MANAZAN DESTANI
MURAT AY
Çoook uzun zaman önce Eirene isminde güzel mi güzel bir kız varmış. Manazan’ ın Gelinciği derlermiş bu güzeller güzeline. Ormanlarla kaplı çok uzun bir vadinin kenarında inzivaya çekilmiş, mağaralarda yaşayan Roma’lıların güzel kızıymış Eirene. Bu sık ormanlarda envai çeşit av hayvanı yaşar, ormanlarında güzelim meyveler bitermiş. Manazan ahalisi Bu meyveleri toplayıp av hayvanlarını avlayıp az da olsa tarlacıklarına ektikleri tahıl ile geçinirlermiş.
Vadinin tam ortasından soğuk bir dere akaaar gidermiş. Suyun gittiği yönde, sık ormanlardan dolayı ulaşılması güç, verimli bir ovaya varılırmış. Verimli ovanın da ortasında büyük bir kent varmış. Bu kent Pavlikanların kutsal kenti Derbe’ imiş. Derbe’nin de çok yakışıklı, cesur ve attığını vuran bir delikanlısı varmış. Karbeas; sırtı yere gelmez, gözünü budaktan sakınmaz, bütün kızların vurgun olduğu bir delikanlı imiş.
Manazanın Gelinciği Eirene on beşine yeni girmiş. Güzelliği dillere destan, saçları gözlere gülistanmış. Vadinin bütün gençleri Eirene ile evlenmek için yarışırlarmış. Derbe’de güç yarışları, avlanma yarışları düzenlenir, en iyi olanı Eirene’ye sahip olmayı hedeflermiş. Gençler annelerini falcılara yollar, Eirene ile evlenmek için fallara baktırırlarmış. Ama Eirene hiç böyle şeylere tamah etmez, güler geçermiş.
Derbe’li Karbeas ise; sabah erkenden kalkar, babası ile tarlaya gider, akşama kadar küçük tarlalarının ekimi, dikimi, tahılların kaldırılması işleri için babasına yardım edermiş. Bağlarının üzümleri o yörenin en iyisi imiş. İki tanede camızları varmış. O dönemde, bu yöre camızcılıkla ve camız kaymağıyla ünlüymüş. Karbeas ava meraklıymış. Arada bir sık ormana gider akşama kadar avlanır, vurduğu kekliği ya da tavşanı annesi güzelce hazırlar afiyetle yerlermiş.
Karbeas’ın babası ise; sık sık antik kent Derbe’nin kiliselerine giden, pavlikanların başı ünlü din adamlarının vaazlarını dinleyen, kendi halinde dindar bir çiftçiymiş.
Bir gün Karbeas çok uzaklara, sık ormanların ve bu ormanların ortasından akan derenin geldiği yöne doğru, az gitmiş uz gitmiş, dere tepe yol gitmiş. Ağaçlarında göz alıcı meyvelerin, güzel ötüşlü kuşların olduğu bir vadide bulmuş kendini. Mis kokulu çiçekler baştan çıkarmış Karbeas’ı. Bu arada Karbeas; çalıların arasında, ağaçların bol yapraklı dallarında avını kollamaktaymış.
Kuş seslerinin arasından bir çıtırtı gelmiş kulağına. Hemen kulak kabartıp dikkat kesilmiş. O da ne; bembeyaz tenli, örgülü saçları belinde, dünyalar güzeli bir kız. Zaten çiçek kokuları sarhoş etmiştir delikanlıyı. Onu görünce büsbütün büyülenmiş. Manazan’ın Gelinciği ürkek, narin, incecik belliymiş.
Adını sormuş, korkmamasını söyleyip –‘’ Benden sana zarar gelmez’’ Demiş. Güzeller güzeli adını söylemez, kaçar gider. Delikanlı ardından bağırır : -“ Benim adım Karbeas ! ‘’.
Güzeller güzeli o an ve bütün gece hep aklındadır Karbeas’ın. Eirene’nin de uykusu kaçmıştır beri tarafta. Onun da aklında yakışıklı delikanlı vardır gece boyunca. Karbeas sabahı zor eder ve yollara dizilir. Yine az gider uz gider Manazan Vadisi’ne varır. Gözü artık ne av hayvanında ne de çiçeklerdedir. Derken güzeller güzeli belirir. Elinde bir sepet vardır ve yine bir ceylan gibi ürkektir. Delikanlı yaklaşır kıza, biraz önce topladığı bir demet çiçeği uzatır. Gelincik, alır çiçek demetini. Delikanlı söze başlar. -‘’Benim adım Karbeas, Derbe’liyim. Adını bağışlar mısın?’’. Güzeller güzeli yine ürkek –‘’Eirene’’ Diye biraz seslice fısıldar.
Gel zaman git zaman Karbeas sıkça bu ormanlara uğramakta ve Manazan’ın Gelinciği ile buluşmaktadır. İki genç biribirlerine sırılsıklam aşık olmuşlardır. Aylar ayları kovalar, aileler delikanlıların değişen tavırlarından bir şeyler olduğunu sezinlemeye başlamışlardır. Derken Manazan’da dedikodu alır başını gider. Köyün gençleri çok kıskanırlar ve Eirene’nin ailesine durumu yetiştirirler.
