Mahmut TOPTAŞ
Receb ayıyla, Ramazan orucunun manevi atmosferine girmiştik.
Her saniye ve dakikada Ramazan orucuna yaklaştıkça atmosferimizde, havamızda, içten dışa, dıştan içe manevi dalgalar köpüklerini artırdı.
Hani içimize çektiğimiz havanın içinde televizyonların, telefonların, telsizlerin, bilgisayarların trilyonlarca ses ve görüntü sinyalinin olduğu gibi, insanlar arası sinyaller de Hazreti Adem’den beri devam ediyor.
“İçime doğdu, sezdim, aklıma düşüverdi, hissi kabl’el-vuku’” gibi deyimlerimizle havadaki manevi dalgaları yakaladığımızı ifade ediyoruz.
“Şimdi seni andık, sen de geliverdin” dediğimizde biz onu andığımızda bizim sinyal mi onu çekti, yoksa onun gelişinde çıkardığı sinyal mi bizi harekete geçirdi de biz, onu andık, şimdilik bilinmez.
Ama bir gerçek var ki aklımıza düşen bir şey, aynı anda havaya bir dalga salıyor ve o dalgayı ilgilisi yakalıyor.
Trilyonlarca dalgadan birinin, sizin telefonunuzun numarasına gelmesi gibi bir şey.
Türkiye’de seksen milyon insanımız bu günlerde Ramazan orucuna hazırlanıyor.
Hava değişimine gidiyoruz.
İhanet, terör, imha, bomba, tecavüz, sapık, hırsız, uyuşturucu kelimelerinin kirlettiği dil ve gönüllerde Sahur, iftar, oruç, namaz, teravih, ibadet, ziyafet, ikram, zekat, yardımlaşma, fıtır sadakası gibi kelimeler dolaşarak, kirlenen her bölgeyi temizleyerek havanın kirlenmesi de sağlanmış olacak.
Günümüzde teknolojimiz, kelimelerin yüksek tonda söylenmesinden ses kirliliğinden bahseder ama kötü kelimenin, havayı kirlettiğinden hiç bahsetmez.
Rabbimiz buyurur:
وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمَنُ وَلَدًا
"Rahmân çocuk edindi" dediler.
لَقَدْ جِئْتُمْ شَيْئًا إِدًّا
Yemin olsun ki çok kötü bir şey yaptınız.
تَكَادُ السَّمَوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِنْهُ وَتَنْشَقُّ الْأَرْضُ وَتَخِرُّ الْجِبَالُ هَدًّا
(Bu sözden) Neredeyse gökyüzü çatlayacak, yeryüzü yarılacak ve dağlar devrilecekti.
أَنْ دَعَوْا لِلرَّحْمَنِ وَلَدًا
Rahmân'a çocuk iddia ettiler diye.
وَمَا يَنْبَغِي لِلرَّحْمَنِ أَنْ يَتَّخِذَ وَلَدًا
Çocuk edinmek Rahmân'a yaraşmaz.” (Meryem süresi ayet 19/88-92)
Yani “İsa, Allah’ın oğludur” lakırtısı veya “Uzeyr, Allah’ın oğludur” lafının, tabiatı etkileyecek kadar kötü bir ifade olduğunu haber veriyor Rabbimiz.
Hazreti Aişe annemiz, peygamberimizin yanında yine annelerimizden olan Safiyye (Allah onlardan razı olsun) hakkında Cüce, kısacık, bacaksız anlamlarına gelebilecek “Kasır” kelimesini kullandığında sevgili peygamberimiz:
لَقَدْ قُلْتِ كَلِمَةً لَوْ مُزِجَتْ بِمَاءِ الْبَحْرِ لَمَزَجَتْهُ"
“Aişe, öyle bir kelime söyledin ki, eğer denize karışsaydı orayı bulandırırdı” buyurmuş. (Ebu Davud, K. Edeb, bab 40)
Yani, kötü kelimelerin havayı da, suyu da etkilediğine dikkat çekmiş
Yeni bir havaya giriyoruz.
Havayı olumlu yönde değiştirecek bir ibadettir Ramazan orucu.
“Seksen milyon” derken bilerek söyledim.
Müslüman olmayan komşularımızı da etkiler bu oruç ayı.
İşlerine, aşlarına, proğramlarına, randevularına, tatillerine, komşularına, komşuluklarına, davranışlarına etki eder.
Şu anda aldığımız hava ve güneş din, dil, ırk ayrımı yapmadan etkilediği gibi, oruç ayı da hepimizi olumlu etkisi altına alacaktır.