“Bu kötülüğü kim yaptı, bu cinayeti kim işledi, bu ihanete kim cesaret etti?” gibi sözler söyleyip etrafta suçlu ve suçlunun arkasındakileri arayanlar, araştırmayı kendinizden başlatsanız daha iyi olmaz mı?
Atalarımız:
“Ne ekersen onu biçersin”
“Rüzgâr eken fırtına biçer” demişler.
Köyde kötü bir olay olsa Hatice bacı, “Eden kendine eder guzuuum” dermiş.
Köyde çok iyi bir iş meydana gelse yine “Eden kendine eder” dermiş.
Bunun bu sözünden gıcık kapan komşu kadın bu söze şaşar ve “Yahu bu adam öbürüne kötülük yaptı. Kendine yapmadı ki” dermiş.
Bir gün Hatice bacı ıstarda halı dokurken, öbür kadın zehirli börek yapmış ve Hatice bacıya getirmiş ve, “Börek yaptım, boğazımdan geçmedi, sana da getirdim” demiş ve oradan sıvışmış.
Hatice bacı da “Başa gelince yerim” derken, köyün alt tarafından geçen kamyondan bir delikanlı iner.
Öbür kadının gurbetteki oğlu koşarak eve giderken Hatice bacıyı görür anasının evde olup olmadığını sorar.
Hatice bacı da, “Guzuum kime niyet kime kısmet. Annen börek getirmişti, sıcacık yiyiver” der.
Aç olan delikanlı, zehirli böreği yer ama annesini göremez.
O anne de “Eden kendine eder” demeye başlamış.
Birçok Atasözümüzün kaynağı ayet ve hadislerdir.
Rabbimiz:
“Eğer iyilik yaparsanız, kendinize iyilik yapmış olursunuz. Eğer kötülük yaparsanız, kendinize (kötülük yapmış olursunuz). (İsra süresi ayet 17/7) buyurmuş.
Bu ayet aslında kendi yaptıkları kötülükler yüzünden tarih boyu kendi ırkının kırımına sebep olan Yahudileri haber verir.
Kur’an-ı Kerimin her ayeti aynı zamanda bizi ve bütün insanlığı bazen örnekleme yoluyla eğittiği için bu ayet doğrudan bizi de eğitir.
Bu ayet halkımızın dilinde, “Eden kendine eder” haline gelmiş.
Tarlaya tohum atarsanız meyvesi size aittir.
Ülkede doğan bir çocuğu devlet, eğitimle ya kapitalist, ya komünist, ya ateist veya deist olarak yetiştiriyor.
Bunların hepsi, materyalistlikte birleşiyor.
Maddecilikde, materyalistlikde, vadedilenler: servet, şöhret ve şehvettir.
Bunları elde etmenin yollarını da dünyada örnek alınan insanlara baktıklarında haram yollardan sağlamışlar.
Dünyayı sömürerek semirmek için, ilim adamlarını, öldürücü silahların geliştirilmesinde kullanırsan, tertemiz çocukları alıp, eğitim yoluyla Zombileştirip, tanımadığı ülke insanlarını ona öldürtürsen o insan bir gün silahın namlusunu sana da döndürecektir.
Bu katilin arkasındakileri başka yerde arama, kendi senatonun içinde ararsanız daha kolay kurtulursunuz bu tür kötülüklerden.
Rabbimiz buyurur:
“…O’nlar yaptıklarından dolayı helâk olmuşlardır” (En’am süresi ayet 6/70)
Bunlara aralıksız örnek toplum, İsrail oğullarıdır.
Tevrat’ı tahrip edip kendi ırklarının çıkarı için Tevrat’ın yasakladığı bütün haramları helal kılmaları nedeniyle, binlerce yıldır ölmekten ve öldürmekten ve bir de altın toplamaktan başka sevdikleri hiçbir şey yok.
Toprağa çiçek ekerseniz kokusu ciğerlerinizi, rengi gözlerinizi aydınlatır.
Bülbüle su verirseniz kulaklarınız ve ruhunuz bülbül sesiyle göğsünüze sığmaz olur.
Atalarımızın “Taş atana ekmek at” sözü, Allah’ın (c.c)
“İyilikle kötülük denk değildir. Sen kötülüğü en güzel olanla defet. Bir de bakmışsın ki, seninle arasında düşmanlık olan kişi sanki sıcacık bir dost oluvermiş.
Buna (kötülüğü iyilikle defetmeye) ancak sabredenler kavuşturulur. (Fussılet 41/34-35) ayetinin deyimleşmiş halidir.
Deyimde kalmasın, deneyelim.