EN BÜYÜK İMKAN DİYANETTE
Mahmut TOPTAŞ
Anadolu’dan İstanbul’un taşından toprağından altın toplamak için gelen iki kardeş, çalışmışlar, çabalamışlar, ev, araba almışlar, işyeri açmışlar.
Ev ihtiyaçlarını düşünürken liseye giden iki çocuklarının dini ihtiyacını da görmesi için mahallenin imamına gitmişler ve akşam namazı ile yatsı namazı arası çocuklarına Kur’an okutmasını ve İlmihal bilgileri vermesini istemişler.
İmam, teklife olumsuz cevap vermiş.
Durumu bana anlattılar. Ben de onlara imama yeniden bir teklif götürün. İki öğrenci için iki yüz lira vereceğinizi, ayrıca toplayacağı her çocuk için onar lira vereceğinizi söyleyin” dedim.
Teklifi götürmüşler, imam kabul etmiş, aybaşına kadar seksen öğrenci bulmuş ve okutmaya devam ederek ayda maaşı kadar da para kazanmaya başlamış.
Öğleye kadar mahallenin kadınlarından iki yüzün üzerinde hanıma dini dersler veren, akşam namazı ile yatsı namazı arasında yine o kadar cemaate dini bilgiler öğreten, ellinin üzerinde erkek ve kadın öğretmene ücret ödeyip kendisi almayan hocalarımızı görmezden gelmediğim gibi onların güzel faaliyetlerini din görevlilerine verdiğim konferanslarda bol bol onlara da yapılan, yaşanabilen örnekler veriyorum.
Tembel imamlarımızı harekete geçirmek için bu yolları da kullanmalı.
Önceki teklifimi tekrarlamak isterim.
En tembel imamlarımız bile umre veya hacca görevli olarak gidebilmek için cemaatle ilgilenmenin bin bir çeşit yolunu buluyorlar ama onlara beş vakit gelen cemaatin namazında farz ve vaciplerinin neler olduğunu, “yolunda ölürüm” dediği Kur’an-i Kerimi okumasını öğretmediğini de biliyorum.
Onun için Diyanet, bir çok güzel hizmetlerinin yanında bu camide eğitim hizmetlerine de ağırlık verse.
Çalışkanlar görevini Allah rızası için yapıyorlar.
Tembellerin de katılması için teşvik mahiyyetinde Umre veya Hacca görevli olarak gidebilmek için yirmi kişiye Kur’an okumasını ve İlmihal bilgilerini öğretirse onu Hac ve Umreye göndereceğim. Kırk kişiye öğretirse eşini veya istediği bir arkadaşını da götürebileceğini” dese ve de yapsa, çok şey değişir.
Türkiye’de hiçbir kamu kuruluşu Diyanetin sahip olduğu imkana sahip değildir.
Her şehrin merkezinde Ulu Camiler vardır.
Her mahallenin en merkezi yerinde camilerimiz vardır.
Ama şehrin sosyal hayatı üzerinde en az etkisi olan da cami görevlileridir.
Mahalle, imamı, mevlit okutmak, çocuğun kulağına Ezan okutmak, cenazeye telkin vermek için hatırlıyorsa o imam derhal ekmeğini başka yerde aramak için istifa etmeli ve yerine çalışkan birinin gelmesine sebep olduğu için yine sevap almalı.
Vaizlik yaptığım zamanlarda Cuma vaazıma gelenlerden değil, yaz günlerinde ikindi namazlarından sonra yaptığım dersler ile kış günlerinde yatsı namazlarından sonra yaptığım derslerden iyi sonuçlar aldım.
Cuma vaazına gelmiyor cemaat, Cuma namazını kılmaya geliyor.