Zamanı ve mekânı yaratan Allah celle celalühtür.
Yarattığı mekân ve zamanlara ayrı ayrı değer veren de O’dur.
Bütün günler 24 saattir ama Cuma günü diğer günlerden daha değerlidir.
On iki ayın en değerlisi Ramazan ayıdır.
Yeryüzünün tamamı Rabbimizin yarattığıdır ama Mekke, Arafat Dağı, Mina, Müzdelife, Medine, Kudüs… gibi yerler İslam’a göre daha değerlidir.
Değeri, onları yaratan verir.
Kadir Gecesi’ne de değer biçen yine o geceyi de yaratandır.
Gecelere değer katan Allah celle celalüh de o gecede yapılan ve yaşanan olaylar üzerinden değer biçer.
Ramazan ayının değeri, o ayda Kur’an’ın inmeye başlamasından, tuttuğumuz oruçtan, zekât ve sadakaların, fitrelerin ve fidyelerin bu ayda daha fazla verilmesiyle ekonomik gücün de paylaşılmasından, sosyal barışın bu ayda daha fazla olmasından ve bu ayda Kur’an’ın indirilmesinden kaynaklanmaktadır.
Bin aydan daha hayırlı olmasına gelince, “bin ay” dünya genelinde insanların ortalama yaşam yaşı 83 yıl civarındadır.
Aklı başında olan her insan, bu dünyada insanca yaşamak ister ama Firavun gibi insanlar Rablık taslamaya ve sekiz milyar insanın düşünce ve istek kapılarını kapatıp kendi istek ve arzularını bütün beyinlere yerleştirip kendine kul ve köle yapmaya çalışırken başkaldıranları ezmeye çalışır.
Rabbimiz ise saçının her telinden ayak parmaklarının tırnağına kadar, kalp ve kalıbını, can ve tenini yarattığı ve yönettiği insanın bu tertemiz halini bozmaması için bu yarattığı insanın kullanım kitabını bu ayda ve Kadir Gecesi’nde indirdiğini haber verir.
İki yüz ülkeden en iyi yetişmiş iki yüz bilim adamı bir araya gelseler, bin ay yani 83 yıl insanlığın her yönüyle güven içinde yaşaması için bir program hazırlasalar, hazırlayan insan olmaları nedeniyle hazırladıkları bu sistem de insanlığı yine yeni bir kölelik sistemine sokacaktır.
Yaşınız kaç ise sağdan ve soldan iktidara gelenlerden yüzde yüz beğenilen, hoşlanılan bir sistem oldu mu?
Muhalefet iktidara, iktidar da muhalefete sataşırken demokrat olmadıklarını söylüyorlar.
Yalnız bizim ülkede değil; dünyanın her tarafında aynı sözler ve kıran kırana seçim mücadelesi.
İşte Rabbimiz, indirdiği Kur’an’ıyla, Mekke parlamentosunun en güçlü üyelerinden olan Hattap oğlu Ömer, peygamberlik iddiasında olan Muhammed aleyhissalatü vesselamı öldürmeye çıkacak kadar acımasız iken o, Kur’an ayetlerini okuyunca öldürmek istediği Allah Rasülü’ne teslim olur ve dünya adalet tarihinin ilk sayfasına adı yazılır.
Eğitiminden geçen Ashab-ı Kiram’ı, kıyamete kadar insanlara örnek olacak bir hayat yaşarlar.
Değerli hocalarımız, vaazlarında ayet ve hadisleri anlattıktan sonra mutlaka Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, Abdurrahman, Sa’d, Ebu Zer… (Allah hepsinden razı olsun) gibi ashabın her birinden, örnek alınacak yaşantı ve kibar-ı kelam denilecek sözler naklederler.
Eğittiği insanlara ashab veya sahabe denmiş.
Verilen isim bile hâlâ dünya eğitim metotlarının aklına gelmemiştir.
Her iki kelime de “sohbet arkadaşı” ve “sohbet arkadaşları” anlamına gelir.
Yani Sevgili Peygamberimiz’e yeni inen, ayetleri tebliğ ve tebyin nasıl anlaşılıp nasıl uygulanacağını açıklayıp gösterirken sohbet usulüyle verir ve sohbetine katılanlara hitap ederken “Ashabiii/Arkadaşlarımmm” derdi.
Onun eğitiminden geçen Hazreti Aişe (Allah ondan razı olsun) Sevgili Peygamberimize: “Ya Rasülellah (s.a.v.) Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu bilirsem, o gece ne diyeyim?” dediğinde Sevgili Peygamberimiz, “Allah’ım, Sen afvedicisin, cömert ve iyilikler sahibisin, afvetmeyi seversin, beni de afvet de’ buyurdu” (Tirmizi, Sünen, K. Daavat, bab 89)
Sevgili Peygamberimiz, dokuz yıl Ramazan ayının son on gününde, mescidde itikâfa girdiğinden ve o on günde Kur’an okuyarak, nafile namazlar kılarak, tefekkür ederek geçirdiğinden Allah rızası için geceyi ihya etmeye çalışan bizler de, bu gecede hiç değilse ezberimizde olan ve namazlarımızda okuduğumuz namaz sürelerinin manasını anlamaya çalışarak, İslami eğitimi her can taşıyan insana nasıl ulaştırırız ve bir gün hepimiz birden İslam’a göre yaşamaya nasıl başlarız diye tefekkür etmek ve yaptıklarımızın hatasından, yapmadıklarımızdan dolayı istiğfar etmek ibadetimiz olsun.
Şaban ayının yarısının gecesini ihya edenlerin gündüzünde de oruç tutmasını isteyen Sevgili Peygamberimizin:
“Gecesinde kaim olun, gündüzün de oruç tutunuz” hadisine göre Kadir Gecesi’ni ihya edenlerin de gündüzünde oruçlu olmaları tavsiye edilir. (İbni Mace, Sünen, K. İkametü’s-salat, bab 191)
Bizim halkımızın çoğunluğu, mübarek gecelerin öncesindeki günde oruç tutarlar.
Tutsunlar ama Efendimizin hadisine uyarak gecenin sabahındaki gündüzde de oruç tutsunlar.
Allah kabul etsin.
