Hackerler, kendilerini, en iyi bilgisayar kullanıcısı olarak tanıtırlar.
Bilgisayar eğitimini en iyi veren okullardan mezunların uzmanlığından bahsederken mezun olduğu okulun adını da söyleyerek gücüne güç katar.
Babası ve annesi, “Oğlumuz veya kızımız filan üniversitenin bilgisayar mühendisliğinde okur” diye gururlar anlatır.
Buyurun, bilgisayar mühendisliğinde iyi olduğunuzu gösterin.
İsrail’in savunma kubbesinin şifrelerini çözün ve çalışmaz hale getirin.
Savaş uçaklarının hedefini Gazze’ye kilitleyen şifrelerini işgalcilerin savaş karargâhına çevirin.
Bahane ileri sürmeyiniz...
Aşılmaz dağ, geçilmez nehir yoktur.
Everest tepesine bayrak diken dağcılar, Manş’ı yüzerek geçen yüzücüler var.
Amerika’nın, İngiltere’nin, Rusya’nın, Avrupa Birliği’nin en gizli sırlarından doksan binin üzerinde belgesini açığa çıkaran WikiLeaks internet sitesinin kurucusu, Avustralya doğumlu Julian Assange, bütün internet sitelerine girerek yaptı bu işi.
Sizler sızlanmaya, meydanlarda miting yapmaya, işgalcileri yuhalamaya değil, milyonlarca Müslüman’ı yok etme emri verenlerin karargâhını çökertmeye yönelmelisiniz.
Herkes işini yapmalı.
Fatih Sultan Mehmet, Edirne’de Kostantıniyye’nin fethinin planlarını yaparken Ayasofya’nın tamiri için çağrılan Mimar Ali Neccar, hem tamiri yapmış hem de Ayasofya’nın güneybatı köşesine minarenin kaidesini yapmış ve Edirne’ye varınca Fatih’e, “Sultanım, minarenin kaidesini yaptım, fethetmek de size düşer” der.
Hani Selahaddin-i Eyyubi, Kudüs’ün fethinin planlarını yaparken Halep’teki marangoz, minberini yapıp bitirdiği, Diyarbakırlı annelerin ürettiği gül yağlarını biriktirip bir cam kavanoza koyup, Hıristiyanların kirlettiği Mescid-i Aksa’nın gül yağıyla temizlenmesini Selahaddin’den istedikleri gibi, birbirini tanımayan bu İslam ümmetinin her birinin kendi iş, kabiliyeti, servet, şöhret, siyaset, sanat, ticaret, ithalat, ihracat… gücünü kullanması gerekir.
Halk, meyanlarda tarafını belli etmek için miting yapıyor.
Meydanlara gelemeyen ihtiyar dede ve ninelerimiz duasını ediyor.
Sanatçı Murat Kekilli, hançeresini yırtarcasına, saçının telinden ayak parmağının tırnağına kadar bütün hücreleriyle:
“Yıkılasın İsrail
Enkazını göreyim
Sana ülke diyenin
Yüzüne tüküreyim!” diye bağırıyor, feryat ediyor.
Sanatçı Yıldız Tilbe, televizyon ekranından bedduasını ediyor.
Halk ne ise yönetici odur.
Yönetici ne ise halk da odur.
Halifelerin, kralların, şahların, padişahların, cumhurbaşkanlarının, kabile şeflerinin, aşiret beylerinin iki eli, iki ayağı ve bir başı vardır.
Onlarca, yüzlerce, binlerce, milyonlarca başlar ve eller, baş eğerek, oy vererek, alkış tutarak iki ele güç katarlar.
Yöneticiler adil olurlarsa, sizin ellerinizle adalet dağıtıyor demektir.
Eğer zulmediyorlarsa, sizin ellerinizle zulmediyorlar demektir.
Onlar bizim iç dünyamızın dışta görülen halidir.
Onun için Sevgili Peygamberimizin hadisi veya Hasan-i Basri’nin sözü olarak rivayet edilen:
“A’malüküm ummaliküm/Amelleriniz (yani işleriniz) sizin yöneticilerinizdir” buyurmuş.
Bir başka hadisinde ise:
“Nasılsanız öyle idare olunursunuz” buyurmuş. (Beyhaki, Şuabu’l İman, 6/22, Hadis No: 7391, Taberani’den naklen Keşf-ül hafa 2/127)
Bu iki hadisi bize rivayet eden Hasan-ı Basri’dir.
Bir adamın Haccac-ı Zalim’in aleyhinde dua ettiğini görünce, Hasan-ı Basri: “Öyle dua yapma.
Siz, birbirinizin aynısınız. Birbirinizden geldiniz. Eğer Haccac, görevden alınır veya ölürse maymunlar veya hınzırlar yöneticiniz olur” dedikten sonra yukarıdaki hadisleri rivayet eder.
Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz:
“Allah'ın (her insanı) önünden ve ardından takip edip, Allah¬'ın emrinden/emriyle onu koruyan (melekleri) vardır.
Bir toplum kendi¬sini değiştirme¬dikçe Allah onları değiştirmez.
Bir topluma (kötü¬lükleri sebe¬biyle) azap istedi mi onu geri çevirecek yoktur.
Onlar için Allah'tan başka yardımcı dost da yoktur.” (Ra’d Sûresi, ayet 13/11) (Ayrıca bakınız Enfal 53, En’am 129)
Bu ayetlerin tefsirini “Şifa Tefsiri”nden bir okuyuverin.
Cantaş Yayınevi: (216) 344 98 87 veya 0530 258 60 58