Mahmut TOPTAŞ
Sineğin kartalı anlayamadığı gibi, karganın bülbülü sevemediği gibi, hiçbir kafir, Müslümanı anlayamaz.
Türkiye şartlarında 17 saat midesine bir damla su, bir lokma yiyecek indirmeden durmasını anlayamaz.
Hadi inancın insan üzerindeki etkisiyle açıklasın, bu sefer de bu adam diğer günlerde üç öğün ve ara öğünlerle doymazken şimdi 17 saat nasıl dayanır diye sorar kendine ve cevapsız kalır.
Müslümanın dişiyle, tırnağıyla, alın teriyle, göz nuruyla helal yollardan kazandığı maldan sadaka ve zekat adı altında binler, milyonlar, milyarlar vermesini anlayamaz.
Kafir anlayamadığı gibi çağımız Müslümanlarının bazısı da anlayamaz.
Bir işadamımız anlatmıştı: “Şehrin defterdadrı, vergi rekortmenlerine pilket verdikten sonra işyerlerimizi de ziyaret ederek teşekkürlerini bildirmek için gezerken bizim işyerine de geldi.
Kendisine “Verdiğim zekat, size verdiğim vergiden fazla” dediğimde inanmak istemedi” demişti.
Cihat, Mücahit ve şehitliği kafirin kursağı kabul etmez.
Hani devlet dairelerinde bazı dolapların üzerinde “Yangında ilk kurtarılacak” yazısı vardır ya, işte bu dünya üzerinde yangından ilk kurtarılacak olan da insandır.
Çünkü bu dünyada ülkelerin merkez bankalarında, borsalarında, pırlanta pazarlarındakilerden daha değerlidir bir tek insan.
Çünkü Rabbimiz, yeryüzündekilerin hepsini insan için yarattığını:
هُوَ الَّذِي خَلَقَ لَكُمْ مَا فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ اسْتَوَى إِلَى السَّمَاءِ فَسَوَّاهُنَّ سَبْعَ سَمَوَاتٍ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
“O Allah ki, yeryüzünde olanların tamamını sizin için yaratan, sonra göğe yönelip yedi kat sema olarak donatan Odur. O her şeyi bilir.” Haber verir. (Bakara süresi ayet 2/29)
Yeryüzünde hiçbir şeyin değerini hiçbir insanın önüne geçirmemek gerekir.
Onun için sevgili peygamberimiz, hazreti Ali’ye:
فَوَاللَّهِ لَأَنْ يَهْدِيَ اللَّهُ بِكَ رَجُلًا وَاحِدًا خَيْرٌ لَكَ مِنْ أَنْ يَكُونَ لَكَ حُمْرُ النَّعَمِ
“Allaha yemin ederim ki, senin sebebinle Allah’ın bir kişiye hidayet vermesi kızıl develere sahip olmandan daha hayırlıdır” buyurmuş. (Buhari, Sahih, Menakıb-i Ali, Buhari, K. Cihad, babü men esleme)
Yani bir insanın Müslüman olmasına sebep olmak o gün Arabın en çok sevdiği kızıl develere sahip olmaktan daha iyidir.
Bu hadisin bir benzerini Taberani Mu’cem’inde:
عَنْ أَبِي رَافِعٍ ، قَالَ : قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : لأَنْ يَهْدِيَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ عَلَى يَدَيْكَ رَجُلا خَيْرٌ لَكَ مِمَّا طَلَعَتْ عَلَيْهِ الشَّمْسُ وَغَرَبَتْ.
عُبَيْدُ اللَّهِ بن أَبِي رَافِعٍ عَنْ أَبِيهِ
“Senin elinle, sebebinle Allah’ın bir kişiye hidayet vermesi güneşin üzerine doğup battığı şeylerden daha hayırlıdır” buyurmuş. (Taberani, Mucem-i kebir, hadis no 925)
Dünyadaki altınların, incilerim, pırlantaların, lira, dolar, Euro, deniz ürünleri, orman ürünleri, madenlerinin hepsi senin olsa ve onlarla insanların evlerinin tuğlalarını altından, kapılarını ve pencerelerini gümüşten, avizelerinin pırlantadan yapıversen, her mahalleye sağlık hizmetinin en kalitelisini getirsen… bir insanın sonsuza değin, sayısız asırlarda yanmasını engellemek sevabına kavuşamazsınız demektir.
Erkeğin de kadının da kendini satarak para kazanmasını, vergisini ödediği için kutsandığını Müslüman anlayamadığı gibi, Müslüman bir kadın ve erkeğin de canı pahasına bile olsa iffetini korumasını bir kafir anlayamaz.
Onun için hiçbir kafirin insanlık düşmanı hareketlerini “Anlıyorum, saygı duyuyorum” diyerek alçalmamaya dikkat ederken o adamın cehenneme doğru koşarak uçurumdan cehenneme kendini atmasını engellemek için canınızla, malınızla onu engellemeye çalışın.