Karaman'da tarım yok oluyor...
Hep birlikte seyrediyoruz.
Yer altı su miktarı azalmış ve giderek azalmaya devam ediyor.
Çok para kazanacağız diye çiftçiler, çok su isteyen mısır ekiyorlar. Buğday, arpa eken neredeyse kalmadı.
Sürekli mısır ekimi toprağı yok ediyor. Bu gidişle 10 yıl sonra toprağın çölleşeceği söyleniyor. Yani tedbir alınmazsa on sene sonra su olsa da toprak bir şey vermeyecek.
Su bitiyor, toprak bitiyor...
Hal böyleyken; devlet ekilen mısıra bir de teşvik veriyor suyu iyice bitirin, toprağı iyice çölleştirin der gibi...
Kaçak su kuyuları elektrik parasının fazla gelmesinden yakınıyorlar...
Hani tarlasına bir ağaç dikse 10 - 15 sene sonra koca ağaç olacak ama belki görecek, belki görmeyecek. Bu yüzden ağaç dahi dikmiyor çiftçi... Bu kadar yani...
Torunlara güzel bir vatan bırakma düşüncesi bitmiş her şeyde olduğu gibi, her şeyin bitirildiği gibi.... Cebine ne kadar çok para giriyorsa ona bakıyor çiftçi...
Koca ovada bir tek ağaç görünmüyor. Karadeniz'den gelen biri; "Sizin çiftçiler tarlada ekmeği nerde yiyor?" diye soruyor. "Römorkun altında" diyorsun, garibine gidiyor, şaşırıyor...
Ekilebilir tarım alanları giderek azalıyor. Marketler, özel okullar,... yapılıyor. Çevre yolu geçsin eyvallah... Etrafındaki arazileri kapatan da kapatsın, zengin olsun sorun yok...
Lakin rahat bırakın toprağımı... Tarım yapın, üretimi artırın,
Şimdi herkes imar barışı ile tarım arazilerine ev yapabilmenin peşinde... Siyasetçi yönetici devlete para topluyor memnun... Vatandaş da tarım arazisine ev yapıyor memnun... Diğerlerinin de zaten umurunda değil.
Hani Aşık diyor ya!;
Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sâdık yârim kara topraktır
Ne yaptı kardeşim toprak size? Nedir bu düşmanlık?
* * *
Tarım Müdürlüğümüz var ne güzel... Eminim bunlara dair kendi içlerinde oturup tartışmalar yapıyorlar, Karaman'ı düşünüyorlardır. İlgililere yanlış giden hususları, daha güzel bir şehirde olması gerekenleri rapor ediyorlardır. Üretimin artırılması için çabaları vardır. Üreticinin ürünlerinin para etmesi için neler yapılabileceğine, köyden şehirlere kaçışı önlemeye dair projeleri vardır.
Üniversitemiz var ne güzel... Eminim lisenin az üstü görevinden fazlasını yapıyordur. Karaman ile ilgili bu konularda bilimsel raporlar hazırlıyorlar, sıkıntılara dair çözüm önerilerini ilgililere sunuyorlardır...
Siyasilerimiz var ne güzel... Haberleri var mı bilmiyorum... Yada ne kadar umurlarında belli değil... Durumu siyasilere ileten bir yetkili Müdür, yada araştırma yapan bir hoca var mı belli değil... Varsa neden tedbir alınmıyor da halen mısır ekimi artarak devam ediyor?
Devletin AB'ye uyum yasaları gereği Köydeki üretici kesimi şehirlere taşıma düşüncesi olduğunu duydum da, yanlıştan dönüp bu akışı durdurmaya dair bir çalışma yaptığını hiç duymadım. Köylerden şehre göç edecek de vatandaş kalmadı gibi bir şey...
Öğretmenler, eğitim camiası haliyle müfredat dışına çıkamıyorlar. Önder oldukları, örnek kişilik oldukları çocuklara, yaşadıkları yerdeki insanlara yanlışları anlatıyorlardır..
İmamlarımız haliyle Diyanetten gelen merkezi hutbeleri okuyorlar. Onların halkı bu konuda bilinçlendirmek, bilgilendirmek gibi böyle bir görevi olduğunu bilmiyorlardır, düşünmezler de.... Bilse de zaten diyanetin emrinin dışına çıkamazlar.
Neticede durum bu...
Eyyy siyasetçiler!
Toprağın yok olmamasını sağlamak, suyun azalmaması için gereken siyasi yaptırımları getirin. Meclise bir önerge verin. İhracatın önündeki engelleri kaldırıp ihracatı artırmak için bir şeyler yapın kardeşim!
Yoksa geriye dönüşü olmayan sıkıntılar bizi bekliyor.
Gelecekte ne olacak Karaman!
Yanlış politikalar yada politikasızlıklar, umursamazlıklar yüzünden bir ilin gittiği yer çok iyi görünmüyor..
Yanlışları, eksikleri söylesek, yazsak, olumlu eleştirilerimizden rahatsız olanlar oluyor. Ne deyim!
Halbuki her şey siyaset değil. Bırakın bu işleri... Siyaseti birinci önceliğiniz olmaktan çıkarın artık.
Karaman'ı düşünün kardeşim..