FE SALLİ LİRABBİKE VENHAR
Mahmut TOPTAŞ
“Emir Allah’ın” sözünü biliriz.
En sevdiğimizi kaybettiğimizde bir müddet üzülürüz. Bu üzüntüyü gidermek üzere dostlarımız imdadımıza yetişirler ve bizi teselli için “Emir Allah’ın, başınız sağ olsun, Allah rahmet eylesin” derler ve kaynayan yüreğimize şeker pınarından bir bardak su serpilmiş gibi oluruz.
Emir, yalnız Allah’tandır.
Yaratan ve yaşatan O olduğuna göre emretme yetkisine sahip olan da odur.
Benim gibi, senin gibi yaratılan, yaşatılan birinin çıkıp, kendini bir şey zannedip emirler vermesi kadar saçma bir şey yoktur.
Televizyon haberlerinde “Kar yağması nedeniyle Valilik okulların üç gün tatil olmasına karar verdi, yarın okula gidilmeyecek” denildiğinde evlerde milyonlarca çocuk “Heeeeeeeeeyyyyy” diye bağırır.
Demek ki, öğretmenlerin eğitimciliğinde bir değil bir çok eksiklik var.
Çocuk fıtratına uygun değil.
Ebu cehiller tarafından kaçırılan, köle diye Mekke’de satılan, sevgili peygamberimiz tarafından özgürlüğüne kavuşturulan Zeyd (Allah ondan razı olsun) i babası ve Annesi Mekke’de peygamber eğitimi alırken bulurlar ve kendi şehirlerine götürmek istreler.
Evgili peygamberimiz, ona döner ve gidebileceğini, özgür olduğunu, tercihin kendisine ait olduğunu haber verince Zeyd, anne ve babasının gönlünü alır ve eğitime devam edeceğini bildirir.
Postacının eve sarı zarf getirmesinden ailenin tamamı tedirgin olur.
Baba katiliyle aynı hücrede yaşayan ilim adamına gardiyanın verdiği emirler yürekleri dağlar.
Bir kaç adamın aklının ürünü olan kanunları aklının zekatını verse o kanun koyucularının sülalesine yetecek kadar akıllı, bilgili, görgülü adamın uymak zorunda olması kadar kişiye hakaret sayılacak başka bir şey yoktur bu dünyamızda
Bu böyle devam ederse dünyanın bütün ülkelerinde fert başına yıllık gelir yüz bin dolar olsa, hepsi Üniversite mezunu olsa yine de can, mal ve namus güvenliği sağlanamayacaktır.
Çünkü bütün insanlar bir kaç tane Bush’laşmış insanın verdiğini yutmak, dediğini tutmak durumunda kaldığından ve onun verdiği emirle de insan fıtratına, tabiat kanunlarına aykırı olduğundan anarşi biraz daha artırılacaktır.
Rabbimizin iki tane emri toplumun bütün kesimleri tarafından uygulanınca üç günlüğüne ülkemizde fakirliğe ara verildi
“Rabbin için Bayram namazı kıl, Kurban kes” emri bir insan tarafında gelmediğinden, aklımızı ve kalıbımızı yaratıp yöneten Rabbimizden geldiğinden o emirlere hepimiz uyduğumuzdan üç günlüğüne terör, gasp, hırsızlık, tecavüz de durdu.
Evler, sokaklar, elbiseler, tenler, canlar, üç günlüğüne tertemiz hale geldi.
Küsler barıştı, dostlar karıştı.
Ekonomik hareketlenme meydana geldi.
Tekstil sanayii, şekerciler, çikolatacılar, besiciler, kamyoncular, samancılar, bıçakçılar, bileyiciler......yüzün üzerinde iş kolunda para hareketleri oldu.
Ya Rabbimizin bütün emirlerini uygulasak 365 günümüz nasıl olur bir düşünüverin.