“Allah’ın yardımını hiç görmedim” diyene kendinde ve çevrende Allah’ın olmayan bir şey göster. Her saniye sana nefes veren o. Kesiverdiğinde dünyanın en gelişmiş hastahanesinde en kaliteli doktorlar sana fazladan bir nefes veremezler.” deyiverin.
Hacı, doğruyu bilir, doğruyu söyler ve doğru yapar.
Hacı, babadan kalma, deniz kenarındaki tarlanın etrafı evlerle çevrilince, kocaman bir mahalle olunca, tarlanın ortasına bir cami, caminin etrafını da caminin bahçesi yapmaya karar verir.
Cami için yapılması gereken hazırlıkları yaptıktan sonra belediyeye ruhsat için başvurur.
Belediyeden olumsuz cevap alır.
Kendisi mühendis denetiminde temeli kazar.
Zabıta mühürler.
Hacı işe devam eder, zabıta mühürlemeye ceza yazmaya devam eder.
Bir gün belediye başkanı gelir ve Hacıya “Beni tanıyorsun, ben sana bu camiyi yaptırmam”
Şimdi burada durun ve yazının devamını okumayın.
Siz o hacının yerinde olsanız ne yapardınız?
Hacı “Sen de beni tanıyorsun, ben bu camiyi yapacağım.”
Belediye, hacıyı mahkemeye verir.
Hakim bey, hacıyı çağırır ve “Kaç senede yaparsın” der.
Hacı “İki senede yaparım”
Hakim bey, inşaatı durdurma kararı vermiyor, hacıya “Devam” diyor.
Hacının kim olduğunu belediye başkanı biliyor.
Belediye başkanı hep fakirlik edebiyatı yaparak her seçimi kazanırken,
Hacı edebiyat bilmediğinden, çevredeki fakirlere de sahip çıktığından, belediye başkanının boynu biraz bükük hacıya karşı.
Fakirlik edebiyatı yapanların bu kadar milyonlarca liralık parsellerin camiye ayrılmasına ve de halktan para toplamadan kendi parseline cami yapmasına, fakirlik edebiyatı yapmadan yardım etmesine, yaptığı yardımları oya tahvil etmemesine de şaşıyorlar.
Caminin yapımı bittikten sonra hacı, hakim beye haber verir.
Hakim bey, İnşaat Mühendisleri odasından ve de Elektrik Mühendisleri odasından kontrol edilmesini ister, her şeyin tam olduğu raporları gelince caminin yıkılmamasına karar verir.
Belediye Başkanının elindeki son koz, elektriği bağlamamasıdır.
O günlerde elektriği bağlamak ve kesmek belediyeye aitti.
Hacı, Kaymakam beye gider, caminin açılışını yapmasını ve elektriğin bağlanmadığını söyler.
Kaymakam bey, belirlenen saatte orada olacağını ve elektriğin de önceden bağlanacağını söyler ve cami ibadete açılır.
Siz, dinimize göre doğru olanı, doğru zamanda ve doğru bir şekilde iyi niyetlerle yapmaya girişin
28 Şubat döneminde İslami bir hizmeti nedeniyle Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılanan bir Müslümanın avukatı “Altı ay kesin ceza alırsın, hakim üç yıl da verebilir” dediği halde son duruşmada sanık dilini eğmeden bükmeden, inkar da etmeden doğru olanı yaptığını söyler.
Hakim albay, sağ ve solundakilerle fısıldaştıktan sonra “Beraetine karar verilmiştir” der.
İslam’ın kurallarına aykırı söz ve iş yapmamaya dikkat ediniz ve İslam’ı ekmek teknesi, ikbal, istikbal, koltuk değneği…gibi görmeyiniz ve Müslümanlık görevinizi yerine getiriniz.
Rabbim, yardımını göndereceğini vadediyor, hem de hiç hesap etmediğimiz yerden göndereceğini söylüyor:
وَمَنْ يَتَّقِ اللَّهَ يَجْعَلْ لَهُ مَخْرَجًا
Kim Allah'tan sakınırsa onun için bir çıkış yolu kılar.
وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُ وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ فَهُوَ حَسْبُهُ إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا
“Ve onu hesap etmediği yerden rızıklandırır. Kim Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Şüphesiz Allah emrini yerine getirendir. Allah her şeye bir ölçü koymuştur.” (Talak süresi ayet 65/2)