“Yalan dünya”nın yöneticileri de yalanla
ülkelerini yönetiyorlar.
1948
yılından bu yana İsrail’in, Birleşmiş Milletler gözetiminde, Avrupa Birliği
denetiminde yüzün üzerinde attığı hiçbir imzaya uymadığı yazıldı çizildi.
Bilmezden
gelen, üç maymun numarası yapıp görmeyen, duymayan ve konuşmayan yöneticiler
bile iç dünyalarında bunu biliyorlar.
Her
anlaşmanın İsrail’in lehine olan maddeleri hemen bir hafta içinde yerine
getirildi.
Filistin
lehine olan maddeler, elli yıldır, kırk yıldır, otuz yıldır, yirmi yıldır,
komisyonların toplantılarında görüşülmeye devam ederken Filistin toprakları ve
evleri, ellerinden kayıp gidiyor.
Bir
yıl içinde değil, bir hafta içinde Trump’ın, Türkiye’ye verdiği sözlerin en az
on defa değiştiğini gördü yalan dünyamız.
Hatta
Cumhurbaşkanımızla yaptığı konuşmanın ardından Trump, basına konuşurken, biraz
önce verdiği sözün tam aksini söylediği birkaç defa meydana geldi.
Uyuşturucu
bağımlılığı olduğu gibi yalan bağımlılığı da olabilir.
İçinde
yalan olmayan söze inanmama hastalığına tutulmuş olabiliriz.
Yalanın
tadına kaptırır, kendimizi bile yalancılar başına teslim edebilir hale
getirilebiliriz.
Bazı
iyi niyetli siyasilerimizle, Amerika’dan gözü yılmış etkili ve yetkili
insanlarımız, morallerini güçlendirmeleri için Çin’in veya Rusya’nın ne
diyeceğine bakacağına, Filistinli mücahitlerin yüz yıllık mücadelesi sonunda
korkuyu öldürüp tepeden tırnağa kadar her hücresiyle korkusuzluğun ayakta gezen
timsali olduğuna bir bakıversin.
Veya
televizyonlardaki haberlerde en gelişmiş silahlarla donatılan İsrail askerinin,
elinde taş olan Filistinli delikanlılarla karşılıklı duruşlarında iki tarafın
yüz hatlarında yazılı olan ifadeler, sonunda kimin başarılı olacağını söyler.
Filistinlinin
dedesiyle ninesini kendi evinde basıp, diri diri yakan ve evine sahip olup lüks
villa haline getiren, annesiyle babasının bu yolda şehit olduğunu ve
cenazesinin tekbirlerle kaldırıldığını gören bu çocuğu korkutacak yeryüzünde
silah henüz icat edilmedi.
İşgalci
Siyonistlerin bu topraklardan çıkmasından başka onları ikna edecek her türlü
plan, program, ambargo, tehdit onun için geçersizdir.
Nerden
biliyoruz?
Dünyamızda
haklı olduğuna herkesin inandığı ama ağzını açıp haklılığını söyleyemediği bu
en uzun direniş hareketini bu delikanlılar, üç nesildir devam ettiriyorlar.
Zorunlu
göçe gönderilenler, gittikleri ülkelerin üniversitelerinde bilgileriyle, iş sahasında becerileriyle,
insani ilişkilerde dürüstlük örneği oldular.
Gittikleri
ülkelerin siyasilerine ülkelerinin haklılığını, anlatmaya devam ettiler.
Gittikleri
ülkelerde kazandıkları paralardan Filistin’e aktarmaya devam ediyorlar.
Dünyada
bir benzeri olmayan bir durum bu.
Babasının
genlerinde, annesinin rahminde başlıyorlar haklı davalarını savunma hareketine.
En
gelişmiş laboratuarda, aslanı çakal yapmak nasıl mümkin değilse, Filistinli
mücahidin yüreğine Siyonist’ten korkma virüsüyle onu korkutmak da mümkin
değildir.
Yapılan
nedir?
Aslanın
ellerini ayaklarını bağlayarak çakalları üzerine salma hareketidir.
Allah’ın
yarattığı taştan başka silahı yok.
Allah’ın
topraktan bitirdiği zeytin ağacından başka gıda ve ilacı yok.
Zeytin
ağaçları hem siper, hem gıda, hem ilaç olarak kullanıldığından yıllardır
Siyonistler, zeytin ağaçlarını da kökünden kesmekle uğraşıyorlar.
Kendi
kendilerine gelin güveyi olan Trump’la Netanyahu’nun seçim senesi bu sene.
Halkı
Müslüman olan ülkelerin yöneticilerinden 50 milyar doları alacaklar.
“Filistin’de
devlet kurmasına harcayacağız” diyecekler.
Kaptıkları
50 milyar doları, seçimlerinde kullanacaklar ve bu açıkladıkları “Yüzyılın
Planı” bu yılın sonuna varmadan tarihin tozlu raflarında yerini alacaktır.