Kula kulluğu reddedelim.
Allah’tan başkasına kul olanların İslam’a uygun olmayan kanunlarını boykot edelim.
İnsanları materyalist, semirgen, sömürgen, komünist, ateist, deist… yaparak, cehenneme sevk etmeye çalışan kurum ve şahıslara karşı olalım.
İslam dinine zarar verenlere karşı cihattan kaçmayalım.
Günahlardan uzak duralım.
Cimrilikten ve saçıp savurmaktan kaçınalım.
Zinaya yaklaşmayalım.
Şeytanı ve şeytanlaşmış insanları dost edinmeye karşı olalım.
Haram yiyecek içecek, giyecek ve barınaklardan uzak duralım.
Elektrik vererek, suda boğarak, sopayla vurularak, yukardan atarak öldürülenleri leş kabul edip yenmesini haram bilelim.
Kan ve kandan yapılan ürünleri yemeyelim, içmeyelim.
Allah’tan başkası için kesilenleri eve sokmayalım.
Domuz ve domuzdan yapılan ürünleri yemeyelim, içmeyelim ve kullanmayalım.
Uyuşturucuların hepsini reddedelim.
Faizin tozunun dahi bulaşmamasına çalışalım.
Rüşvet olur diye “idare-i kelamdan” bile uzak durmaya gayret edelim.
Kâfirlikle şirke düşme korkusuyla, bize ve çevremize bulaşmaması için, dünyada bilinen bütün hastalıkların her çeşidine karşı alınan tedbirlerden daha fazla bu “en büyük zulüm olan şirk”e karşı 24/365 uyanık olmaya çalışalım.
Kumarın her çeşidine karşı olalım.
Yalana, iftiraya, laf taşımaya, gıybete, çekiştirmeye karşı olalım.
Yalan yere yemin etmekten tiksinelim.
Sözünden dönen, çek ve senedindeki imzasına sahip çıkmayanlardan uzak duralım.
İnsanların arasını açanlara tepkimizi gösterelim.
Haksız yere adam öldürmeye karşı olalım.
Hak yenmesine, çiğnenmesine karşı olalım.
Kendisini Rab yerine koyup, Rabbimizin hükmüne savaş açan tağutlara itaat etmeyelim.
Hazineye hortum takmak şöyle dursun, hazineden zerre kadar bir malın gölgesinin bile üzerimize dokunmasından kaçınalım; çünkü içinde yetimin de hakkı var.
Ölçü ve tartılarda haksızlık yapmayalım.
Kibir hastalığına yakalanmamaya çalışalım.
Karaborsacılıkla kalbimizi karartmaya, halkı kıtlığa sokmaya karşı çıkalım.
Kanaatsizliğe, açgözlülüğe, sabırsızlığa, tevekkülsüzlüğe, şükürsüzlüğe karşı olalım.
Cünüp gezmekten kaçınalım.
Ana babaya “öff be” diyerek karşı durmaya bile karşı olalım.
Akrabalarla bağları koparmaya izin vermeyelim.
Kötülüğün yayılmasına yardımcı olmayalım.
Rabbimizle aramızdaki sevgi bağını kesenlere fırsat vermeyelim.
Emanete hıyanet etmeyelim.
Kalplerimizi günahla kirletenlere karşı duralım.
Yaratılan hiçbir şeyi hafife almayalım, hiçbir insanla dalga geçmeyelim.
Harama ağzımızı, yalana kulağımızı, harama gözümüzü kapatalım.
İslam’ın helal kıldığı mallara karşı kim boykot yaparsa yapsın bizim için geçersizdir.
İslam’ın haram kıldığı malları kim alır, satar, aracılık yaparsa yapsın, bizim için yine geçersizdir.
Bizim hükmümüz, kıstasımız, kriterimiz, ölçümüz, tartımız, Rabbimizin Cebrail aleyhisselamla, Muhammed aleyhissalatü vesselama indirdiği kitabı Kur’an-ı Kerim’ini tebliğ ve tebyin/açıklamasını yapan ve nasıl anlaşılıp uygulanacağını açıklayıp yapan ve bize örnek olan Muhammed aleyhisselamın getirdiği ve Rabbimizin razı olduğu İslam dinidir.
Ne batı kriterleri ne de doğu kriterleri…
Doğuyu da batıyı da yaratanın hükmüne tabiyiz biz.
Mehmet Akif merhum ne güzel söylemiş:
“Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hükmüne ram ol
Yol varsa budur, bilmiyorum başka yol” deyivermiş.
