Üniversitenin
akademik birim yöneticileri ve idari personeline yönelik olarak farklı
tarihlerde çevrim içi ve yüz yüze düzenlenen eğitim semineri KMÜ Siyaset Bilimi
ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Candan tarafından verildi.
“Kamusal yaşamda kurumsal temsil
kadar bireysel temsil de önem arz ediyor”
Seminerin
açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Namık Ak, protokolün tanımından
bahsederek, “Protokol, kamusal alan ve sosyal yaşamda düzenlenen etkinliklerde,
resmi iş ilişkilerinde, resmi yazışmalarda, resmi görüşme ve toplantılarda
yöntem ve biçim yönünden uyulması ve uygulanması gereken kurallar bütünüdür.”
dedi.
Rektör
Namık Ak, kurumsal temsilin yanı sıra bireysel temsilin de önem arz ettiğine
vurgu yaparak “Bireysel temsil öğesi olarak kılık kıyafet, davranış ve konuşma
etkili unsurlardır. Kamusal ve sosyal yaşamda protokol, saygı ve nezaket
kurallarının bilinmesi ve bunlara uygun hareket edilmesi yöneticilerin önemli
sorumluluklardan birisidir. Hem kurumlar arası ilişkilerde hem de ast-üst
ilişkileri başta olmak üzere kurum içi ilişkilerde, uyulması ve uygulanması
gereken yönetsel ve sosyal davranış kurallarının bilinmesi ehemmiyet taşımaktadır.”
şeklinde konuştu.
"Usul esastan önce
gelir"
Rektör
Namık Ak, kamuda hizmet sunan yöneticilerin ve kamu görevlilerinin halkla
ilişkileri yürütürken gerekli kuralları bilmelerinin büyük bir önem taşıdığını
ifade ederek 'usul esastan önce gelir' sözünü hatırlattı. Rektör Namık Ak,
"Programımızın, kurumumuzun imajının daha da iyi hale getirilmesine vesile
olmasını ümit ediyorum.” diyerek konuşmasına son verdi.
"Nezaket
kuralları, çağımız insanı için vazgeçilmez bir hal almıştır"
Açılış
konuşmasının ardından "Protokol ve Sosyal Davranış Kuralları" adlı
eğitim seminerini veren Doç. Dr. Hakan Candan, "Yakın geçmişte sosyetik
bir zümre davranışı olarak görülen nezaket kuralları, çağımız insanı için
vazgeçilmez bir hal almıştır." diyerek sözlerine başladı.
Doç.
Dr. Candan, protokol ve sosyal davranış kurallarının insanların toplu yaşamaya
başlamalarıyla hayatımıza girdiğini ifade ederek eski çağlarda insanların
çadıra girerken mızraklarını dışarıda bırakmalarının nezaket gereği olduğunu,
tarihi çok eskilere dayanan el sıkışmanın da kişilerin birbirlerine zarar
vermeyeceklerini gösteren ve günümüze kadar gelen bir davranış şekli olduğunu
vurguladı.
Görgü, Terbiye, Nezaket, Zarafet
Doç.
Dr. Candan görgü, terbiye, nezaket, zarafet gibi kavramlara da açıklık getirerek
şunları söyledi: "Görgü, toplumların tarihsel süreçte geliştirdikleri
saygı ve incelik kurallarıdır; toplumsal
davranışları
kabul edilebilir sınırlar içine alır, uygarlık düzeyinin göstergelerinden
biridir. Terbiye, kişilerin görgü kurallarına göre eğitilmeleri ve bu kurallara
uyum göstermede alışkanlık oluşturmalarıdır. Nezaket, kişinin aldığı terbiye
sonucu ölçülü, hoşgörülü, saygılı, barışçı ve dürüst davranması iken zarafet,
kişinin sosyal yaşamındaki tutum ve davranışlarıyla çevresinde bıraktığı hoş
etkidir."
"Protokol, saraylarda ve
mabetlerde doğmuştur; saygınlığın koruyucusudur"
Doç.
Dr. Candan, protokol kavramının da önemine dikkat çekerek "Protokol,
saraylarda ve mabetlerde doğmuştur. Devlet ve diplomasi törenlerinde, resmi
ilişkilerde teşrifat ve öncelikler bakımından uygulanması gereken kurallar
bütünüdür. Protokol aynı zamanda bireysel, kurumsal ve ulusal saygınlığın
koruyucusudur." dedi.
Doç.
Dr. Candan, 'öndegelme hakkı' anlamına gelen protokol sırasının hukuksal statü
ve hiyerarşik yapıdan doğduğunu ifade ederek araştırmalara göre iş yaşamında
bir yöneticinin başarısının yüzde 33 kişiliği, yüzde 33 iş bilgisi, yüzde 34
oranında da protokol ve temsil niteliğiyle ilgili olduğunu dile getirdi.
İlk İzlenim ve İmaj Kırıcılar
Denklik,
karşılıklılık (mütekabiliyet), işlem eşitliği, makam gibi kavramlar üzerinde de
duran Doç. Dr. Candan, imaj kırıcılar hakkında açıklamalarda bulundu. İlk
izlenim anlamına gelen imajın, kişiler arasında ilk 30 saniye ile 4 dakika
arasında oluştuğunu söyleyen Candan, "İmajın yüzde 55'ini görünüm ve beden
dili, yüzde 38'ini konuşma ve ses tonu, yüzde 7'sini de ne söylendiği
oluşturur." dedi.
Doç.
Dr. Candan, hem kadınlar hem de erkekler için bakımsızlık, uygun olmayan kılık
kıyafet, takı ve dövme gibi unsurların başta gelen imaj kırıcılar olduğunu
belirterek argo konuşmanın da son derece tehlikeli bir mayın tarlası olduğunu
söyledi. "Argonun sıradanlaştığı ve normalleştiği bir dönemdeyiz."
diyen Candan, argo konuşmanın kişiyi olumsuz etkilediğini sözlerine ekledi.
Protokol
kurallarına uymanın ve ast-üst ilişkilerine dikkat etmenin hayati önemde
olmakla birlikte astların görüş ve düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilmesinin
günümüzün demokratik değerleri açısından elzem olduğunu belirten Candan,
örgütsel demokrasinin egemen olmadığı kurumlardan başarı çıkmayacağını söyledi.
Doç.
Dr. Candan, sözlerini Hz. Peygambere ait olan "Nezaket hangi şeyde
bulunursa onu mutlaka süsler; hangi şeyden de çekilip alınırsa onu eksik ve
kusurlu yapar." hadisiyle tamamladı.
Program,
plaket takdiminin ardından sona erdi.
HABER: İsmail
DİKBAŞ