Nasıl olur da Pavlikan adında murdar kimselere mensup ve kötülük tanrısının simgesi gruptan birisi ile iyilik tanrısı Manazan’ın güzeller güzeli Eirene’si bir arada olabilir. Çünkü bu yöreye sonradan gelip yerleşen Pavlos’lara karşı nefretle yetiştirilmişlerdir. Manazan halkından birisi eğer Pavlikan’lardan birisi ile arkadaşlık kurarsa en ağır ceza ile cezalandırılmalıdır. Çünkü ataları bu Pavlikan’lardan çok çekmiş ve dağlık, ulaşılması güç bölgelere sığınmak zorunda kalmışlar.
Bu durumdan habersiz olan Karbeas, çıkar bir gün Eirene’nin ailesinin karşısına ve Eirene’yi kendisine eş olarak ister.
Çok hiddetlenen aile bireyleri Karbeas’ı öldüresiye döverler. Delikanlı güçlüdür ama karşı gelmez. Hiddetli ailenin elinden kurtulur, kanlar içinde Derbe’ye döner. Aynı anda Manazan’da köy meclisi kurulur. Töre gereği Eirene’nin oğlan kardeşi bu pisliği temizlemesi gerekmektedir. Güzelim Eirene’yi kafasına vura vura öldürür. Manazan’ın Gelinciği artık solmuştur. İki genç lanet olası töre yüzünden, dinler arası savaş yüzünden birbirlerine kavuşamamışlar. Eirene’nin ruhu kanatlanmış NİKE olmuş. Cansız vücudunu ailesi tören bile yapmadan Manazan Mağaralarında bulunan Ölüler Meydanı’na gömmüşler.
Kan revan içinde Derbe’ye dönen Karbeas ise, Gelinciği’ nin öldürüldüğünü de duyunca kahrolur. Gün gün erir sevdiğinin ismini sayıklaya sayıklaya can verir. Sade bir törenle Derbe’nin mezarlığına gömerler Karbeas’ı.
Yıllar yılları, tarihler tarihleri kovalamıştır. Bundan yaklaşık yirmi-otuz yıl önce Manazan Mağaraları’ndan birisinin yan duvarının çökmesi neticesinde tesadüfen hiç bozulmadan günümüze kadar erişen bir genç kız mumyası köylüler tarafından bulunur. Üzerinde beyaz elbisesi, saçları perçemli binbeşyüz yıl adeta hiç bozulmadan günümüze erişmiştir.
Yine yıllar önce Derbe yakınında arkeologların yaptığı bir yüzey kazısında NİKE heykeli bulunur. Heykelin bütün hatları bellidir. Üzerindeki elbisesinin ve saçının kıvrımlarına kadar betimlenen bir heykelciktir. İlginçtir ki bu heykel, mumyanın kanatlı kopyasıdır adeta. Kanadının biri kırılmıştır. Mumyamız da, Nike heykelimiz de Karaman Müzemiz’de binlerce yıl sonra kavuşmuş ve sizleri beklemekte, Karbeas ise Derbe’ de gün yüzüne çıkartılmayı ve Karaman Müzesi’ ndeki sevdiğine kavuşmayı beklemektedir.
MANAZAN’ IN GELİNCİĞİ
Eirene Manazan’ ın gelinciğiydi
Gencecik, onyedisindeydi
Perçem saçları belindeydi
Derbe’ ye gelin gidemedi
Sevdiği, Derbe’li bir gençti
Ferhat gibi dağları deldi
Karbeas’ın gelinciğiydi
Gelinliği üzerindeydi
İlistra, Listra sevinçliydi
İbrala gelinin eviydi
Manazan törelere yenildi
Derbe, incili güveylendi
Derbe’ ye topraklar serpildi
Dağ oldu, alaza silkindi
Karbeas’ın artık kefeniydi
Mezarı gelinciklerle bezeliydi
Murat Ay
11- 03-2013 / Amsterdam
Sevgili hemşerilerim
Manazan Destanım Hollanda'nın en köklü ve nitelikli tiyatro grubu Tiyazro'nun beğenisi ile tiyatrolaştırılıyor.
2013 yılında yazmış olduğum ve Karamanımızın antik dönemini anlatan Manazan Destanım müzikal oyun olarak sahneye koyulacak. Sosyal medyada çok ilgi gören bu yazım film şirketlerinin de ilgisini çekiyor. Umarım güzel yapıtlar hazırlanır ve Karamanımızın tanıtımına katkıda bulunur.
Polifonic (çok sesli) bestelerim, şarkılarım, rapsodi ve şiirlerimden oluşacak olan müzik bölümlerinin yönetimini yapacağım oyun, Avrupa ülkeleri ile Türkiye'de sahnelenecek.
2 Haziran 2017
Karaman
KÜLTÜR-SANAT
05 Haziran 2017 - 09:48
MANAZAN DESTANI
Çoook uzun zaman önce Eirene isminde güzel mi güzel bir kız varmış.
KÜLTÜR-SANAT
05 Haziran 2017 - 09:48
İlginizi Çekebilir