Mahmut TOPTAŞ
En büyük yalanı kim söyler, veya kim söyledi?
Siyasiler mi, gazeteciler mi…..?
Tahmin ettiklerinizin söylediklerinin bir çoğu yalan sayılır ama en büyük yalanı söyleyemezler.
En büyük yalanı papazlar, hahamlar ve ateistler söylemiştir.
Rabbimiz, bir yalandan haber veriyor ki o yalan nedeniyle neredeyse gökyüzünün çatlayacağını, yeryüzünün yarılacağını, dağların devrileceğini şöyle haber verir:
وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمَنُ وَلَدًا
"Rahmân çocuk edindi" dediler.
لَقَدْ جِئْتُمْ شَيْئًا إِدًّا
“Yemin olsun ki çok kötü bir şey yaptınız.
تَكَادُ السَّمَوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِنْهُ وَتَنْشَقُّ الْأَرْضُ وَتَخِرُّ الْجِبَالُ
(Bu sözden) Neredeyse gökyüzü çatlayacak, yeryüzü yarı¬lacak ve dağlar devrilecekti.
أَنْ دَعَوْا لِلرَّحْمَنِ وَلَدًا
Rahmân'a çocuk iddia ettiler diye” (Meryem süresi ayet 19/88-91)
“İsa Allah’ın oğludur” diyenler , “Üzeyir, Allah’ın oğludur” diyenler olduğu gibi Firavun kendisini Rab ilan ederek yalan rekorunu elinde tutuyor.
Günümüzde Firavunun yaptığını yaptığı halde cesareti olmadığından Rablığını ilan edemeyen, çağdaş kelimelerle rablık heykelini maskeleyen insanlar da Firavun gibi yalanın en büyüğünü söylemekteler.
Halbuki Rabbimiz:
وَاجْتَنِبُوا قَوْلَ الزُّورِ
“…yalan sözden ka¬çının.” Buyurur. (Hac süresi ayet 22/30)
Allaha ortak koşmak koşmak Nisa 48, helalları haram kılmak, Al-i Imran 94, En’am 140, Peygamberi inkar etmek En’am 21, “Kur’anı kendi uyduruyor” demek Yunus 38 en büyük yalanlardandır.
Sevgili peygamberimiz de görmediği rüyayı görmüş gibi anlatan, babasından başkasına babalık iddiasında bulunan, peygamberimizin söylemediği hadisi söyleyenin de en büyük yalanı söylediğini haber verir. (Buhari, sahih, Menakıb bab 5)
Rabbimiz bütün siyasi, gazeteci, çiftçi, general, er, Prof, santçı…her türden Müslümana hitaben:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا إِنْ جَاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَإٍ فَتَبَيَّنُوا أَنْ تُصِيبُوا قَوْمًا بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلَى مَا فَعَلْتُمْ نَادِمِينَ
“Ey iman edenler, eğer bir fasık size bir haberle gelirse onu araştı¬rın ki, bilmeden bir top¬luma sata¬şırsınız da, sonra yaptığı¬nıza pişman olursu¬nuz.” Buyurur. (Hucurat süresi ayet 49/6)
Araştırmadan söylemek veya yazmak yasaktır.
Sevgili peygamberimiz de ayeti bize açıyor:
عَنْ حَفْصِ بْنِ عَاصِمٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- « كَفَى بِالْمَرْءِ كَذِبًا أَنْ يُحَدِّثَ بِكُلِّ مَا سَمِعَ
“Her duyduğunu söylemek kişiye yalan olarak yeter” buyurmuş. (Müslim, Sahih, Mukaddime, bab 3, hadis no 7)
Doğruluğuna inandığımız her doğruyu yaymak da yanlıştır.
Bazı haberler vardır ki onu yalnız yetkili kişilerin duyması ve bilmesi gerekir.
Bu konuda da Rabbimiz:
وَإِذَا جَاءَهُمْ أَمْرٌ مِنَ الْأَمْنِ أَوِ الْخَوْفِ أَذَاعُوا بِهِ وَلَوْ رَدُّوهُ إِلَى الرَّسُولِ وَإِلَى أُولِي الْأَمْرِ مِنْهُمْ لَعَلِمَهُ الَّذِينَ يَسْتَنْبِطُونَهُ مِنْهُمْ وَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ لَاتَّبَعْتُمُ الشَّيْطَانَ إِلَّا قَلِيلًا
“Onlara emniyet veya korkuya ait bir haber geldiğinde onu yayı¬yorlar. Eğer o haberi rasüle ve on¬lardan olan emir sahiplerine götür¬selerdi, onla¬rın için¬den o haberden mana çıkaracak olanlar onu bi-lirdi. Eğer Allah'ın lütfu ve rahmeti olma-saydı çok azınız müstesna siz şeytana uyardınız.” (Nisa süresi ayet 4/83)