Toplantıda konuşan Osmanlı, Anadolu’daki 1000 yıllık medeniyetimizin asli unsuru olan vakıflarım, milletimizin Allah’ın rızasını kazanma temelinde insanlara iyilik yapma düşüncesinin bir tezahürü olarak var olduğunu aktardı.
Günümüzde sosyal bir kurum haline gelen vakıfların, ecdadımızın peygambere olan sevgisini de gösteren vakfetme geleneğinden doğduğunu belirterek, “Kültürümüzün bir parçası haline gelen Vakfetme geleneği, insan ve çevresindeki fiziki ve kültürel çevreye, tüm varlığa iyilik ederek, bu iyiliği hayatın her noktasında sürdürülebilir hukuki bir sisteme bağlı kılarak kıyamete kadar sürdürmeyi amaç edinmiştir. Vakıf dini hassasiyetlerle kurulmakla birlikte sosyal ve hukuki bir kavramdır.
Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, henüz Anadolu’da Milli Mücadele sürdürülürken, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurulmasının hemen sonrasında 2 Mayıs 1920 de kurulmuştur. Bu durum Devlet kurma geleneğimiz içinde vakıfların önemini göstermektedir. Bu kuruluş yılı ülkemizde Vakıflar Haftası olarak her yıl farklı temalarla kamuoyuna hatırlatılmaktadır. Bu yılki vakıflar haftasında Vakıf Medeniyetinde Sosyal Politikalar, Sosyal Yardımlar ve Paylaşma Geleneği teması üzerinde durulacaktır.” dedi.
Medeniyetimizin temel kurumlarından olan Vakıfların, Eğitimden sağlığa, tekil yapı mimarisinden şehirleşmeye, kültürden sanata ekonomiye kadar sosyal hayatın her alanına paylaşma/infak geleneğinin bir ürünü olarak nüfus ettiğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Vakıflarımız Kadim bir şehir olan Konya’mızın Fiziki ve Kültürel çevresine önemli katkıları olmuştur. Gayretimiz bundan sonraki süreçte de bu eserlerin korunması kadar temsil ettiği infak kültürünün gelecek nesillere ulaşması üzerine olacaktır. Bölgemiz sorumluluk alanında onarımından sorumlu olduğumuz 525 Vakıf Eseri bulunmaktadır
Geçmişte Sadaka taşı geleneğinin bu gün askıda ekmek uygulamasına dönüştüğü görülmekte, geçmişte şartları itibariyle çeşitlilik arz eden vakıfların günümüzde çeşitliliği azalsa da vakıf kültürünün devam ettiği görülmektedir. Mahalle kültürünün ürettiği Avarız vakıfları çok azalmış olsa da mahalle sakinlerinin kendi imkânlarıyla yardımlaşma dayanışmaya yönelik çalışmaları bulunmaktadır.
Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğümüz yetki alanında yönetimi kalmamış ecdattan emanet kalan 403 mazbut ve halen görevini sürdürmekte olan 11 mülhak vakfımız bulunmaktadır. Geçmişte bizzat halkın iyilik yapma seviyesini de gösteren Allah’ın rızasını kazanmak uğruna tüm varlıklara malını paylaşarak hizmet etme geleneğinin bir ürünü olan Vakıfların yürüttüğü birçok faaliyet, bu gün Modern Sosyal Devlet ilkesinin bir gereği olarak Devletimize ait birçok kurumun eliyle yürütülmektedir.
2021 yılı içinde Bölgemizde Sivil toplum eliyle yönetilen 179 vakıf ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün sorumluluğundaki mazbut vakıfların vakfiye şartları nedeniyle ihtiyaç sahiplerine yönelik (Gıda, Kırtasiye, öğrenci bursu, maaş, giyecek ve yakacak yardımı) pandemiye rağmen yaklaşık 60 milyon TL harcama yapılmıştır. Vakıflarımızın olmadığı durumda yardım ve vakıf eseri onarımına yönelik giderlerin tamamının devletimize yük olacağı düşünüldüğünde, her hizmetin devletimizden beklenmediği medeniyetimizin iyilik müessesi olan vakıf geleneğimizin gelecek nesillere ulaştırılmasının önemi daha iyi anlaşılacaktır.”
