Aynı ananın karnında beslenip dünyaya gelenlere karındaş demiş atalarımız. Sonra bu karındaş kelimesi kardeşe dönüşmüş. Aynı kanı taşıdıklarımıza kardeş diyoruz.
Bütün insanlık, Hazreti Adem ile Hazreti Havva’dan yayıldığına göre aslında bütün insanlarla kardeşiz.
Kur’an-ı Kerim’de kendi halkına hitap eden bir çok peygamberden haber verirken, “İz kale lehüm ehuhüm/kardeşlerine …dediğinde” der.
Yani kâfir insanlara da peygamberler “Kardeş” kelimesini kullanmışlar.
Hucurat süresinde ise, “Ancak Müminler kardeştirler” buyurmuş Rabbimiz.
Bütün kafirler Hazreti Adem’den kardeşimiz iken bütün Müslümanlar hem Hazreti Adem’den hem iman kardeşimizdirler.
Hazreti Yusuf’un kardeşleri gibi birbirinin boğazına sarılan bütün Müslümanlar bizim kardeşlerimizdirler.
Hazreti Yusuf, Mısır’a devlet başkanı olduğunda kardeşleri boyun bükerek yanına geldiklerinde onları afvettiğini haber verir Yusuf süresinde Kur’an-ı Kerim.
Sevgili peygamberimiz de Mekke’yi kan akıtmadan fethettiğinde bütün suçluları afvderken Yusuf aleyhisselamın sözünü kullanmıştır.
“Müminler kardeştir” derken oğlan kardeşiniz veya kız kardeşiniz gözünüzün önüne gelsin.
Oğlan veya kız kardeşinizin sizin kardeşiniz olduğunu anne, baba veya komşular söylediler ve nüfus kütüğünde kayıtlı.
Ama dünyanın her tarafındaki Müslümanların bizim kardeşimiz olduğunun kaydı Kur’an’dadır ve kardeş olduğumuzu Yaratanımız söylüyor.
Kardeşinize veya çocuklarına bir kaza olsa hemen koşarsınız.
Sevgili peygamberimiz:
“Mü’minler bir vücudun organları gibidirler. Onlardan biri hastalandığında bütün vücudun organları birbirlerini yardıma çağırırlar uykusuzluk ve ateşte birlikte olurlar” buyurmuş. (Müslim, Sahih, K.Birr Bab 17)
Sevindiğinde yanında olan, sevincini paylaşarak sevinci, bin kata çıkarandır kardeş.
Üzüldüğünde hemen yanı başında görülen ve üzüntüyü bölüşerek feraha dönüştürendir kardeş.
Yemen heyeti, Medine’ye geldiklerinde sevgili peygamberimiz çok çok sevinmiş ve onlar için:
“Yemen halkı size geldi. Onlar ince gönüllü, yumuşak kalplidirler. İman Yemenlidir (Yemenlilerin imanı sağlamdır). Fıkıh Yemenlidir (ayetlerin inceliklerine vakıf olurlar), “Hikmet Yemenlidir” buyurmuş. (Buhari, Sahih, K. Meğazi, bab 70, Ahmet, Müsned, Ebu Hüreye hadisi).
Halk olarak, devlet olarak bütün çarpışanlar arasına girip biz de bir taraf olarak çatışmalara girmeyelim ama bu kirli savaşı da durduralım.
Mesela Sana, Aden, Hadramut gibi üç çarpışan gurubun elinde olan üç büyük şehre birer külliye yapıversek.
Ortada cami. Dört tarafında İslam Üniversitesi, hastahanesi, aşhanesi, müsafirhanesi olsa.
Bu dört hizmet binasından çarpışanların hepsi eşit şekilde yararlansa.
Beş yıldızlı otel ayarındaki müsafirhenede çarpışanların hepsinin kalabilmesine, orada konuşabilmelerine zemin hazırlansa.
Bu üç büyük şehri birbirine bağlayan çift yol yapılsa.
Bütün gurupların istekleri bir şekilde temin edilse.
Bütün isteklerin yer aldığı bir mutabakat metni hazırlansa ve herkesin aynı şeyleri istediği ama bir araya gelemediklerinden başkalarının ağzıyla konuştuklarından düşmanca hareket ettikleri mutabakat metininden anlaşılsa.
Hediye, iltifat, nezaket, sevgi, şefkat, yardım ve sadakatin, silahlardan daha etkili ve yapıcı olduğu gösterilse ne olur acaba.
Deneyelim.