CENNETE KADAR
Mahmut TOPTAŞ
Gelen gidiyor. Giren çıkıyor. Gidenler ve çıkanlar hiçbir haber veremiyor.
Yaşayan her can bir gün kendisinin de öleceğini ve bu dünyayı terk edeceğini biliyor.
Çünkü en sevdiği annesini, babasını, kardeşini, yavrusunu kendi toprağa gömdü veya yaktı.
Ölüm konusunda hiç tartışmasın ittifak var.
Ölüm sonrasında nelerin olacağı veya olmayacağı konusunda ayrışma, çatışma, ihtilaflar var.
İslam’a göre, doğum ve ölüm nasıl doğru, gerçek ve şüphesiz ise, ölüm sonrasında cennet de, cehennem de haktır, doğrudur, gerçektir ve sonsuzdur.
Ölümü engelleyemediğimizi yaşayan bütün insanlar hangi dinden olursa olsun kabul ediyorlar.
Bu da bizi, bizden daha güçlü, bilgili birinin varlığına götürür.
O, bizim bu dünyada geçici olduğumuzu asıl ve ebedi vatanın ahiret olduğunu Tevrat’la, Zebur’la, İncil’le Kur’an ve diğer sahifelerle bildirmiş.
Cennete nasıl gidileceğini Ayetler ve peygamberlerin sünnetiyle öğretmiş.
Bu dünyada bir tehlikeyle karşılaştığımızda eşimizi ve çocuklarımızı korumak için kendimizi öne atarız ve onları korumaya çalışırız.
Ben bunu böyle bilirdim ama Allah celle celalüh’ün şu ayetini okuduğumda durakaldım:
يُبَصَّرُونَهُمْ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَنِيهِ وَصَاحِبَتِهِ وَأَخِيهِ وَفَصِيلَتِهِ الَّتِي تُؤْوِيهِ وَمَنْ فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنْجِيهِ
“ (Mahşer yerinde) Birbirlerine gösterilirler. Suçlu, o günün aza¬bından kur¬tul-mak için kendi yerine oğulla¬rını eşini, kardeşini, kendisini barındıran ka¬bilesini, ve yeryüzündekilerin hepsini kendisinin kur-tulması için karşılık olarak severek ver¬mek ister.” (Mearic süresi ayet 70/11-14)
Aman ya Rabbi, bizi bu hallere düşmemizi engelle.
Bu dünyada bile en sevdiklerinizle günlerce susuz ve yemeksiz kaldıktan sonra bulduğumuz bir bardaklık suya bütün gözlerin baktığında neler olacağını hayal edemeyiz, Allah başa getirmesin.
Anlatıldığına göre maymunu yavrusuyla beraber susuz kazanın içine koymuşlar ve altından ateşi yakmışlar.
Ayağı yanmaya başlayınca maymun, analık duygusuyla, merhametiyle yavrusunu kucağına almış.
Ateşin şiddeti artınca ayaklarını değiştirerek korunmaya çalışmış.
Ayaklarının altı yanmaya ve dayanamaz hale gelince yavrusunu ayağının altına almış ve yavrusunun üzerine çıkmış.
Bizim bu durumlara düşmememiz için Rabbimiz sevgili peygamberimizi göndermiş ve bu dünyamızın da ebedi hayatımızın da güzel olması için örnek bir davetçi kılmış.
Bu olayı sevgili peygamberimiz, bir temsille anlatır:
عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ : أَنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَتَاهُ فِيمَا يَرَى النَّائِمُ مَلَكَانِ ، فَقَعَدَ أَحَدُهُمَا عِنْدَ رِجْلَيْهِ ، وَالآخَرُ عِنْدَ رَأْسِهِ ، فَقَالَ الَّذِي عِنْدَ رِجْلَيْهِ لِلَّذِي عِنْدَ رَأْسِهِ : اضْرِبْ مَثَلَ هَذَا ، وَمَثَلَ أُمَّتِهِ ، فَقَالَ : إِنَّ مَثَلَهُ وَمَثَلَ أُمَّتِهِ كَمَثَلِ قَوْمٍ سَفْرٍ ، انْتَهَوْا إِلَى رَأْسِ مَفَازَةٍ ، فَلَمْ يَكُنْ مَعَهُمْ مِنَ الزَّادِ مَا يَقْطَعُونَ بِهِ الْمَفَازَةَ ، وَلا مَا يَرْجِعُونَ بِهِ ، فَبَيْنَمَا هُمْ كَذَلِكَ ، إِذْ أَتَاهُمْ رَجُلٌ فِي حُلَّةٍ حِبَرَةٍ ، فَقَالَ : أَرَأَيْتُمْ إِنْ وَرَدْتُ بِكُمْ رِيَاضًا مُعْشِبَةً ، وَحِيَاضًا رُوَاءً ، أَتَتَّبِعُونِي ؟ فَقَالُوا : نَعَمْ ، قَالَ : فَانْطَلَقَ بِهِمْ ، فَأَوْرَدَهُمْ رِيَاضًا مُعْشِبَةً ، وَحِيَاضًا رُوَاءً ، فَأَكَلُوا وَشَرِبُوا وَسَمِنُوا ، فَقَالَ لَهُمْ : أَلَمْ أَلْقَكُمْ عَلَى تِلْكَ الْحَالِ ، فَجَعَلْتُمْ لِي إِنْ وَرَدْتُ بِكُمْ رِيَاضًا مُعْشِبَةً ، وَحِيَاضًا رُوَاءً ، أَنْ تَتَّبِعُونِي ؟ فَقَالُوا : بَلَى ، قَالَ : فَإِنَّ بَيْنَ أَيْدِيكُمْ رِيَاضًا أَعْشَبَ مِنْ هَذِهِ ، وَحِيَاضًا هِيَ أَرْوَى مِنْ هَذِهِ ، فَاتَّبِعُونِي ، قَالَ : فَقَالَتْ طَائِفَةٌ : صَدَقَ وَاللَّهِ لَنَتَّبِعَنَّهُ ، وَقَالَتْ طَائِفَةٌ : قَدْ رَضِينَا بِهَذَا نُقِيمُ عَلَيْهِ.
“İki melek geliyorlar ve sevgili peygamberimizi ve ümmetinin durumunu bir örnekle anlatıyorlar:
“Ümmetin hali, çölün ortasında susuz ve yiyeceksiz kalmış, ne öne gidebilen, ne de geri dönebilen yolcuların durumuna benzer.
Yanlarına güzel ve temiz elbiseli, bir adam geliyor ve “Sizi yemyeşil çayırların olduğu, sizleri suya kandıracak havuzların bulunduğu bir yere götürsem benimle gelir misiniz” diyor.
Çölde kaybolanlar “Evet geliriz” diyorlar.
Birlikte yürüyorlar ve oraya varıp sularından içiyorlar, yiyorlar, besleniyorlar.
O adam “İleride buradan daha yeşillikli ve sulak yer var, benimle gelir misiniz” diyor.
Bir kısmı “Evet geliriz” diyorlar, bir kısmı ise “Biz buradan memnunuz ve burada kalacağız” diyorlar.”
Ahmet, Müsned, İbni Abbas rivayeti Hadis No: 2402, Hakim, Müstedrek, Semura bin Cündüb rivayetiyle, K. Tabiri rüya, Hadis No 8200, Taberani, Mucemi Kebir, Yusuf bin Mihran hadisi no 12766)
Allah bize, Cennete kadar sevgili peygamberimize tabi olmayı nasip etsin.