Dünyanın en doğru insanı kabul edilen birini, bozuk terazinin başına görevlendirseniz o doğru adam tartmaya başlasa haksızlık devam eder.
Doğru terazinin başına, eğri bir adam görevlendirseniz, o ne yapar eder terazinin ayarını bozar.
İnsanlık, Hıristiyan kapitalist devletlerle, Hıristiyan Komünist devletlerin ve onların yörüngesinde, onların kriterlerini kabul eden devletlerin zulümleridir insanlığı inleten.
Dünyanın her tarafındaki çocuklar, renk, ırk, ayırımı yapmadan birbirleriyle anlaşırlarmış.
Çevreyi algılamaya ve dili öğrenmeye başladığı andan itibaren ayrılık başlarmış.
Mevlana, bir hikâyesinde evin damının oluğunun ucuna apalayarak varan çocuğu kurtarmak için merdiven bulamayan, çaresiz kalan ailenin Hz. Ali’ye danıştığını, Hz. Ali, dama altı aylık bir çocuk koymalarını söylediğini ve çocuk dama koyulunca oluğun ucundaki çocuğun dama geri geldiğini anlatır ve arkasından
قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ يُوحَى إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَمَنْ كَانَ يَرْجُو لِقَاءَ رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلًا صَالِحًا وَلَا يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَدًا
“De ki: "Ben de ancak sizin gibi bir beşerim. Ancak bana şöyle vahy olunuyor: "Sizin ilâhınız ancak bir tek ilâhtır." Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, salih amel işlesin ve Rabbinin ibadetine, hiçbir kimseyi ortak etmesin.” Ayetini verir. (Kehf süresi ayet 18/110)
/Mevlana, Mesnevi, Tahirü’l Mvlevi tercemesi, 15051-1560 nolu beyitler)
Yani O ma’sum peygamber, bizim gibi, sizin gibi insan. Bizim dilimizden iyi anlar ve bizi çocukken onu masum yaratan Allah’ın kelamıyla bizi çağırır:
وَأَوْفُوا الْكَيْلَ إِذَا كِلْتُمْ وَزِنُوا بِالْقِسْطَاسِ الْمُسْتَقِيمِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلً
“Ölçtüğünüz zaman, tam ölçün ve doğru te¬razi ile tartın. Bu daha ha¬yırlı ve sonuç itiba¬riyle daha güzeldir.” (İsra süresi ayet 17/35)
Gözümüzü uzağa veya yakına bakarken farkına varmadan ayar yaparız.
Bu yaptığımız ayarın hızına hiçbir bilgisayar ulaşmamıştır ve ulaşmayacaktır.
Kulağımız duyduğumuz sesin sahibi insan mı, araba mı, koyun mu olduğunu, yönünü ve uzaklığını bilir.
Bu da bize doğuştan verilen ölçülerdir.
Ağzımızdan çıkan sesleri ölçülü çıkardığımızda anlamlı kelimeler çıkar.
Rastgele kalemle karalarken belli bir ölçüyle çizmeye başlarsak belli bir şekil ortaya çıkar.
Seslerin ölçülü çıkışından müzik meydana gelir.
Dünya çocukları birbirinin dilinden anlarken, bizim ölçüsüz davranışlarımızla onların masumiyetini giderip, kendi kalıbımıza döktüğümüzden onları da anlaşamaz hale getiriyoruz.
Bir yaşındaki bir milyar çocuk anlaşabilir ama 70 yaşına gelmiş iki siyasi anlaşamıyor.
Bu da Rabbimizin fıtratımıza koyduğu ölçüyü çevreden algıladığımız ölçüsüz ölçülerle fıtratımızı bozup,
Her kalıba uygun bir ölçü benimseyip,
Herkesi kendi ölçümüze zorlamaktan kaynaklanır.
Bazı insanlar bir kiloluk tartı demirlerinin içini oydurarak sattığını eksik verirlermiş. Zaman zaman belediye, tartı aletlerini kontrol ediyor.
Nereye gitsen kilo bin gram.
Herkes kendine göre ayarlarsa düzen bozulur.
Onun için Rabbimiz “Doğru teraziyle tartın” diyor.
Komünizm: “benim ölçülerim doğru” dedi milyarlarca insanın sefaletine sebep oldu.
Kapitalizm: “Benim ölçülerim doğru” dedi milyarlarca insanın sefahatine sebep oldu.
Uyuşturucu bağımlıları, fuhuş tacirleri, adam öldürme çeteleri üretti ve demokrasi adına ülkeleri mafya ile medya yönetmeye başladı.
Rabbimiz, sevgili peygamberimize ve onun şahsında bize:
وَلَنْ تَرْضَى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللَّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُمْ بَعْدَ الَّذِي جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللَّهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ
“Sen onların dinine uymadıkça, ne Yahudiler ne de Hıristiyanlar asla Senden hoşnut olmazlar. De ki: "Gerçekten doğru yol, Allah'ın yoludur." Sana gelen bu ilimden sonra onların arzularına uyarsan, Sana Allah'tan ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.” (Bakarasüresi ayet 2/120)
Dünyanın en dürüst adamını yanlış terazinin başına oturtsanız o’da eksik tartar.
Adalet terazisi yanlış olunca tartan kişinin doğruluğu bir şey değiştirmez.
Onun için Rabbimiz hem ölçenin tam ölçmesini, hem de terazinin doğrusunu almamızı emrediyor.
O ilahi terazi olan İslam ise bizim konuşmamızı, yürüyüşümüzü, bakışımızı, kaş-göz hareketlerimizi, komşuluk ilişkilerimizi, yöneten ve yönetilen ilişkilerini en güzel şekilde ayarlamaktadır.
Haydin, kıyamete kadar gelecek her insan ve her neslin ihtiyacını karşılayacak, hiçbir insan tarafından bozulamayacak ezeli ve ebedi ölçümüz olan Kur’an-i Kerimimizi duvardan indirelim.
Sekiz milyarın gönlüne asmak için, yoğun ve devamlı bir çalışmaya girelim.