarımız ve her çıkardıkları salgılarını ithal edip insanımıza sunmaya çalışanlarımız
var.
Onların
sayısı her geçen gün azalıyor.
O
adamlar bize şimdiden “su savaşları”nın tellallığını yapıyorlar.
Kurtuluş
Allah’ın kitabında ve Resulünün sünnetindedir.
Kâfirliğin
karanlığında kargaşalı koşuşturma devam ederken insanlara çıkış kapısını
gösterelim.