Çorak topraklara yağmur olup yağmaktır fetih.
Topraklarda çiçek açtırmaktır fetih.
Kavruk yüreklere iman esintileri estirip diriltmektir fetih.
Kırık kalpleri tamir etmek, soluk benizlere kan, ölmüş
toplumlara can vermektir fetih.
Havanın, suyun, toprağın ve güneşin birlikte sözleşip çekirdeğin
kulağına hayat şarkısını fısıldayınca çiçek açmasıdır fetih.
Kur’an ayetleri ile tabiat ayetlerinin, insanın kulağına Hakk’ın
seslerini söyleyip, gönlünde iman çiçeğini açtırmasıdır fetih.
Karanlıkları aydınlığa dönüştürürken yanarak tükenen ışık
olmaktır fetih,
Karanlık gönülleri iman aydınlığına çıkarırken yok edildiği
yerde gerçek hayata açılmadır fetih.
İnsanın kalbi etrafında oluşan surları delmek, kalpten kalbe
giden gizli yolu gökkuşağına döndürmektir fetih.
Çiçeğin meyve vermek için ağzını açması gibi, insanlığa
medeniyet meyvesini tattırmak için bütün gönülleri İslâm’a açmaktır fetih.
Hür fikirli, gür sesli insanların çanına ot tıkamak, başını
ezmek, alt etmek ve yere sermek değildir fetih.
Tütsü yerine insan yakarak zulüm mabedinde huzur bulmaya
çalışan, beyaz veya kızıl sarayını yetim kanlarıyla süsleyen zalimlerin zulmünü
adalete çevirmektir fetih.
Seher yelleri gibi esip, serin nefesiyle İslâm aşısı yapmak,
İbni Sina’lar, Gazali’ler, İbn-i Rüşd’ler, Fatih’ler, Baki’ler serpiştirmektir
fetih.
Fetih, alnı ak, yüzü pak, başı dik yiğitlerin burnunu sürtmek,
dize getirmek, kendine kul köle yapmak değildir.
Uyuşmuş kanları coşturmak, miskin canları harekete geçirmektir
fetih.
Ülkeleri ve insanlarını, Firavun gibi, halkını oyuna getiren,
fırıldak çeviren, kandıran zulmeden zalim yöneticilerden,
Haman gibi, cin fikirli, şeytana pabucu ters giydiren, saman altından
su yürüterek bilimselliğini ortaya koyan hokkabaz ilim adamlarından,
Karun gibi, sürmeyi gözden çalan,
Manayı sözden kaldıran, hem nalına hem mıhına vuran, keseri hep
kendine yontan, “Yazı gelirse ben kazanırım, tura gelirse sen kaybedersin”
diyerek hep kazanan, hortumcu, soyguncu kodamanlardan insanları kurtarmaktır
Fetih.
Ekmeğinde alın teri olmayan, hazırlopçuluk yapan, “Armut piş
ağzıma düş” şarkısını mırıldanan, vakit öldürme cinayetleri işleyen, avını
saran yılan gibi vücudunun bütün kaslarını tembellik saran, elini dilenmek için
çalıştırdığına sevinen milletlerin üstündeki miskinlik ağını parçalamaktır
fetih.
Topraktan, sebze ve meyvelerden, rızk kapılarını açan Allah’a
karşı gelen ve açılan bu kapılardan akan rızkları irin toplayan çıban gibi,
haramlardan mal toplayan çağdaş Karun’ların topladığı servetine, Harun (A.S.)
neşteri ile müdahale ederek temizlemek ve haraminin yükünü hafifletmektir
fetih.
Rabbimizin el-Esma’ül-Husna’ından biri de el-Fettah’tır ve açan
manasınadır.
Toprağın altında uyuyan çekirdek ve tanelerin ağzını açan ev
dünyamıza önce çiçeklerle bakan, güzel kokular saçan, sonra onlardan güzel
yiyecekler çıkaran Allah celle celalühtür.
Çocuk ana rahminde iken çocuğa rızk kapısını açan, çocuk dünyaya
gelince bir kapıyı kapayınca annenin göğüslerinden iki kapıyı açan.
Göğüslerdeki iki kapı kapanınca acı-tatlı, yaş-kuru yiyeceklerden dört kapıyı
açandır.
Gönüllere iman kapısını açan, imanlı mücahitlere ülkelerin
kapılarını açan. Gözlerini açan, hüznümüzü, kederimizi giderip sevinç kapılarını
açan. Bereket kapılarını açan (A’raf 96). Çekirdeklere çiçek açtıran, tomurcuk
gülleri güldürüp, açan “el-El-Fettâh”a iman edenler gönül kapılarını herkese
açarlar. Varlık kapılarını ihtiyaç sahiplerine açarlar. Gözlerini açarlar.
İmansızların her türlü madrabazlıklarını ortaya çıkarıp insanların gözlerini
açarlar.
Altı milyar insanın imana giden yoldaki engelleri açarlar. Allah
ile kulu arasındaki engelleri kaldırırlar.
Ehl-i kitap, özellikle Yahudilerin hak ile batılı birbirine
karıştırdığını Bakara 42’de haber vermekte. Bu dünyada siyasilerin silah gücü,
ilim adamlarının kelime cambazlığı ve basit mantık oyunlarıyla hakkı batıla
karıştırıp, içine zehir, dışına şeker konmuş öldürücü imansızlık tuzaklarına bu
dünyada yakalananlar gerçeği anlayamadan giderlerse, ahirette hak ile batılın
arasını “el-Fettâh” olan Rabbimiz açacak ve herkes gerçeği görecek, ama iş
işten geçmiş olacak. (Sebe’ süresi ayet 26).
İşte gerçek Fatih’ler, imana giden yolu kapatan ve insanlığı
cehennem ateşinde cayır cayır yakmak için kilise ve okullarda cehenneme gitme
eğitimi veren kâfirlerin karanlık gönüllerine Rabbimizin gönderdiği ayetleri
rahmet damlası gibi, nur huzmesi gibi akıtan ve gönüllere giden iman yolunun
engellerini açanlardır.
Fatih’ler, Rabbin yarattığı gönlü işgal eden servet, şehvet,
şöhret, makam putlarıyla gönlün kapı ve pencerelerini kapatanlara karşı İbrahim
aleyhisselam gibi put kıranlık yapanlardır.