Hatırımızda hep kötülükler ve kötü işler yapanlar kalır da, iyiler ve iyi işler çok az yer tutar aklımızda.
Gerçi bu durum da hayra işarettir.
Hayat hep iyiliklerle doludur. Kötülükler az olduğundan hatırlanabilir.
Çok önemli hastalıklarınızı düşünün. Kötü günlerinizdi o günler.
Kötü günlerinizi, bir, iki, üç, dört… saydınız ve kaldınız.
Peki yaşınıza göre yirmi, otuz, kırk, yetmiş, seksen senedir sağlığınızın iyi geçen günlerini sayabilir misiniz?
60 dakikayı 24 le çarpacaksınız 1440 dakika eder.
1440 dakikayı 365 günle çarpınız 525 600 (Beş yüz yirmi beş bin altı yüz) dakika eder.
525 600 dakikayı 50 yaşla çarpın 26.280.000 (Yirmi altı milyon, iki yüz seksen bin dakika eder.
Bu kadar sağlıklı geçen dakikalarınızı değil, birkaç gün geçen diş sızınızı, taş düşürme günlerinizi katırlarsınız.
Geri kalan milyonlarca dakikadaki sağlık, mutluluk, şen ve şakraklı günlerimizi hatıra getirmeyiz.
Ağzınızı kapatın, elinizle de burnunuzu kapatın ve bir dakika tutmaya çalışın.
“Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” mısraında ifade edilen bir tek nefesin ne demek olduğunu anlayıverin.
Ve bu nefes nimetinden ve onun verdiği sağlık ve mutluluğu siz yaşınıza göre yararlandınız.
Japonya’dan Amerika’ya kadar bütün devletler bir araya gelseler size bir tek nefes yaratıp ciğerlerinize veremezler.
İşte o sağlığı, nefesi, acnı, teni yaratan Rabbimiz, bütün bunları bize yalnız kendisine kulluk yapmamız için verdiğini:
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلَّا لِيَعْبُدُون
“Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etmeleri için yarattım.” (Zariyat süresi ayet 51/56) ayetiyle haber vermiştir.
İnsanın insanlığını öldüren ve insanı insan kul, köle yapan insani kurallara değil Rabbin Kur’an’ında bildirdği kurallara sevgili peygamberimizin anladığı ve uyguladığı şekilde hayatımızın her anında uyacağız.
Dünyaya gelen her çocuğun fıtratı İslam fıtratı üzerine olduğundan, Yahudiliği, Hıristiyanlığı, Mecusiliği, komünistliği, ateistliği sonradan anne veya babasından öğrendiğinden her insanın mayası sağlamdır.
Bu durumu Rabbimiz:
فَأَقِمْ وَجْهَكَ لِلدِّينِ حَنِيفًا فِطْرَةَ اللَّهِ الَّتِي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَا لَا تَبْدِيلَ لِخَلْقِ اللَّهِ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
“Sen, her türlü şirke meyletmekten arınmış olarak, yüzünü dine doğ¬rult. Allah'ın fıtratına (yaratmasına) ki, in¬sanları onun üzerine yarattı. Allah'ın yarattığını de¬ğiştirmek yok. İşte doğru din budur. Ancak insanla¬rın birçoğu bilmezler.” Rum süresi ayer 30/30) ayetiyle,
Sevgili peygamberimiz de:
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ
قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كُلُّ مَوْلُودٍ يُولَدُ عَلَى الْفِطْرَةِ فَأَبَوَاهُ يُهَوِّدَانِهِ أَوْ يُنَصِّرَانِهِ أَوْ يُمَجِّسَانِهِ
“Her doğan çocuk (İslâm) fıtratı üzerine doğar. Sonra anne-babası onu ya Yahudi, ya Hıristiyan veya Mecusî yapar.” buyurur. (Buhari, Sahih, cenaiz 80-92, Müslim, Sahih, Kader 25, Tirmizi, Sünen, Kader 5) Hadisiyle haber verir.
Kıyamete kadar Hak din İslamı savunacak ve ona göre insanlığa örnek olacak bir topluluğun olacağını sevgili peygamberimiz:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللهِ بْنُ مُوسَى ، عَنْ إِسْمَاعِيلَ ، عَنْ قَيْسٍ ، عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ ، عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ : لا يَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ أُمَّتِي ظَاهِرِينَ حَتَّى يَأْتِيَهُمْ أَمْرُ اللهِ وَهُمْ ظَاهِرُونَ.
Buhari, Sahih, K. İ’tisam, bab 10 Babü la tezalü ümmeti,
عَنْ أَنَسٍ
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لَا تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى لَا يُقَالَ فِي الْأَرْضِ اللَّهُ اللَّهُ
Müslim, Sahih, K. İman, babü zehab’ül İman
جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُا
سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ لَا تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ أُمَّتِي يُقَاتِلُونَ عَلَى الْحَقِّ ظَاهِرِينَ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ
(Müslim, Sahih, K. İmarat, bab 53 la tezalü taifetün)
Bu ümmet var oldukça da, insanlık ölmeyecektir.