Erkekler
için ipek olmamak kaydıyla, elbiselerimizin en güzel ve temizi giyilecek: “Ey
Ademoğulları, her mescide varışınızda güzel elbiselerinizi giyiniz. Yiyiniz,
içiniz fakat israf etmeyiniz. Çünkü O, israf edenleri sevmez” (A’raf süresi
ayet 7/31).
Bayram
namazı kılınacak.
Kurban
kesilecek. Bunu yapanlar sünnete uygun hareket etmiş olduğunu Sevgili
Peygamberimiz:
“Bunları
yapan, sünnete uyumda tam isabet etmiş
olur” buyurmuş (Buhari Sahih, K. Iydeny, bab 2).
Sevgili
Peygamberimiz, bayram günü eşi ve bizim anamız olan Hazreti Aişe (Allah ondan
razı olsun) ile evden kalkmışlar, Habeşli siyahîlerin “mızrak-kalkan”
günümüzdeki adıyla “kılıç-kalkan” oyununu seyretmişler ve Sevgili Peygamberimiz
onlara teşvik ve coşku vermek için:
“Erfideoğulları,
haydin başlayın” demiş (Buhari Sahih, K. Iydeny, bab 1).
Ramazan
Bayramı’nda namaza çıkmadan önce tatlı bir şey yemek sünnet iken Kurban
Bayramı’nda namazdan sonra yemek sünnettir. Kurbanın namazdan sonra kesilmesi
sünnet.
Namazdan
önce kestiğini söyleyen Ebu Bürde bin Niyar’a, Sevgili Peygamberimiz:
“Namazdan
önce kesen, kurbanını yeniden kessin” buyurmuş (Buhari Sahih, K. Iydeny, bab
5).
Namazdan
önce kesilen sünnete uygun olmadığından etlik sayılmış.
Allah’ın
kitabında, Sevgili Peygamberimizin sünnetinde yasaklanan veya emredilen şeyler
için fazlalık veya eksiltme tarafına giden bid’at işlemiş olur ve her bid’at da
dalalet/sapıklıktır.
Ebu
Said el-Hudri’nin (Allah ondan razı olsun) anlattığına göre, Yezid’in Medine
Valisi Mervan bin Hakem, bayram günü bayram namazından önce hutbe okumak için
minbere doğru yürüyünce, Ebu Sadi, onun elbisesinden çekip yanlış yaptığına
işaret etmiş ama o elbisesini Ebu Said’in elinden çekip almış ve Mervan, hutbeyi okumuş. Ebu Sadi, “(Sünneti)
değiştirdiniz vallahi” demiş.
Mervan
da, “Bildiğin var, bilmediğin var” demiş.
Ebu
Said, “Vallahi, benim bildiğim, bilmediğimden daha hayırlıdır” demiş.
Namazdan
sonra Mervan, sünneti değiştirme gerekçesini, “Önce namazı kıldırırsam, cemaat
tepki için hutbemi dinlemezler” demiş.
Bayram
namazı kılındıktan sonra hutbe okunur (Buhari Sahih, K. Iydeny, bab 5).
Dikkat
ediniz, cemaatten biri, valinin elbisesinden çekerek yanlış yaptığını söylüyor.
Valinin
verdiği, “Bildiğin var, bilmediğin var” cevabı da bildik cevaplardan, “Bir
bildiği vardır” gibi biri değil mi?
Cuma
namazından önce hutbe okunur, sonra namaz kılınır.
Bayram
namazlarında ise önce namaz kılınır, sonra hutbe okunur.
Cuma
namazında ezan ve kamet getirilirken bayram namazlarında ezan ve kamet
getirilmez.
Biz,
kitap ve sünnete uyarız.
Günümüz
Mervan’larının beynine kodlanan keyiflerine göre Kur’an-ı Kerim ve sünneti
seniyyeyi güncelleme tarafına gitmeyiz.
Düşmanın
saldırı tehlikesi olmadığı sürece bayram günlerinde harem mıntıkasında silah taşımak
mekruhtur diyor Hasan-i Basri merhum (Buhari Sahih, K. Iydeny, bab 9).
Biz
de bayram günlerinde buna dikkat edelim. Cumartesi günü başlayıp, Çarşamba günü
ikindi namazı sonrasında sona erecek olan “Teşrik tekbirleri”nin fazileti
hakkında Sevgili Peygamberimiz:
“(Zilhıcce’nin)
ilk on günündeki ameller, (teşrik günlerindeki tekdirlerden) daha
faziletli/üstün değildir” buyurmuş.
“Cihat
da mı ya Rasülellah?”
“Evet,
cihat da. Ancak canını ve malını tehlikeye atarak cihada çıkıp, can ve malını
da (Allah yolunda) verip geri dönemezse o başka, (onun faziletini hiçbir şey
geçemez) buyurur” (Buhari Sahih, K. Iydeny, bab 11).
Sevgili
Peygamberimiz zamanında bayram namazı camilerde değil, geniş arazı üzerinde
kılınırdı.
Bayram
namazına kadınlar ve çocuklar da katılırdı. Osmanlı döneminde bu sünnete uymak
için İstanbul ve büyük şehirlerde bayram ve Cuma namazı kılmak için meydanlar
açılmış ve orada kılınmış.
Şimdiki Fatih ilçesine bağlı Kadırga Parkı aslında namazgâhtı. Kadıköy’de Selamiçeşme namazgâhı, Üsküdar Himmetzade namazgâhı gibi bütün İstanbul Müslümanlarını alacak kadar genişlikte “namazgâh”lar vardı. (Namazgâhlar konusunda, Mustafa Özdamar beyefendinin Kırk Kandil Yayınevi’nden yayınlanmış bir eseri vardır.)
Çocuklar,
kadınlar ve erkekler olarak on milyon Müslüman’ın, Taksim, Sultanahmet, Kadıköy
gibi elli meydanda iki yüz biner cemaatle, bütün partilerin kaynaşarak, bütün
fraksiyonların birleşerek, bütün renk ve ırkların aynı cepheye dönerek ibadet
yaptığını, namazdan sonra meşru eğlencelerle eğlendiklerini ibadette ve
eğlencede birleştiklerini düşünün.