HABER: Murat ÖZÜNAL
Günümüzde sosyal bir kurum haline gelen vakıfların, ecdadımızın peygambere olan sevgisini de gösteren vakfetme geleneğinden doğduğunu belirterek, “Kültürümüzün bir parçası haline gelen Vakfetme geleneği, insan ve çevresindeki fiziki ve kültürel çevreye, tüm varlığa iyilik ederek, bu iyiliği hayatın her noktasında sürdürülebilir hukuki bir sisteme bağlı kılarak kıyamete kadar sürdürmeyi amaç edinmiştir. Vakıf dini hassasiyetlerle kurulmakla birlikte sosyal ve hukuki bir kavramdır.
Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, henüz Anadolu’da Milli Mücadele sürdürülürken, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurulmasının hemen sonrasında 2 Mayıs 1920 de kurulmuştur. Bu durum Devlet kurma geleneğimiz içinde vakıfların önemini göstermektedir. Bu kuruluş yılı ülkemizde Vakıflar Haftası olarak her yıl farklı temalarla kamuoyuna hatırlatılmaktadır. Bu yılki vakıflar haftasında Vakıf Medeniyetinde Sosyal Politikalar, Sosyal Yardımlar ve Paylaşma Geleneği teması üzerinde durulacaktır.” dedi.
Medeniyetimizin temel kurumlarından olan Vakıfların, Eğitimden sağlığa, tekil yapı mimarisinden şehirleşmeye, kültürden sanata ekonomiye kadar sosyal hayatın her alanına paylaşma/infak geleneğinin bir ürünü olarak nüfus ettiğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Vakıflarımız Kadim bir şehir olan Konya’mızın Fiziki ve Kültürel çevresine önemli katkıları olmuştur. Gayretimiz bundan sonraki süreçte de bu eserlerin korunması kadar temsil ettiği infak kültürünün gelecek nesillere ulaşması üzerine olacaktır. Bölgemiz sorumluluk alanında onarımından sorumlu olduğumuz 525 Vakıf Eseri bulunmaktadır
Geçmişte Sadaka taşı geleneğinin bu gün askıda ekmek uygulamasına dönüştüğü görülmekte, geçmişte şartları itibariyle çeşitlilik arz eden vakıfların günümüzde çeşitliliği azalsa da vakıf kültürünün devam ettiği görülmektedir. Mahalle kültürünün ürettiği Avarız vakıfları çok azalmış olsa da mahalle sakinlerinin kendi imkânlarıyla yardımlaşma dayanışmaya yönelik çalışmaları bulunmaktadır.
Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğümüz yetki alanında yönetimi kalmamış ecdattan emanet kalan 403 mazbut ve halen görevini sürdürmekte olan 11 mülhak vakfımız bulunmaktadır. Geçmişte bizzat halkın iyilik yapma seviyesini de gösteren Allah’ın rızasını kazanmak uğruna tüm varlıklara malını paylaşarak hizmet etme geleneğinin bir ürünü olan Vakıfların yürüttüğü birçok faaliyet, bu gün Modern Sosyal Devlet ilkesinin bir gereği olarak Devletimize ait birçok kurumun eliyle yürütülmektedir.
2021 yılı içinde Bölgemizde Sivil toplum eliyle yönetilen 179 vakıf ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün sorumluluğundaki mazbut vakıfların vakfiye şartları nedeniyle ihtiyaç sahiplerine yönelik (Gıda, Kırtasiye, öğrenci bursu, maaş, giyecek ve yakacak yardımı) pandemiye rağmen yaklaşık 60 milyon TL harcama yapılmıştır. Vakıflarımızın olmadığı durumda yardım ve vakıf eseri onarımına yönelik giderlerin tamamının devletimize yük olacağı düşünüldüğünde, her hizmetin devletimizden beklenmediği medeniyetimizin iyilik müessesi olan vakıf geleneğimizin gelecek nesillere ulaştırılmasının önemi daha iyi anlaşılacaktır.”
HABER: Murat ÖZÜNAL
