Halil İbrahim İNCEKARA
Karaman Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği
Genel Sekreteri
21-27 Aralık tarihleri arası Verimlilik Haftası olarak kutlanmaktadır.
Verimlilik (prodüktivite), israf ve savurganlıktan uzak, kaynakları en uygun biçimde kullanarak üretmektir. Teknik anlamda verimlilik, "üretilen mal ve hizmet miktarı ile bu mal ve hizmet miktarının üretilmesinde kullanılan girdiler arasındaki oran” olarak tanımlanır.
üretilen mal ya da hizmete çıktı, bunları üretirken kullanılan iş gücü, sermaye, enerji, hammadde ve benzeri kaynakların fiziksel ya da finansal büyüklüğüne de girdi diyoruz. Verimliliğin temel amacı, daha az kaynak (girdi) kullanarak daha fazla ürün (çıktı), hizmet sağlayarak, karlılığı ya da faydayı yükseltmektir. Günümüzde verimli çalışmak, verimliliği artırmak için işletmeler AR-GE bölümü oluşturarak, verimliliği artırma yollarını araştırmaktadırlar.
Verimliliği ifade ederken aynı zamanda şu şartların da sağlanması gerekir: Ürün kalitesinin yükseltilmesi , Çevre ve doğanın korunması , Çalışanlar için daha iyi hayat ve çalışma şartlarının oluşturulması, Tüketici ihtiyaçlarını karşılama.
Bir ürün ya da hizmeti ortaya koyarken bazı üretim faktörlerinin bir araya getirilmesi gerekmektedir. Günümüzde önemli olan sadece üretmiş olmak yeterli değildir; kaliteli ürün üretmek, üretilen ürün yada hizmeti satabilmek, müşterileri memnun edebilmek ve sürdürülebilir bir rekabet gücü oluşturabilmek de önemlidir. Bunun için temel üretim faktörlerine sahip olunması gerekmektedir.
Temel Üretim Faktörleri, makine, teçihizat, donanım, malzeme, iş gücü, metot, mekan, enerji, çalışanların motivasyonu. Verimlilik artışı, sürdürülebilir büyümenin dolayısıyla kalıcı refah artışının en temel kaynağıdır.
Verimlilik artırma teknikleri: Ergonomi, İş ve insan arasında uyumu sağlayarak verimliliği artırır. İnsanı anatomik, fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik açıdan inceleyen, katlanabileceği sınırları tespit eden, sonuçta işin insana, insanın işe uyumunu araştıran, disiplinler arası bir bilim dalıdır. İnsanların kapasiteleri makinaların kapasitelerine göre oldukça sınırlıdır. Bu nedenle, insanların gün boyu gördüğü işler sınırlı tutulmaya çalışılır. Gücünün üzerinde iş yapmak zorunda kalan insan yorulur. Yorgunluk, çalışanların iş verimi, sağlığı, güvenliği ve psikolojik dengesi açısından olumsuz etkiler yaratabilir.
İş Etüdü, İş sistemlerinin incelenip düzenlenmesine yönelik yöntem ve deneyimlerin, çalışanların iş yapabilme kapasitesini ve ihtiyaçlarını göz önüne alarak işin iyileştirilmesi ve işletmenin daha ekonomik olarak çalışmasını amaçlar. Mevcut işlemlerin, süreçlerin ve yöntemlerin etkinliğini sürekli olarak artırmak için kullanılan en önemli tekniklerden birisidir. Verimlilikle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle fazla yatırım yapmadan var olan kaynaklardan sağlanacak üretimi artırmak maksadıyla yaygın olarak kullanılmaktadır. İş etüdünde öncelikle
"iş nasıl yapılıyor?”, sonra da "nasıl yapılmalıdır?" sorularına cevap aranır, en iyi yöntemi bulunduktan sonra da işin bu yöntemle ne kadar zamanda yapılacağı hesaplanır.
İş Basitleştirme, İşi birkaç işlevden ibaret en küçük parçalara ayırmaktır. Bu sayede uzmanlaşma oluşur. İşi, tekrarlı ve standart hale getirmek esastır. Çalışan aynı işi tekrarladığından, işinde uzmanlaşacak ve verimlilik artacaktır. İşçilerin işinde uzmanlaşma sağlanırken münavebeli, dönüşümlü çalışma sistemi de göz ardı edilmemelidir. Bir işerinde dönüşümlü çalışma da önemli bir özellik ve verimliliği artıran bir faktördür. İşyerinde çalışan bir işçi izine ayrıldığı zaman veya rahatsızlanarak rapor aldığı zaman onun yerine diğer çalışan bir işçinin hemen monte edilmesi gerekir. Bunun için de o işi önceden yapmış olması icap eder, yoksa o bölümde verim elde etmek mümkün olmaz.
Tam Zamanında Üretim, Bu sistem; Sıfır Stoklu Üretim Sistemi olarak da bilinir. Üretim akışının kesilmemesi için gerekli olan asgari düzeyde malzemelerle birlikte doğru parçanın doğru zamanda ve doğru miktarlarda imal edildiği için gerçekleşme süresinin kısa olduğu bir üretim sistemidir. Kaynak savurganlığını engelleyerek ve kaynakları en etkin biçimde kullanarak verimliliği arttırmak amacıyla uygulanan bir yöntemdir.
Fayda-Maliyet Analizi, Çeşitli yatırım alternatifleri arasında kârı en yüksek olanı belirleyebilmek için yatırımlarda katlanılmak zorunda olunan maliyetlerle, bunlardan elde edilecek faydaların ekonomik açıdan kıyaslanması amacıyla yapılır. Böylece işletmeler yatırımlarında en az maliyetli yolu bulup, en yüksek değeri elde ederek fayda ve maliyetin en iyi oranını belirlemeye çalışırlar. Faaliyetlerin sonuçlarına odaklanması, bu analizin en önemli özelliğidir. Bu özellik sayesinde her bir alternatifin katlanılması gereken muhtemel maliyetlerine karşılık, muhtemel faydalarını ve sonuçta alternatiflerin toplamdaki faydalarının kıyaslanmasını sağlar.
Beyin Fırtınası, Etkileşim ekiplerinde var olan ve gelişmeyi engelleyici nitelikteki baskıların üstesinden gelmek için kullanılan bir tekniktir. Beyin fırtınası, alternatif fikirlerin üretildiği bir süreçtir. Tipik bir beyin fırtınası toplantısında belirli sayıda insan bir masa etrafında toplanır. Ekip lideri, herkesin anlayabileceği bir şekilde problemi ortaya koyar. Üyeler, serbest düşüncelerini dile getirirler.
Gelecekte gerçekleşebilecek problemlerin önceden tespit edilmesi, her hangi bir soruna yol açan nedenlerin belirlenmesi, sorunla ilgili hangi verilerin toplanacağının tayin edilmesi ve problemi ortadan kaldıracak çözüm önerilerinin geliştirilmesinde planlı bir fikir üretme süreci olarak motive edici bir grup çalışmasıdır. İşletmedeki sorunların üstesinden gelmek, işleyişi basitleştirmek ve iş verimini arttırmak için bu teknik uygulanır. Bu çalışma, çalışanların yeni düşünce ve önerilerini ortaya çıkartır.
Verimliliği artıran unsurlardan birisi de işyerinde çalışan elemanları hizmet içi eğitime tabi tutmak, yenilikleri, teknolojik gelişmeleri aktarmak ve onlara tatil imkanı sağlayarak iş motivasyonlarını artırmaktır. Sonuç olarak verimliliğin sağlanması, kendiliğinden kârlılığı da artıracaktır.