ARABOZUCU ŞEYTANLARI ARAMIZA SOKMAYALIM
Mahmut TOPTAŞ
Bülent Ecevit, Merhum Necmeddin Erbakan’la kurduğu 37. Hükümet döneminde Amerika’nın isteği üzerine darbe hükümeti döneminde yasaklanan haşhaş ekimi yasağını kaldırma kararı almak için kanun taslağı hazırlanırken Amerikalı yetkililerle arasında geçen gizli konuşmaları halka anlatmamıştı ama yasağı kaldıran kanun yayınlandı ve özellikle Afyon ilimizin mağduriyeti giderildi.
Aradan yıllar geçti, Ecevit’in, 1999 da kurduğu koalisyon hükümeti döneminde TRT de yaptığı bir konuşmayı dinlemiştim.
O konuşmada Amerikalıların Türkiye’yi tehdit ettiğini, bombalayacağı yerleri bile söylediğini hatırlıyorum.
Ancak bu makaleyi yayınlamak istediğimde yeni neslin bu kadar tehdit olacağına inanmayacağını da tahmin ettiğimden konuşma metnini internette aramaya çalıştım ve bulduğum konuşmanın linkini de veriyorum.
İnternete yükleyen kişi kısa bir bölümünü vermiş.
Orada Ecevit’in ağzından:
“…Amerikalıların baskıları çok şiddetlendi. İstanbul’u bombalamaktan bahsediyorlardı yüksek düzeyli toplantılarda. Elçileri, günaşırı bana gelirdi…” diyor
https://www.youtube.com/watch?v=7z0csA9NBdc
Adresinden siz de dinleyebilirsiniz.
Konuşmanın tamamını TRT veya arşivinde olanlar yayınlayıverirlerse bu günlerde Amerika aşıklarına ilaç gibi gelir.
Ankara’yı biraz bilenlerden biri “Baş başa görüşmeler öyle tatlı dille değil, dişe diş, bıyık bıyığa, bilek güreşi gibi söz dalaşıyla geçer, dışarı çıkıp basına açıklama yaparlarken sırıtarak her konuda mutabakata varıldı alt komisyonlar düzenlemeyi yapacaklar derler” demişti.
Bunun doğruluğunu 1999-2002 yılları arasında Başbakanken konuşan Ecevit’in ağzından dinleyebilirsiniz.
“Üst akıl” diyerek kafa tutulurken bile üstünlüğüne vurgu yapılanlara Rabbimiz:
وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَثِيرًا مِنَ الْجِنِّ وَالْإِنْسِ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ أَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ آَذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَا أُولَئِكَ كَالْأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ أُولَئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ
“Yemin olsun ki cehennem için cin ve in¬sanlardan birçok kişi yarat¬tık. Onların anlamayan kalpleri, kendisiyle göremedikleri göz¬leri, kendisiyle işitemedik¬leri kulakları vardır. Onlar hayvanlar gibi¬dirler. Hatta daha da sapıktırlar. İşte onlar gafillerin ta kendile¬ridirler.” (A’raf süresi ayet 7/179) diyor” desek hemen birileri nasırına basılmış gibi bağırmaya başlar ve “siz, nasıl olurda bu medeni insanlara “Hayvandan aşağı” dersiniz” diye feryat eder.
Biz, demiyoruz. Şu anda dünyamızda yaşayan ve bundan sonra da gelecek olanları yaratan diyor.
Hatta Çanakkale savaşını bizzat gören Mehmet Akif Ersoy merhum:
“Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı!”
Dedirir -yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!” dediği gibi sırtlanlara benziyorlar ama sırtlanlar, aslanlar, kaplanlar, acıkınca bir ceylanı avlarlar, karnı tok olunca ceylanlar onun etrafında otlasalar yüzlerine bakmaz ve zarar vermezler.
Ama bu hayvanlardan da aşağılara düşen medeniyetsizler, kardeşleri biri birine düşürüp düşman hale getirip onlar çatışırlarken o, hırsızlığına devam ediyor.
Hani bir arkadaşım anlatmıştı: “Evin çatısından yangın başlamış. Bütün kapılar çalınarak bir hayırsever tarafından dışarı canımızı attığımızdan can kaybımız olmadı. Kendimize gelince kapıları çalan ve haber vereni aramaya başladık. Meğer yangını çıkaranlar haber vermişler, biz aşağı inince onlar bütün evleri soymuşlar” demişti.
İşte koalisyon güçleri, sırtlan kadar bile akla sahip değiller.
Kore’ye, Vietnam’a, Afganistan’a, Orta doğuya, Afrika’ya turist olarak halkını gönderemiyorlar.
Bir gün gelecek ada devletinin dışına çıkamayacaklar.
İmam efendi farz namaza dururken “Safları sıklaştırın, araya şeytan girmesin” derya, işte bu sünneti biz, bütün Müslüman kardeşlerimizle fert olarak, cemiyetler, vakıflar, devletler olarak aynı yöne, Kıbleye döner gibi safları sık tutmanın yollarını arayalım, araya arabozucu olarak şeytanı sokmayalım.