Herkes kendince bir çözüm söylüyor. İncirlik üssü kapatılsın, Ayasofya açılsın, herkes bir maaşını bağışlasın, bankamatik memurlarına iş bulunsun, israf önlensin...
Kimi yerli mallarına dönüş için kampanya başlatıyor, kimi Belediye Başkanları makam arabasını hazineye bağışlıyor, kimi vekiller bir aylık maaşını almıyor...
Kısa vadeli, uzun vadeli öneriler, teklifler...
Sarayın harcamalarının çokluğu...
Ne güzel. Bunların hepsi yapılsın.
Netice olarak; bu ülkenin ekonomik yok oluşunu yine Türk Milletinin kendisi kurtaracaktır.
Çünkü ülkenin bu hale gelmesine neden olan yine Türk Milletinin kendisi. Bunun da bir bedeli olacak. Ve bu bedel, körlerle-sağırlarla hep birlikte ödenecek... AKP'ye oy vereni de vermeyeni de... 49'u da, 51'i de... Hep beraber...
Geminin altı, üstü, deleni, misafirleri, sahipleri...
Solcusu, sağcısı, dincisi, dindarı herkes ABD peyki olarak yaşamaktan kurtulmak istiyor.
* * *
Bu gün Türk milletinin hep birlikte bir HEDEFİ yoktur. Eksik olan budur.
Bu da benim teklifimdir:
Gelin...!
Türk milletine bir hedef koyalım... Herkesin, tüm unsurlarıyla, zengin ve fakirlerinin, her kesiminin birlikte mücadele edip uğruna öleceği bir ortak hedef...
Ülkü...
Ortak ülkü...
Bu olanlar bize bir ders olsun..
Bu durum bize aklımızı başımıza alma fırsatı versin.
Türklük sadece ülke dara düştüğünde hatırlanmasın.
Biz ne krizler atlattık, bunu da atlatırız... Ekonomik yaptırımlar Türk milletini yıldıramaz. Vız gelir, tırıs gider. Bu kriz Türk Milleti için bir diriliş olsun...
Mesele düze çıktıktan sonra Türk olduğun yine unutulmasın. Milliyetçiler de ayaklar altına alınmaya devam etmesin.
Hükümet çıksın boş ve hamasi nutuk atmak yerine, ülkeyi bu hale getirdiği için "özür dilesin milletten"
Hakka, hukuka, adalete uyacağının, akraba, siyaset, sendika gözetmeden adam kayırmayacağının, liyakate önem vereceğinin sözünü-güvenini versin.
"Ne Mutlu Türküm Diyene!" desin...
Birlik ve beraberlik çağrısı yapsın. Siyaset liderleri bir araya gelsinler. Ortak bir kriz masası oluşturulup birlikte, topyekün bir mücadele kararı alınarak, ortak ülküyü belirlesin.
Geçmiş unutulsun... Herkes eteğindeki taşları döksün, herkes bu ülküye uysun.
Bir orkestra gibi... Farklı enstrümanların hepsi çalacak. Ama dinlediğinizde güzel bir müzik çıkacak...
Şimdi "Toplum sözleşmesi" diyorlar buna...
Bu ülkü dışına çıkan kim olursa olsun, bunu bir siyaset olarak gören herkesi; kap-kaççısından, hırsızına, dolandırıcısına... Çocuğu suistimal edeninden, kadını dövenine kadar, insanımızı ayrıştıran-bölen, birbirine ters bakan herkesi "Türk Milletinin ortak hedefine aykırı davranmak suretiyle vatana ihanet" suçu ile cezalandırılsın.
Siyasi rant uğruna milleti ayrıştırıp, bölmenin, sürekli gerginlik yaratmanın bir fayda sağlamadığını, bizim başka ülkemiz olmadığını anlayalım.
Hep birlikte, hep beraber Türk Milleti olduğumuzu, birbirimize ihtiyacımız olduğunu, ancak birlikte olursak güçlü olacağımızı yoksa dış güçlere yem olacağımızı ve en önemlisi; bizim başka ülkemiz olmadığını bilelim.
Herkes kendi işini iyi yapsın artık. Japon'u ve Alman'ı unutmayalım. Fabrika yapan fabrikalar kuralım... Muasır medeniyet seviyesini yakalayalım..
Pis ve kirli siyaset bitsin artık. Ayrıştırıcı, bölücü dilden uzak siyaset yapılsın. Herkes kendi vaatlerini sunsun millete ne var yani...!
Gözlerimizi ufka dikelim.
Hedef koyalım. Uzak olsun. Herkesin tek bir derdi olsun. O da bu hedefe ulaşmak olsun.
Ben bitsin. Biz başlasın.
Güçlü, büyük Türkiye'yi lider ülke yapalım.
Türk Birliğini sağlayalım.
Aleme Nizam getirelim...
* * *
Bu güne kadar söylediğimiz hiç bir şeyi yapmadılar. Ve hep haklı çıktık. Şimdi yaparlar mı emin değilim. Düze çıktıktan sonra tek adam olup yandaş kayırırlarsa ve Türklüğü unuturlarsa diye endişe etmekten de kendimi geri alamıyorum.