Mahmut TOPTAŞ
Hocalarımıza ve İslami çalışmalar yapan herkese, özellikle de yaşlılarımıza saygıda kusur etmeyelim.
Bazı sitelerde seksenlik, aksakallı ihtiyar dedelerimizin abu sabuk konuşmalarını din adına yayınlamaktan vazgeçelim.
Bir zamanlar çok iyi konuşuyor ve yazar olabilir.
Zamanla bazı ihtiyarlarımız, Bunama, unutkanlık, Alzheimer, Demans gibi hastalıklara yakalanırlar ve Kur’an-i Kerim’in ifadesiyle “Bilirken bilmez” hale geliverirler.
Rabbimiz bizi, bize anlatıveriyor:
يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنْ كُنْتُمْ فِي رَيْبٍ مِنَ الْبَعْثِ فَإِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِنْ مُضْغَةٍ مُخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِنُبَيِّنَ لَكُمْ وَنُقِرُّ فِي الْأَرْحَامِ مَا نَشَاءُ إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُوا أَشُدَّكُمْ وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفَّى وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ إِلَى أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِنْ بَعْدِ عِلْمٍ شَيْئًا وَتَرَى الْأَرْضَ هَامِدَةً فَإِذَا أَنْزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَأَنْبَتَتْ مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ
“Ey insanlar, eğer öldükten sonra dirilişten şüphede iseniz, şüphesiz biz sizi topraktan yarattık. Sonra nutfe (meni) den, sonra alaka (rahme ya¬pı¬şan) dan, sonra yaratılışı belirsiz bir çiğ¬nem et par¬çasın¬dan yarattık ki, size (öldükten sonra sizi tekrar di¬riltmeye gücümüzün yettiğini) açıklaya¬lım. Belirli bir süreye kadar diledi¬ğimizi rahimlerde durduruyo-ruz. Sonra sizi çocuk olarak çı¬karıyoruz. Sonra gü¬cü¬nüze erişmeniz için (büyütüyo-ruz). Sizden bir kısmı (erken) öldürülür, bir kıs¬mınız bilir¬ken bilmez hale gel¬mesi için ömrün en reziline döndürülür. Yeryü-zünü ölmüş gö¬rürsün. Onun üzerine suyu indirdiği¬mizde he¬men harekete geçer, kabarır ve her güzel çiftten bitirir.” (Hac süresi ayet 22/5)
Beyin profesörlerinden de kendini, ailesini, çocuklarını tanıyamaz hale gelenler var.
Elimizde değil. Biz tedavimizi yapacağız.
Bu hastalıklardan birine tutulanlara saygıda kusur etmeyeceğiz ama eski haline bakarak yanlış sözlerinden hikmet çıkarmaya çalışmayacağız.
Bir de Mehmet Akif Ersoy merhumun tarif ettikleri vardır:
“Sabahleyin mütefelsif, ikindi üstü fakîh;
Sular karardı mı pek yosma bir edîb-i nezîh;
Yarın müverrih; öbür gün siyâsetin kurdu;
Bakarsın: Ertesi gün ictihâda pey vurdu!...
Hülâsa, bukalemun fıtratinde zübbelerin
Elinde maskara olduk... Deyin de hükmü verin!”
Bunlara saygı duymayız ama hiçbir kimseye de saygısızlık yapmayız.
Her insan “Bilirken bilmez” hale gelir diye bir kural yok.
Ama yaşlılık, gözlerimizde, görme zayıflığı, kulaklarımızda duyma zayıflığı, ellerimizde tutma zayıflığı meydana getirdiği gibi aklımızda, hafızamızda..da zayıflamalar olur.
Onun için sahabe ve tabiinden bazıları belirli bir yaştan sonra “Artık benim size naklettiğim hadislere fazla itibar etmeyin. Karıştırmaya başladım” demişlerdir.
Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi birinci cilt sayfa 36 da Ahmet Naim merhum şöyle naklader:
“Zeyd bin Erkam radiya'llâhu anh'den Hadîs-i Resul aleyhi’s-selâm'’dan bir şey rivayet etmesi niyaz edildikte: "Artık yaşlandık. Bize unutkanlık ârız oldu. Resulüllâh salla'llâhu aleyhi ve selleme isnâd ederek söz nakletmek de pek ağırdır" deyip tâlibi savardı.” Diyor.
Onlar demese bile Hadis kritikçileri, bazı raviler için filan yaştan sonra rivayet ettiklerine ihtiyatla bakmalı ve başka senetlerle teyit etmeli gibi uyarılarda bulunmuşlardır.
Bazı hocalarımız vardır, mesela Muhammet Said Ramazan el Buti gibi.
Beşşar Esad gibi bir zalimin tarafında yer alınca dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de kitaplarını atma veya yakma tarafına gittiklerinde bir makale yayınlayarak “kitaplarını atmayın ve de yakmayın.
Zalimin yanında durması yanlış ve hatalıdır. Şartlarını bilmiyoruz.
Geçmişte yazdığı kitaplarını okuyunuz, bundan sonra söylediklerine itibar etmeyiniz” demiştim.
Unutkanlık, bunama, Alzheimer…gibi hastalıklara yakalanan yaşlı hocalarımız, irfan ehli yaşlılarımız, tasavvuf büyüklerimizin sözlü veya yazılı beyanlarını ya yayınlamayınız veya ilmine irfanına güvendiğiniz birine düzelttirerek Facebooklarda, WaatsAp’larda ve diğer iletişim kanallarında yazılı ve sözlü olarak yayınlayınız.