İlk çocuğumuzu, 1970 de Rabbimiz bize lütfettiğinde, mutluluğun, sevincin, heyecanın içimizde kat kat katmanlardan meydana geldiğini, o güne kadar tatmadığım mutluluğun bütün ailelerimizde kelebek gibi uçuştuğunu görmüştük.
Daha sonra lütfedilen yavrularımızdan altısının da ayni mutluluğu verdiğini de gördük.
Dün akşam, onların yarısıyla beraber bizim evde yemek yedik; evin içinin neşesi evin içini doldurdu.
Dışarda yeseydik, maaşımın böğrü çökerdi; biz de bu kadar rahat olamazdık.
Bu birinci yavrumu, her doktora götürüşümde, özel çocuk doktoru, “Anne sütünü bırakacaksınız, …..mamasını kullanacaksınız. Hoca efendi daha iyi bilir, bilim, anne sütünden daha değerli mamayı üretti” demişti.
Babam, köyde evimize zeytinyağından başka yağ satın almazdı.
Amcama sordum, o da bana, “Yeğenim o nebati yağın üzerine sine bile konmaz, karınca yemez, ağabeyim ondan dolayı almaz bende almam” demişti.
İstanbul’a geldikten sonra, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Başkanı Profesör Dr. Yaşar Bağdatlı merhuma, o doktorun söylediğini sorduğumda, “O …mama üretime geçtiği yıllarda, Tıp Fakültesi ders kitaplarına bile bu sakat görüşü yazan öğretim üyeleri olmuş. O doktor o dönemde mezun olmuştur” demişti.
Merhum Turgut Özal’ın zamanında Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna, ana sünün öne çıkması için Bakanlık kesesinin ağzını açmış ve ana sütünün bir yıl reklamı ve bilimsel toplantılarla tanıtımı devam etmişti.
Bilim istismarcıları türemişti ve hala o türediler, bilimi istismara devam ediyorlar ama bu arada tabiata dönüş de başladı.
Yiyecek, içecek, giyecek, yerleşme yerlerinin tabii olmasına, yapay, suni, genetiği bozuk maddelerden uzak durulmasına dönüldüğü günden beri benim vaazlarım, konferanslarım, derslerim hep Rabbimizin iki türlü kanunu vardır:
Bir, Tabiat kanunları,
İki, Kur’an’daki kanunları üzerinedir.
Tabiat kanunlarına, şu anda yaşayan sekiz milyar insan kanunları, solur gibi, yer gibi, içer gibi içinde yaşayarak varlığına inanmakta.
Naylon marka insanların, naylon fikirleriyle ürettikleri ve köşe döndükleri sanal yiyecek, giyecek ve diğer kullandıklarımızın insanlığa zarar verdiğini gördüler ve tabiata dönüş hareketini başlattılar.
Tabiatı insan yaratmadığına göre, aklı başında olanlar, severek tabiatı ve kanunlarını yaratana iman ettiler.
Kur’an’daki kanunları ile tabiat kanunları hiçbir zaman çelişmedi çünkü tabiatı yaratan Allah, Kur’an-i Kerimi indiren yine Allah celle celalühtür.
Çok yazdım ve söyledim, insanlar deneme-yanılma yoluyla tabiata döndükleri gibi, yine deneme-yanılma yoluyla parmak hesabıyla kural koyanların, insanlığa verdiği zararların, insanlığı kendilerini yaratan Rabbimizin hükmüne döndürmeye başladı.
Son 25 yıldır Üniversitelerimizde özellikle Tıp Fakültelerinde Öğretim Üyelerinin çoğunluğu halkımızı hastalıklardan korumak için yapay yiyecek, içecek, giyecek ve meskenlerden uzak durmalarını öğütlüyorlar.
Öğütledikleri de Hazreti Adem’den önce yaratılmış tabiat kanunlarıdır.
Hazreti Adem’in içtiği su da 2 hidrojen bir oksijen idi ama insanların kirletmesi yoktu.
Aradan sayısını kesin olarak bilmediğimiz asırlardan sonra günümüz bilim adamları, “Suyun yerini tutacak hiçbir içecek yoktur” diyorlar.
İşte Rabbimizin ezeli ve ebedi kelamından olan Kur’an’ın ayetleri de zamanla eskimezler, yürürlükten kalkmazlar ve yerini tutacak hiçbir kanun yoktur.
Mesela, dünyaya medeniyet dağıttığına inanan Amerika ve onun kriterlerine iman eden kulları, yirmi bine yakın çocuk öldüren ve toplamda elli bine yakın kadın, erkek ve yaşlı öldüren, on binlerce evi yerle bir eden, bütün Filistin halkına yiyecek, içecek ve ilaç yollarını kapatarak hepsini ölüme terk eden, işgalci İsrail ve onun Başbakanı Netanyahu’ya para ve silah yardımı yapan Amerika, UCM Uluslararası Ceza Mahkemesinin Netanyahu’yu suçlu bulması yakalanıp cezalandırılması kararını verince, onu engellemek için ABD temsilciler Meclisine sunulan tasarı, yapılan oylamada 140 "hayır" oyuna karşı 243 "evet" oyuyla kabul edilmiş.
İsrailli yetkililere yönelik tutuklama emrinin en şiddetli şekilde kınanması gerektiği belirtilen tasarıda, UCM'ye "ABD'den ya da müttefiklerinden bir kişinin soruşturulması, tutuklanması, gözaltına alınması ya da yargılanması" için destek verenlere yaptırım uygulanması istenmiş.
Eğer Senatodan da geçer, ABD Başkanı da imzalarsa yasa yürürlüğe girecek.
Halbuki Rabbimizin hükmüne göre yeryüzünde peygamberler, krallar, padişahlar, başkanlar da dahil, dokunulmaz insan yoktur.
Rabbimiz buyurur:
“O (Allah) yaptığından sorulmaz. Onlar ise sorulurlar.” (Enbiya süresi ayet 21/23)
Yarına kadar bu ayeti ezberleyin, manasını bir tefsirden okuyuverin.
Benim önce konuşup sonra yazıya dökülerek yayınlanan “Şifa Tefsiri” inden de okuyabilirsiniz.
İsteme telefonu: Cantaş Yayınevi 0530 258 60 58
Allah’tan başka sorgulanamaz ve dokunulamaz insanın olmadığını örneklerle vermeye yarın devam edeceğim.