Mahmut TOPTAŞ
Sevgili peygamberimiz: “Yeryüzü bana mescit kılındı” (Buhari, Sahih, K. Teyemmüm, bab1) buyurmak suretiyle yeryüzünün cami gibi temiz tutulması, camide kimsenin bir diğerine kötü söz söylemediği gibi, camide laf taşınmadığı gibi, hakaret, küfür yapılmadığı gibi yeryüzünde de yapılmamasına dikkat çekmiştir.
Batılı zenginler kulübünün başkanı da dünyayı tarif ederken “Dünya tek çarşıdır ve bu çarşıda bizim mallarımız satılır” diyordu.
Yeryüzü mescid olarak değerlendirilmesi ve burada bir tek Müslüman aleyhinde tek kelime kullanılmaması gerekir.
Teravih namazından çıktıktan sonra saat 23.00 ten 02.30 a kadar bir evde oturduk.
Yeniden yedik içtik.
Doktorlarımız “Aman zararlıdır” demesinler.
Biz, birbirimizi yedik.
Hani Rabbimiz, Hucurat süresinde gıybet için “Ölmüş kardeşiyin etini yemek gibidir” diyor ya biz, ölü eti değil dirilerin etini gıybet makasıyla keserek, kattat dişleriyle çiğneyerek yedik.
Ama o da şöyle yapmış, böyle yapmış diyerek laf taşıma nemmamlığını da yaptık.
Üç buçuk saatlik zamanda bizi birbirimize düşüren, malımız paramızı hissettirmeden bizden çalan, değerli ilim adamlarımızı itibarsızlaştıran, sömürüye ve din düşmanlığına karşı direnenleri öldüren, yüzü zemheriden soğuk, kursağı cehennem gibi kafirler hakkında tek kelime kullanılmadı.
Konuştuğumuz konuları da bize taşıyıveren yine o kafirin haber ajansları.
İmam Gazali merhum, İhya isimli eserinin Nemime başlığı altında hazreti Aliye gelerek bir adamın laf taşıdığını, hazreti Ali’nin de ona “Bunu araştıracağım, eğer doğru ise sana nemmem/Laf taşıyıcı olduğun için kızacağım. Eğer yalan ise yalancılıktan seni cezalandıracağım” deyince adam lafını geri alır ve özür diler.
Hikmet sahibi birine “Filan senin hakkında şöyle diyor” der.
Hakim adam ona “Sen bu lafı taşımakla üç kötülük yaptın:
1- Beni o dosta karşı kızdırdın.
2- Berrak gönlümü bulandırdın.
3- Sana olan güvenimi kaldırdın” der.
Sevgili peygamberimiz:
لَا يُبَلِّغْنِي أَحَدٌ عَنْ أَحَدٍ مِنْ أَصْحَابِي شَيْئًا فَإِنِّي أُحِبُّ أَنْ أَخْرُجَ إِلَيْكُمْ وَأَنَا سَلِيمُ الصَّدْرِ
“Arkadaşlarımdan hiç biriniz diğeri hakkında bana bir şey ulaştırmasın. Ben, sizin yanınıza gönlü selim (hoş) olarak çıkmayı seviyorum” buyurmuş. (Tirmizi, Sünen, Menakıb, Hadis no 4270, Ahmet, Müsned, Abdullah bin mesud maddesi))
Yalan söyleyenler, montajlama yoluyla sözü akışından dışarı çıkaranlar, haram yiyenlerin sözlerinden etkilenmeme konusunda Rabbimiz:
وَمِنَ الَّذِينَ هَادُوا سَمَّاعُونَ لِلْكَذِبِ سَمَّاعُونَ لِقَوْمٍ آَخَرِينَ لَمْ يَأْتُوكَ يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ مِنْ بَعْدِ مَوَاضِعِهِ........سَمَّاعُونَ لِلْكَذِبِ أَكَّالُونَ لِلسُّحْتِ
“Ey peygamber, kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyla "İman ettik" diyen¬lerle, küfür içinde ko¬şuşturanlar, Seni üzme¬sin. Bir de Yahudilerin ya¬lana kulak ve¬renleri, Sana gelmeyen diğer bir toplum için casusluk yapan¬ları, Seni üzmesin. Onlar kelimeleri yerlerinden değiştirir¬ler..... Onlar yalana kulak verirler, haram yerler” buyurmuş. (Maide süresi ayet 41-42)
Sevgili peygamberimiz de adamına, durumuna göre konuşan iki yüzlü insanların, toplumun en şerlisi olduklarını haber verir:
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ أَنَّهُ
سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ إِنَّ شَرَّ النَّاسِ ذُو الْوَجْهَيْنِ الَّذِي يَأْتِي هَؤُلَاءِ بِوَجْهٍ وَهَؤُلَاءِ بِوَجْهٍ
(Müslim, Sahih, K. Birr, sıle ve adab)