Aslan
aslandır. Kafeste kalsa da aslandır.
Yeter
ki, kendine ait özelliklerden vazgeçmesin.
Zincire
vursalar da aslandır, sarayda ağırlansalar da aslandır.
Yeter
ki zincir ile saray arasında seçimde aslanlığı tercih etsin.
Altmış
yıllık dava yolunda edindiğim yol arkadaşlarımın hiçbirini bırakmadığımı daha
önce yazmıştım.
Şehrine
uğramışsam hemen ona da ulaşmaya çalıştım.
Telefonla
da olsa hatırını sormaya veya durumunu bilenlerden haber almaya gayret ettim.
Yolda
dökülenleri de toplamaya çalıştım.
Hiçbiri
imanından dönmedi ama yolda ayağına takılanları baş tacı ettiğinden yükü
ağırlaşınca geride kaldı ve aradaki mesafe uzadı.
Mekke
müşriklerinin, Sevgili Peygamberimize yaptıkları;
“Seni
bu şehrin en zengini yapalım,
En
güzel kadınlarla evlendirelim,
Mekke
devletinin başına getirelim” telifinin kırıntısına aldananlarımız oldu.
Sevgili
Peygamberimiz, teklifi kabul etmedi ve aradan 21 yıl geçmeden Mekke’nin
yönetimi Sevgili Peygamberimizin eline geçtiği gibi o günden bu güne kadar 1440
yıl geçmesine rağmen hâlâ Müslümanlar hac ve umrelerini yapmaya devam ederler.
Çağdaş
mantıkla Müslümanlığını devam ettireceğine inanan bazı aslanlarımız, “Hep
kâfirler mi yiyecek” mantığıyla servete koştular, bal tasına konan sinek gibi
bal tasında ölenlerimiz oldu.
Hiçbir
sinek, doğrudan balın içine dalmazmış.
Tasın
kenarına konar, ayaklarıyla iyice kenara tutunur, hortumunu bala daldırırmış.
Bal
tatlı gelince kortumu daha da derinlere daldırırken ön ayaklar da dalarmış
bala.
Derken
bütün vücut, bal tasına gömülmek üzereyken, “İşte tam doydum, şimdi kartallar
gibi yükseklerden uçarım” der ve kanatlarını hareket ettirirmiş ama her
çırpınması batmasını sağlarmış.
Aslanın
özelliklerinden biri de et yemesidir.
Ot
yemeye başladığı gün aslanlığı ölürmüş. Aslan yavrusu iken yakalanan, hayvanat
bahçesine konan aslan yavrusu, büyüyünce yine aslanlığını devam ettirirmiş.
Aslanlardan
birinin önüne et yerine ot koymuşlar ve günlerce et vermeyince ota alışmış.
Tam
ota alıştıktan sonra şöyle aslan gibi bir kükreyeyim deyince hayvanat bahçesindeki
bütün hayvanlar gülmüşler onun kükremesine.
Sesinde
ot kokarmış aslanın.
Harama
alışan aslanlarımızın, eski dostlarından uzaklaşması bile onların hâlâ canlı
olduklarının işaretidir.
Midesinde
haram olanların bakışları, görüşleri, gülüşleri bile haram kokacağını
bildiklerinden, “Ben kirlendim, bari dostlarım haramın kokusundan rahatsız
olmasın” diye gelmiyordur.
İşte
bu durum, o arkadaşınızın daha tam felç olmadığının, iyileşme alametlerinin
olduğunun işaretidir.
Onlara
yardım elinizi uzatınız.
Evinize
davet ediniz, helalinden kazandığınız acı soğan, kuru yavan ekmek içindeki
helal kokusunu ona hatırlatınız.
Bazıları
da herhangi bir yerde karşılaştığınızda, “Hâlâ mı dava peşindesiniz?” diye
soranlara ki bunlar, tam felç olmuş insanlarımızdırlar, onlara, “Son nefesimize
kadar biz bu İslam davasını yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğiz” deyiveriniz.