“Çocuk ticareti”, “çocuk kaçıranlar” başlığı altında haberler çıkar.
Çocuk kaçıranlar, çocukları dillendirme işinde kullandıkları ve onların toplu halde kaldıkları nerelerde dileneceklerini kaçıranların belirlediği haberlerde açıklanır ama asıl en tehlikeli çocuk kaçırma işlemini yapanların adı, hiçbir yerde geçmediği gibi, adı anıldığında saygı duyurttururlar.
“Allah üçtür” diyenlerle “Allah hiçtir” diyenlerin süslü okullarda müşrik olarak yetiştirilmeleriyle, sömürgen ve kemirgen ülkelerin çıkarlarına hizmet eden,
İslam dinine düşman,
Vatan hainliği yapan,
Milletinden iğrenen,
Eceli gelince de sonsuz senelerde kalacağı cehenneme postalayanlar, en büyük kayıplar oldukları gibi kayıp çocuk kaçakçılığı yapanlardırlar.
Dünyadaki bütün devletlerin kanunları da bu kaçakçılığın önünü açmak üzere hazırlanmıştır.
Kaybolanı bulmak, hastayı tedavi ettirmek iyidir güzeldir ama kaybolmayı engellemek, sağlığı korumak daha iyidir ve güzeldir ve de daha dertsiz ve masrafsızdır.
Toplumun rahatsız olduğu her konuda yardımcı olmak için dernekler ve vakıflar kurulmuş, güzel çalışmalar da yapılıyor.
Onları tebrik etmek gerekir.
Asıl kaybolmayı, hastalanmayı, muhtaç hale gelmeyi engelleyecek dernekler, vakıflar kurulmalı.
Ayeti yeniden okuyalım:
“Allah'a ibadet ediniz, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayınız, ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, ellerinizin altında olanlara iyilik yapın. Muhakkak Allah, kibirleneni, böbürleneni sevmez.” (Nisa Sûresi, ayet 4/36)
İlk başta bütün insanlığa, en önemli uyarıyı yapıyor Rabbimiz ve “Allah'a ibadet ediniz, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayınız”
Ne demek “Ortak koşmayınız?”.
Bugünkü dille ifade edersek, silah sanayisine yatırdığı para, eğitime yatırdığı paradan fazla olan,
Paralı askerler ile dünya üzerinde terör estiren,
Müttefiklerini uyuşturarak sömüren,
Müttefik olmayanları uyuşturmadan işkence ederek sömüren,
Senatosunda uyuşturucu kullanmayan senatör sayısı, parmakla gösterilen,
Dünyaya ibnelik eğitimi veren ve direnen devletlere ibnelik kanunları çıkartan…
İnsanlıktan çıkmışların kendi çıkarları için beyinlerinin kusmuğunu kanun yapıp, dünyaya dayatanların kriterlerini İslam’ın kriterlerinin önüne geçirmek şirktir.
Hoca arkadaşlarım, vaaz ve hutbelerinizde “Allah’a ortak koşmayınız” ayetini en az beş dakika anlatmadan geçmeyiniz.
Allah celle celalühün yarattığı, yaşattığı, canını, kanını, tenini, her saniye yönetmeye devam ederken,
İnsanın insanla ilişkilerinde,
İnsanın eşya ile ilişkilerinde,
İnsanın Rabbiyle olan ilişkilerinde de Rabbin koyduğu hükme gönülden iman ederek,
Memnun olarak itaat edenler,
Çölde tek başına yaşasalar da,
Guantanamo hapishanesinde zincire vurulmuş olarak bir ömür tutsak olarak kalsalar da kaybolmuş sayılmazlar.
Milyarlarca insanın imrenerek baktığı Beyaz Saray’daki başkan, aslında dünyanın en kayıp insanı sayılır.
O makama imrenerek aygın baygın bakanlar da kaybolma sınırında durmaktadırlar.
O sınır, İLLA sınırıdır.
Bir insan, inanarak “Eşhedü en La ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Rasülüllahü/Ben şahitlik yaparım ki, Allah’tan başka yaratan, yaşatan, yöneten, donatan… yoktur, ancak Allah vardır, Muhammed de O’nun kulu ve elçisi olduğuna ben şahitlik yaparım” derken,
“İllallah”tan önce bütün put insanları ve kurallarını reddedip “İlla Allah” diyoruz.
Yani Allah’tan başkasının otoritesini kabul etmediğimizi söylüyor ve bunu bize öğreten Sevgili Peygamberimizin de, O Allah’ın kulu olduğunu, hiçbir kurum veya insanın kulu olmadığını söylerken biz,
Allah’a Kur’an kriterlerine göre inanmayanların,
İnsana tapınan, bu dünya hapishanesinde Allah’ın verdiği can ve tenle Allah’a başkaldıranlara boyun eğen kaybolmuş insanları uyarıyor ve O’nun elçisi Muhammed aleyhisselama kulak ve gönül vermeye davet ediyoruz.