BAHANELERİMİZ PAHALIYA MAL OLUR
Mahmut TOPTAŞ
Yaz tatilimde gördüm, adam devlet kurumunda işçi olarak çalışmış ve emekli olmuş.
Doğru camiye gitmiş ve imama “Hiçbir şey bilmediğini söylemiş.
İmam, aklı başında biri imiş ve “Bismillahirrahmanirrahim” i Türkçe yazıvermiş ve dille de tekrarlatmış.
Beş vakit namazını camide kılmasını söylemiş ve sünnetleri kılarken kıyamda üç defa “Bismillahirrahmanirrahim” i okumasını, rükünlerde besmele çekmesini ve tekbirlerle rükünler arası geçişleri sağlamasını öğretmiş.
Fatiha süresini de ben Türkçe yazıverdim ama “Tatil sonu hemen o hocaya gideceksin ve ondan bir haftada Kur’an’ı-Kerimi okumasını öğreneceksin ve ilmihal bilgilerini de o sana öğretir, o iyi bir hoca olduğunu, seni yönlendirirken göstermiş” dedim ve gönderdim.
Herkes gidip hiçbir şeyi bilmediğini söyleme cesareti gösteremez.
İmamlarımızdan çok başarılı olanlar, çok samimi olduğu cemaatten bazılarıyla namaz sürelerini okuyarak öğrenme ve harflerin çıkışını sağlama yaptıkları gibi camide “Haydi İhlas süresini hep beraber okuyalım.” Der ve birkaç defa hep beraber okurlar sonra o daha önce okuttuğuna “Oku bakayım” der ve daha sonra diğerlerine sırayla okutur.
Birkaç ay içinde namaz sürelerini bilmeyenlere öğretilmiş olur ve bilenlerin harf hataları düzeltilir.
Ahirette “Ekmek peşinde koşarken dinimizi öğrenemedik” veya “Para saymaktan Kur’an okumaya zaman bulamadık” bahaneleri kabul edilmez.
İmamlarımızın “Ben camiyi açtım-kapattım, yönetmelikteki görevlerimi yerine getirdim” mazereti de geçerli değildir.
Bir Müslümanı en başta bağlayan hüküm Allah’ın kitabındaki hükümlerdir.
İkinci sırada Allah’ın gönderdiği sevgili peygamberimizin Sünneti seniyyesidir.
Hucurat süresinde Rabbimiz:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا لَا تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيِ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
“Ey iman edenler, Allah ve Rasülü'nün önüne geçmeyin ve Allah'tan sakının, şüphesiz Allah her şeyi işiten, her şeyi bilendir.” Buyurur. (Hucurat süresi ayet 49/1)
Bu dünyada Allah’ın emri ev yasaklarına karşı, ona zıt ve tesr gelen hiçbir emrin, yasağın veya değerin hiçbir değeri yoktur.
Biz, dinimizin emri ve yasaklarından sorumluyuz.
Allah rızası için camiye gelen cemaatimizi eğittiğimiz gibi camiye gelmeyenlerin de gönlünden yakalayarak yaratanının huzuruna getirmek için bütün gücümüzü kullanalım da ahirette bahane aramayalım. Mazeretsiz bahanelerimiz bize pahalıya mal olur. Allah korusun”